Kategori
🗞
HaberlerDöküm
00:00Müzik
00:00Sevgili Cumhuriyet TV izleyenleri, hoş geldiniz yayınımıza.
00:15Bildiğiniz üzere 19 Mart'tan bu yana çok olağanüstü günler yaşıyoruz.
00:19Her gün yeni bir gündeme, yeni bir açıklamaya, yeni bir gelişmeye uyanıyoruz diyebiliriz.
00:24Hepimizde aslında kaygılar, öngörülemezliğin getirdiği belli endişeler var ama en büyük gündemimizde hala ekonomiye.
00:32Aslında bu süreç ekonomik anlamda da Türkiye'yi hepimizi yine çok etkiledi ve belli ki etkilemeye devam edecek.
00:39Özellikle bu süreçte uzun aylardır çalışılan ekonomi programının biriktirmek için uğraş verdiği rezervlerin, döviz rezervinin erimesini konuştuk.
00:49Bu rezervler eridiğinde ekonomi programı en başa döndü, başa döndük, faiz yeniden artırılacak, şimdi ne olacak diye konuştuk biz bu sürece ama doğrudan sade yurttaşa yönelik etkileri de olacak aslında.
01:02Bugün biraz bu konuya eğilmeyi tercih ettik sizler için.
01:05Konuğumuz Prof. Dr. Mustafa Durmuş.
01:08Hocam merhaba, hoş geldiniz.
01:10Hoş buldum İran.
01:11Şimdi rezerv meselesi aslında son bir ayın, bir ayı aşkın sürenin ekonomideki en önemli gündemi o kadar rezerv biriktirilmişti, eksilerden gelinmişti pozitif rakamlara.
01:23Şimdi başa dönüldü dedik.
01:25Faiz artışını da böyle konuştuk.
01:27Peki bu gelişmeler doğrudan yurttaşı nasıl etkileyecek?
01:31Evet, öncelikle yurttaşı olumsuz etkileyeceği kesin.
01:36Ama genel olarak şöyle bir baktığımız zaman ekonominin içine girdiği yeni süreçin doğrudan ve dolaylı etkileri söz konusu olacaktır.
01:46Şöyle kısaca bir hatırlayalım.
01:4819 Mart diye hep bir tarih veriyoruz.
01:52Doğru bir tarih.
01:53Ben ona bizim eskiler işte Mart ay, dert ay derlerdi.
01:57Gerçekten Mart ay, dert ay oldu.
01:59Ama Nisan'da, Mayıs'ta da bu dertler bitecek gibi gözükmüyor.
02:02Giderek derinleşerek gidiyor.
02:04Bunun tabii en önemli etkilerinden bir tanesi de iki yıldır uygulanan programın aslında alınan bir siyasal kararla ve onun tetiklemesiyle iflas etmesiydi.
02:16Yani iki yılda halka da çok ciddi bir biçimde, kemer sıkma biçiminde bedeller ödettirilerek hayata geçirilen bir program.
02:25Maalesef bu alınan kararlarla, operasyonlarla, kimi buna biliyorsunuz sivil darbe diyenler de var.
02:33Bu tür gelişmelerle heba edildi.
02:35Bir kere bunun altını bir gerçekten kalın kalın çizgilerle çizmemiz lazım.
02:40Peki neyin önünü açtı?
02:42Şu anda Türkiye'de artık enflasyonun yanı sıra başka şeyler de konuşuluyor.
02:48Bunlardan bir tanesi likidite sorunu dediğimiz sorun.
02:52Yani likidite tabii ki sorunu yaşayan şirketler onlar da bu ülkenin vatandaşları farklı sosyal sınıflara ait olabilirler.
03:00Ama özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelere baktığımız zaman onların krediye erişimlerinde zaten sorun vardı.
03:08Şimdi iyice bu sorunlar arttı.
03:10Faiz oranlarında, kredi faiz oranlarında çok ciddi bir artış var.
03:14Yani 19 Mart'tan bu yana 10 puanın üzerinde bir artış olduğu biliniyor.
03:19Bütün bunlar tabii ki o faizi ödemeye çalışsa dahi fiilen bankaların onlara herhangi bir şekilde kredi açmadığı gerçeğiyle karşı karşıyayız.
03:29Peki bu nasıl etkileyecek?
03:31Önce bu şirketlerin tabii ki üretimlerini etkileyecek, satışlarını etkileyecek, faaliyetlerini etkileyecek ve süre içerisinde de bir kısmı işi çıkarmaya başlayacaklar.
03:41Hatta toplu işten çıkarmalar söz konusu olacak.
03:45Bunu sürdüremeyenler de bir süre sonrasında iflas edecekler.
03:49Zaten hem iflas eden şirket sayısında hem konkordato ilan eden şirket sayısındaki artışlar da bunun bir göstergesi.
03:56Aynı zamanda real ekonomiye baktığımız zaman hem kapasite kullanım oranlarındaki, imala sanayi kapasite kullanım oranlarında bir düşüş olduğunu görüyoruz.
04:05Yani pandemi düzeylerine gerilemiş gibi sanki pandemi varmış da hani bir zamanlar pandemi olduğunda baya bir durmuştu ya kapasite kullanım oranları küçülmüştü, azalmıştı.
04:16Şimdi şu aralar bunlar yaşanıyor.
04:18Üretim sanayi endeksinde %2'ye yakın bir düşüş var.
04:21Yani kısacası biz genellikle böyle döviz, faiz, enflasyon gibi parasal göstergeler üzerine odaklanıyoruz.
04:29Doğru ama bunun da birisi de real bir takım göstergeler de çok önemli ölçüde kötüye gidiyor.
04:36Ve bu kötüye gidişle beraber tabii ki vatandaşın durumda çok daha kötü olmaya başlıyor.
04:41Özellikle dar gelirler, sabit gelirler, işçi sınıfı, genel olarak emekçiler, yoksul köylüler, gençler, kadınlar gerçekten çok zor bir dönemin içerisine girmiş gibi görünüyor.
04:55Bütün bunların da nedeni aslında zaten defolu, zaten sıkıntılı olan bir ekonominin, kapitalist ekonominin Türkiye koşullarında böyle bir siyasal operasyonla daha da krize doğru sürüklenmesi.
05:09Şimdi birinci konuşulan şeyin dikte olduğunu söylemiştim.
05:12Ben ikinci tehlikeden de bahsedeyim.
05:15İkinci tehlike de aslında dolarizasyon dediğimiz olay.
05:18Biliyorsunuz yine daha öncesi programda dolarizasyonu çözebilmek için kur korumalı mevduat uygulamasına geçilmişti.
05:25Ve parası olan zenginler, hatta şirketler de dahil olmak üzere böyle bir mevduat biçimine yöneldiklerinde çok ciddi servetler edindiler.
05:34Kaynaklar onlara aktarıldı ve bütün bunların faizlerini bedellerinde yine halk, yine emekçiler ödedi.
05:41Bakın burada da bir ciddi kayıp söz konusu.
05:45Çünkü tekrar dolarizasyon gündeme gelmeye başladı.
05:49TL'den kaçışlar arttı.
05:51Sadece yabancılar değil yerler de TL'den kaçmaya başlıyorlar.
05:55Ve bu kaçışları önleyebilmek için de Merkez Bankası ne yapıyor bu sefer?
05:59Makro ihtiyacı tedbirler dediğimiz tedbirlere başlamak durumunda kalıyor.
06:03Yani 350 bas puanlık 17 Nisan'daki arttırdığı faiz yeterli olmadı biliyorsunuz.
06:09%46'ya çıktı.
06:10Bu sefer bir gecelik faizi %48-49'a çıkarmak durumunda kaldılar.
06:16Çünkü bazıları biliyorsunuz TL'yi ucuza alıp, donunma döviz satın alıp spekülasyon yapıyordu.
06:22Bunun da önüne geçebilmek için, tersine dolarizasyon yapabilmek için bunu yapmak zorunda kaldılar.
06:27Ama bütün bu dengeleri de alt üst etmeye başladı.
06:30Tüketici kredilerini arttırıyorsunuz, faiz oranlarını.
06:35Şeyin kullandığı küçük ve orta ölçekli işletmelerin özellikle kullandıkları kredilerin faiz oranları da arttı.
06:41Çünkü çok büyük şirketlerin kendi bankaları var zaten.
06:44Onlar için çok büyük bir sorun yok.
06:46Krediye erişebiliyorlar ama küçük orta ölçekli işletmeler erişemiyorlar.
06:50Onlar da sıkıntıya girdi.
06:51Faiz oranları arttı, vatandaşın borç yükü artmaya başladı.
06:56Dolayısıyla bütün bu operasyonlar kendisini işsiz bırakma, gelirsiz bırakma ve çok daha fazla yoksullaştırma biçiminde göstermeye başladı.
07:06Bir süre sonrasında da muhtemelen vatandaş sahip olduğu bir takım varlıkları satarak geçimini sağlamak zorunda kalacak.
07:14Bu şey karşısında, gelişmeler karşısında ki şunu da söylemiyorum tabii, vatandaşı doğrudan etkileyen bir başka faktör daha var.
07:22O da enflasyonun tekrar yükselişe geçmiş olması.
07:25O da aslında Marfa'yı enflasyonuna baktığınız zaman TÜİK zorlayarak biliyorsunuz 2.47'lerde çıkarmıştı aylık enflasyonu.
07:34E şimdi yine zorlayarak 3'e yükseltti.
07:37Aslında 3'ün çok üzerinde olduğunu biz de biliyoruz.
07:40Enflasyondaki artış ne demek?
07:42Enflasyondaki artış bizlerin daha fazla yoksullaşması demek.
07:46Alın işte bir eksi haneye daha yazılacak şeyler.
07:49Bunlar doğrudan yurttaşları çok ciddi biçimde etkileyen şeyler.
07:53Ve tabii enflasyon dinamikleriyle ilgili bir başka gerçek daha var.
07:56Onun da altını çizelim.
07:58O da şu, çekirdek enflasyonda aslında bir artış var.
08:02Biliyorsunuz normalde tüfenin içerisinden şeyi çıkarırsanız, gıda ve enerjiyi çıkardığınızda çekirdek enflasyona erişirsiniz.
08:10Gıda ve enerjiyi niye çıkarırız?
08:13Çünkü gıda ve enerji mevsimsel olabilir.
08:15Yani mevsimsel etkilerden dolayı uzun vadeli fiyatları öngöremeyebilirsiniz.
08:20Ama bunlar çıktıktan sonra bile mal ve hizmet enflasyonunda ciddi bir yükseliş varsa ki var,
08:26Nisan'dan itibaren başladı.
08:28Bu da enflasyonun yapısal ve kalıcı bir sorun olarak yukarı doğru çıkacağını gösteriyor.
08:34E ne yaparsınız böyle bir durumda?
08:35Yapacakları şey yine belli.
08:37Yapacakları şey faiz oranlarını yükseltmek.
08:40E hani Temmuz'da, Ağustos'ta faiz oranları tekrar düşürülecekti?
08:44Olmadı.
08:44Bilecekler ve faiz oranlarını yükseltmekten başka çağrıları da yok.
08:48Yani aşağı tükürseniz sakal, yukarı tükürseniz bıyık misali dediğimiz bir durumla karşı karşıya Türkiye ekonomisi.
08:55Yani bir tarafı yaparken diğer tarafı bozuyor ama genel olarak artık bütün çivisi çıktı.
09:01Yönetilemez bir durumla karşı karşıyayız.
09:04Bunun da altında yani piyasalarda belki sıkıntı var, şirketlerde belki sıkıntı var.
09:10Ne bileyim parası olanların parasını ne dediğini söyleyebiliriz ama
09:14bunların ötesinde bu ülkenin, 86 milyonluk bu ülkenin %80'inin çok büyük bir biçimde bu enkazın altında kaldığını görüyoruz.
09:24Hayat pahalılığı biçiminde, dolar kurunun yükselmesi biçiminde, işsiz kalma biçiminde, yoksul kalma biçiminde, yoksul kalma biçiminde bunları yaşayacak gibi görüyoruz.
09:33Alın size işte bir 19 Mart sivil dersinin net faturası ve önümüzdeki süreçte de bunu nasıl çözeceklerine ilişkin hiçbir şey yok.
09:46Baştan söylediniz mi?
09:47Hani rezervlere bakalım diye rezervler niye yüksek tutulur?
09:51Biram Hanım, şunun için yüksek tutulur.
09:54Yani içeriden ya da dışarıdan gelecek ekonomik ya da politik şoklara karşı ekonomiyi korumak için yaparsınız.
10:00Sizin eğer ciddi bir biçimde böyle 460 milyar dolar aşan bir dış borç stoğunuz varsa, sizin kısa vadeli borçlarınız 200 milyarın doların üzerindeyse ve kur sürekli olarak yükseliyorsa ve sizin yeniden borçlanabilmeniz ancak daha yüksek faizler ödeyerek mümkün olabiliyorsa ki o da sıkıntıya giriyorsa sizi koruyacak olan tek şey rezervlerinizdir, cephaneliğinizdir.
10:27O cephanelikte tükeniyor.
10:29Yani 2 Mayıs itibariyle bakıldığında toplam bankaların, Merkez Bankası'nın yapmış olduğu döviz satışı 60 milyar doların üzerine çıkmış ve net döviz rezervleri de 15 milyar doların altına inmiş.
10:42O zaman 2 sene öncesinde başlatılan ve rasyonel politikalar diye savunulan ve 2 senedir halkın bu çektiği ızdırap boşuna mı çekildi?
10:53Bu atılan adımlar boşuna mı atıldı?
10:56Yani bunların siyasi sorumluluğu kime ait?
10:59Bunlarla ilgili kimden hesap sorulacaktır bu yoksullaşmanın?
11:03Gerçekten bence üzerinde düşünülmesi gereken sorular bunlar.
11:06Evet hocam siz de şimdi böyle bir özet yaptınız zaten bir KKM derdi vardı.
11:12O aslında sonra Maliye Bakanlığı tarafından Merkez Bankası'nın üzerine bırakıldı ama aslında hepimizin üzerine bırakıldı.
11:19Çünkü Merkez Bankası bugün 700 milyar lira zarar ediyor.
11:22Zaten bunu hazine karşılıyor.
11:23Hazine de bizim vergilerimizde biliken bir kaynak.
11:26Şimdi burada bütün bu tabloya baktığımızda 23 aydır Türkiye ekonomisini sizin de söylediğiniz gibi tırnak içinde rasyonel politikalarla yürüten bir acı reçete uygulayan bir ekonomi yönetimi var.
11:38Geldiğimiz noktada var elde var sıfır.
11:41Bundan sonra yapabilecekleri de faiz politikasında başka hangi araçları var kullanabilecekleri onu sorayım.
11:48Bir de artık bu kadar ekonomideki dengesizliğin artık herkesi vurmaya başladığı bir noktada siz bir yandan da ekonomi politik uzmanısınız.
11:56Sermayeyi de rahatsız eden artık iktidarın tutunmasını da zorlaştıracak gelişmeler değil mi bunlar?
12:02Şimdi bugün Ekrem Amoğlu serbest bıraksa bile piyasalara güven verebilir mi bu iktidar?
12:08Kesinlikle katılıyorum söylediğini de.
12:10Ben şöyle düşün yani eskiden sınıfsal olarak belli kesimler özellikle çok büyük sıkıntı yaşarlardı ve genellikle de emekçiler olurdu bunlar.
12:21Yani işi sınıfı, memurlar, işte köylüler, yoksul köylüler, halk.
12:26Şimdi bu potanın içerisine sermayenin belli kesimleri de girmeye başladı senin de dediğin gibi.
12:32İhracatçılar bir kere son derece rahatsızlar.
12:34Uygulanan politikalardan ve üstelik onların paralarının bir kısmını biliyorsunuz şeye vermek zorundalar.
12:43İhracat getirilerinin bir kısmını Merkez Bankası'na satmak zorundalar.
12:47Onu 10 puan daha artırdılar.
12:49Ve onlar tabii ki kendi dengelerinde bozulduğunu haklı olarak geri sürüyorlar.
12:53Şimdi orada bir sıkışma var.
12:55İmalet sanayinde bir sıkışma var.
12:58Ve aynı zamanda da halkın durumu gerçekten çok kötü bir durumda.
13:02Peki bunun için ne yaptılar 2 senede?
13:06Bakın 2 senedir 3 tane ayak üzerinde yürüdü.
13:09Bir gelirler politikası uyguladı.
13:12Bu gelirler politikasını da sıkı gelir politikası dediğimiz bir politikaydı.
13:16Yani asgari ücreti enflasyonun altında tuttuğu açlık sınırında bu ülkenin çok önemli bir nüfusunu yaşamaya mahkum etti.
13:27%80'ini yoksulluk sınırında mahkum etti.
13:30Ve bu senede biliyorsunuz beklentimiz normal koşullarda asgari ücretin ikinci kez arttırılmasıydı.
13:37Haziran ayında ama öyle bir şey yapacaklarını hiç ihtimal vermiyorum.
13:41Hiç öyle bir niyetleri de yok.
13:42Bu demektir ki bu gelir politikaları sıkı gelir politikaları devam edecek.
13:47Bu sıkı gelir politikalarının bir sınıfsal karakteri var.
13:50Kimin gelirlerini sıkıyor?
13:52Emekçilerin gelirlerini sıkıyor.
13:54Yoksul halkın gelirlerini sıkıyor.
13:56Ve böylece oradan yürüttüler.
13:57Kemer sıktırdılar aynı zamanda.
13:59İkincisi sıkı para politikasıydı.
14:02Bu sıkı para politikası da işte bildiğimiz gibi faiz oranlarının yükseltilmesi biçiminde olmuştu.
14:08Ve böylece enflasyonu aşağıya çekmek ve bir miktarda döviz kurunu baskılayarak dışarıdan para girişini temin etmeye çalışmaktı.
14:19O da 19 Mart operasyonuyla beraber ne yaptı?
14:24Tamamen göçlü ortadan kalktı.
14:26Bundan sonra izleyebilecekleri ne tür bir farklı para politikası ya da faiz politikası uygulanabilir gerçekten bilmek mümkün değil.
14:36Çünkü zaten bunlar daha önce denendi.
14:39Yani faiz oranlarını düşürdüler sonra tekrar yükselttiler.
14:42İki senedir öyleydi biliyorsunuz.
14:43Sonra tekrar düşürmeye başladılar.
14:4542 uçağa geldi.
14:47Sonra 19 Mart operasyonları oldu.
14:4946'ya tekrar çıktı.
14:50Muhtemelen şimdi E'ye tekrar çıkaracaklar.
14:52Peki tekrar tekrar yapboz yapboz biçiminde artık bunun da gerçekten hani derler yalama olmuş bir hali var.
15:01Bunun daha yere gidebilmesi mümkün değil.
15:03Geriye bir tek şey kalıyor.
15:05Tabii ki politika deneti kalıyor.
15:08Normal koşullarda maliye politikası.
15:11Sıkı maliye politikası dedikleri zaman da bizimkiler yani talebin asıl yaratanlarının çok zenginler olduğu, onların harcamalarının olduğu gerçeğini inkar ediyorlar.
15:23Mesela bakıyorsunuz Türkiye'de ithalatın birleşimine, ithalatta lüks tüketim mallarının ithalatı, yatırım malları ve ara malları ithalatından çok daha fazla artmaya başlıyor ama onları vergilendirmeye dönük herhangi bir şey yapmıyorlar.
15:37Zenginler üzerinden herhangi bir servet vergisi almak gibi bir niyetleri yok.
15:41Spekülasyonu durdurmak gibi bir niyetleri yok.
15:43Sadece dostlar alışverişle görsün diye büyük sermaye gruplarını rahatsız etmemek için kayıt dışında kalmış bazı kesimlerin üzerine gidiyorlar.
15:53Yani kayıt dışılıkla mücadele de etmiyorlar aslında.
15:56Yani kayıt dışılıkla mücadele etseler, kayıt dışındakileri kayıt içine alsalar anlayacağım.
16:01Ama kayıt dışında kalmış olanları daha fazla sıkıştırma biçiminde bir yöntemle, idari yöntemlerle bu işi çözmeye çalışıyorlar.
16:10Bunun adı sıkı maliye politikası değil.
16:12Peki sıkı maliye politikası için ne yapmaları gerekiyor?
16:16Hem enflasyona karşı yürütecekleri hem de diğerleriyle ilgili talebi kısmalar lazım.
16:21Zaten halkın talebini büyük ölçüde kısmış durumdasınız.
16:25Yani bundan sonrasını ne yapabilirsiniz ki?
16:28Yaşamasınlar diyecek haliniz olmadığına göre, ücretin durumu, yoksullaşma durumu belli olduğuna göre
16:34siz dönüp bu kendi oligarşik yapınızın etrafında kümelemiş o sosyal çevrelerden, sosyal sınıflardan vergi almalısınız.
16:43Onların harcamalarını kısmalısınız.
16:46Onlara verdiğiniz vergisel teşviklerden vazgeçmelisiniz.
16:49Çünkü bakıyorsunuz bütün bunlar olurken habire teşvikler, vergisel teşvikler inanılmaz bir şekilde devam ediyor.
16:55Hatta bu biliyorsunuz bir takım şeyler var, hani köprülerin, yolların yapıldığı bir şey var, model var.
17:03O model çerçevesinde yapılan ödemelerde ciddi artışlar olduğunu görüyorsunuz.
17:08Hiç oralardan kısmıyor.
17:10Dolayısıyla sıkı maliye politikası da doğru dürüst uygulanmıyor.
17:14Uygulanan da bizim boğazımıza basarak uygulanmaya çalışılan bir maliye politikası.
17:20Geriye ne kaldı? Geriye bir şey kalmadı.
17:22Kalmadığı için de bence artık rıza üretemiyorlar.
17:27Rıza üretemiyorlar, insanlar artık ayağa kalktılar ve isyan etme durumuna geldiler.
17:33Özellikle 19 Mart sonrasındaki operasyonlar bunun bir göstergesi.
17:37Bu sadece şey değildi ki İmamoğlu'nun işte gözaltına alınması ve oraya çekilen operasyona
17:43Türkiye'nin geniş kitleleri çok büyük tepki gösterdiği bir şekilde açıklanamaz o.
17:47O bardağı taşıran bence son damlaydı.
17:50Zaten birikmiş özellikle gençlerin ve halkın içerisinde ve giderek de bu büyüyor.
17:55Rıza üretemiyor.
17:56İşte rıza üretemediği yerde neye başvuruyor?
17:59Despotluğa başvuruyor.
18:00Zorbalığa başvuruyor.
18:02Rıza ile olmayan zorlukla, zorbalıkla olacaktır diyor.
18:06Rıza üretemediğiniz noktada ekonomi programına attığınız adımlara kimseye inanamadığınız noktada
18:12iki yolunuz var.
18:14Ya bırakacaksınız, çekeceksiniz, gideceksiniz ve diyeceksiniz ki olmuyor bu iş.
18:19Biz erken seçime gidelim ve başka bir paradigma ile başka şeyler yapabilecek birilerinin önünü açalım diyeceksiniz.
18:27Ya da hayır biz gitmeye niyetimiz yok.
18:29Bu işi daha da sertleştireceğiz, sonuna kadar götüreceğiz diyeceksiniz.
18:33Şu an ikincisinin tercihi hala iktidar açısından yapılıyor diye düşünüyorum.
18:39Yani birincisin demokratik yollarla bu işin çözülmesine ilişkin çok fazla niyetler olduğunu düşünmüyorum.
18:44Ama kendileri de emin olun çözümsüz.
18:48Ne yapacaklarını bilmiyorlar.
18:49İşte bir Kanal İstanbul hedefi var.
18:52Onu da bir yapacağız diyorlar, bir yapmayacağız diyorlar.
18:54Şimdi bugün gündem oldu.
18:56Sosyal konut yapıyoruz biz oraya demişlerdi.
18:59Toki ihalesi de hangi şirketlerin aldığını gizlemişler.
19:02Bakamıyoruz.
19:04Ya şimdi bütün bunlar aslında o felaket kapitalizmi diyoruz ya İrem.
19:08Yani ekonomik krizlerden, doğal felaketlerden neman sağlayan bir anlayış var şu anda.
19:13Dolayısıyla bu felaketi kullanıyor.
19:16İşte konut sorunu felaketini kullanıyor.
19:18Aslında konutla falan ilgisi yok.
19:19Ama bunu belli kesimlere rant aktarabilmek için yapıyor.
19:24Kaldı ki bununla ilgili çok şey de yazıldı, söylendi, çizildi.
19:27Bırakın ekolojik etkilerini, su kaynakları üzerindeki etkilerini, deprem bölgesine yaptığınız vesaire filan şeyleri.
19:33Aynı zamanda bunların bir kısmının satılıp özellikle yabancılara paralarının tahsil edildiği de söyleniyor.
19:40Şimdi öyle bir tuhaf ülkedeyiz, öyle bir tuhaf durumdayız ki kim nereye ne yaptı, ne satıldı hiçbir bilgi alma şansınız yok.
19:48Böyle olmayınca da tabii ki gelecekle ilgili beklentiler gerçekten çok büyük sıkıntıya girmeye başlıyor.
19:55Kapitalizmin şöyle bir kuralı var piyasa ekonomilerinde.
19:58Tam bilgi, tam bilgiye erişirseniz oyunu sağlam kurarsınız.
20:02Eğer tam bilgiye erişemezseniz sizin oyununuz işlemez.
20:06Bugün tam bilgiyi bırakın, hiçbir bilgiye erişebilmek mümkün değil.
20:10Onun için beklentileri yönetebilmek de mümkün değil.
20:13Yani %24'te sizce bu senenin sonunda enflasyon kalacak mı? Kalmayacak.
20:18Şimdiden %29 üzerinden konuşulmaya başlandı.
20:22Evet, kendilerine söyledi. %21 ile %29 arası.
20:26E pes yani %21-29 arasında 8 puan fark var.
20:30Bu kadar büyük bir yelpaze nasıl izah ediyorsunuz?
20:34Bu demektir ki en az %29 olacak ve bunun üzerine çıkacaklar.
20:37Bu da resmi, hala da şeyler açığa kavuşturulmuş değil.
20:42Niye en harinkiler hala sizin iki katınızdan fazla?
20:45Niye İstanbul Ticaret Odası daha farklı açıklıyor?
20:49Vesaire bütün bunlarla ilgili olarak herhangi böyle rahatlatıcı ya da ikna edici bir açıklamaları yok.
20:56Bence onlar da kara kara düşünüyorlar bu işi.
20:58Evet, bugün baktım ben de yalnızca İTO ve ENAK verileri de değil, İnan Hoca bilirsiniz, İnan Mutlu, Antalya'daki hal fiyatları üzerinden karşılaştırmış.
21:07TÜİK ile aşağı yukarı hiçbir alakası yok yani.
21:11Peki, hocam çok teşekkür ederim.
21:12Sizin de dediğiniz gibi bizdeki sapma payı, o %8 puanlık enflasyon hiçbir ülkede yok bile aslında.
21:20Yok tabii canım. Biz ciddi bir biçimde bu konuda LİK şampiyonuyuz.
21:24O dönüş bir şey, %2 notta küsur açıklıyorsunuz şeyi, gıda enflasyonunu Nisan için, karnabahardaki artış oranı %55 olmuş.
21:33Şimdi bakın o kadar çok bütün pazara, hale gittiğiniz zaman o kadar görüyorsunuz ki bunları.
21:38Bunlarla izah etmeniz mümkün değil.
21:40İnan Hoca da çok sağlıklı, çok güzel şeyler yapıyor.
21:43Çalışmalar yapıyor. Kendisini de kutluyorum buradan. Çok da yararlanıyoruz.
21:46Teşekkür ederim tekrar konuk ettiğiniz için.
21:48Ben de teşekkür ederim. Artık söylenecek de çok fazla şey kalmıyor aslında, daha ilerlerdir konuşuyoruz ama insanın böyle Allah sonumuzu hayretsin diyesi geliyor.
21:56Çok teşekkür ederim.
21:57Valla kendi şarkımızı, kendi türkümüzü söyleyelim artık bu saatten sonra.
22:01Bence kendi gündemimizi belirleyelim, onlara konuşalım.
22:04Peki. Umalım ki öyle olsun hocam. Çok sağ olun. Görüşmek üzere.
22:07Sevgili Cumhuriyet TV izleyenleri, ekonomi gündemini konuştuk biraz.
22:12Prof. Dr. Mustafa Durmuş bizimle birlikteydi.
22:15Şimdi 19 Mart'tan bu yana pek çok gelişme oluyor.
22:18Biraz kabataslak yorumlarda benzerdi.
22:21Nedendi?
22:2219 Mart'tan bu yana rezervler yakıldı.
22:24Uzun zamandır, ekonomi yönetimi neredeyse 23 aydır, 2 sene olacak.
22:28Bu rezervleri biriktirmek için uğraşmıştı.
22:30Ve bu rezervlerin biriktirilmesiyle de biraz övünüyorlardı biz.
22:33Eksi rakamlardan geldik bu noktaya diye.
22:35Şimdi o rezervlerin neredeyse 60 milyar dolara yakını yakıldı gitti.
22:41Başa dönüldü. Ne oldu?
22:43Faizler inecekti, enflasyon düşecekti.
22:45Uzun zamandır bunun üzerine yapılan bir çalışma vardı.
22:48Bu yüzden de yurttaşlara bir acı reçete içiriliyordu.
22:51Kuruş kuruş gram gram zamlar veriliyordu.
22:54Şimdi faizler de yeniden artmaya başladı.
22:56Ne oldu?
22:57Hiçbirimizi anlamadık.
22:58En başa döndük.
22:59Ama bizlere yansıması daha fazla olacak.
23:02Bizlere nasıl yansıyacak?
23:02Bundan sonra bizi neler bekliyor?
23:05Sade yurttaşları neler bekliyor?
23:07Bunları konuştuk sizin için.
23:08Sayın Durmuş'un aktardığına göre aslında ekonomi yönetiminin ve iktidarın elinde de ekonomiye müdahale edebilmek için pek fazla enstrüman kalmış değil.
23:16Artık bundan sonra ne yapacaklar?
23:18Nasıl toparlayacaklar?
23:20Ben de bilmiyorum.
23:21Şeklinde konuştu biraz.
23:23Bizler de bilmiyoruz.
23:24İzliyoruz ve size aktarıyoruz efendim.
23:26Şimdilik nokta diyorum.
23:27İlerleyen günlerde görüşmek üzere.