Akademisyen, hukukçu, siyasetçi Bahadır Erdem bir roman yazdı.
Evet, yanlış okumadınız: Roman.
Şaşırdınız mı? Şaşırmayın demek isterdim ama haklısınız.
Çünkü onu yıllardır ekranlarda hukukçu ve siyasetçi kimliğiyle tanıyorsunuz.
Ama bu kez karşımızda bambaşka bir Bahadır Erdem var: Yüreğinin “çocuk yerinden” yazan, kırılganlığını saklamayan, sevgisizliğin izini süren bir yazar.
Kırmızı Kedi’den çıkan Baba Oğul Hikâyeleri, onun deyimiyle uzun yıllardır çekmecesinde bekleyen bir metin.
Bir ilk roman.
Ama içeriği sahici ve sıcacık. Malatya’dan Moda’ya uzanan bir aile tarihi.
Kadınların dönüştürücü gücü…
Anneler, büyükbabalar, büyükanneler, oğullar, halalar, teyzeler…
Ve her satırda yankılanan hüzünler, şefkat eksikliği ve sevinçler.
Baba Oğul Hikâyeleri, zaman zaman çocuğun şaşkın bakışıyla, zaman zaman da yetişkinin pişmanlığıyla anlatılıyor.
Bir yanıyla çocukluğa, diğer yanıyla babalığa tutulan içten bir ışık bu. Ve Bahadır Erdem’in sözleriyle: “Babaların iktidar koltuklarını kolay kolay bırakmaması sadece siyasetin değil hayatın da meselesi.”
T24 stüdyolarında buluştuk. Baba Oğul Hikâyeleri üzerinden yalnızca edebiyatı değil, geçmişi, çocukluğu ve kaçınılmaz olarak siyaseti de konuştuk. Çünkü o da söylüyor: “Hayatın olduğu yerde siyaset vardır.” Sohbetimizde bir romanın arka planını değil, Bahadır Erdem’in iç dünyasını da bulacaksınız.
Evet, yanlış okumadınız: Roman.
Şaşırdınız mı? Şaşırmayın demek isterdim ama haklısınız.
Çünkü onu yıllardır ekranlarda hukukçu ve siyasetçi kimliğiyle tanıyorsunuz.
Ama bu kez karşımızda bambaşka bir Bahadır Erdem var: Yüreğinin “çocuk yerinden” yazan, kırılganlığını saklamayan, sevgisizliğin izini süren bir yazar.
Kırmızı Kedi’den çıkan Baba Oğul Hikâyeleri, onun deyimiyle uzun yıllardır çekmecesinde bekleyen bir metin.
Bir ilk roman.
Ama içeriği sahici ve sıcacık. Malatya’dan Moda’ya uzanan bir aile tarihi.
Kadınların dönüştürücü gücü…
Anneler, büyükbabalar, büyükanneler, oğullar, halalar, teyzeler…
Ve her satırda yankılanan hüzünler, şefkat eksikliği ve sevinçler.
Baba Oğul Hikâyeleri, zaman zaman çocuğun şaşkın bakışıyla, zaman zaman da yetişkinin pişmanlığıyla anlatılıyor.
Bir yanıyla çocukluğa, diğer yanıyla babalığa tutulan içten bir ışık bu. Ve Bahadır Erdem’in sözleriyle: “Babaların iktidar koltuklarını kolay kolay bırakmaması sadece siyasetin değil hayatın da meselesi.”
T24 stüdyolarında buluştuk. Baba Oğul Hikâyeleri üzerinden yalnızca edebiyatı değil, geçmişi, çocukluğu ve kaçınılmaz olarak siyaseti de konuştuk. Çünkü o da söylüyor: “Hayatın olduğu yerde siyaset vardır.” Sohbetimizde bir romanın arka planını değil, Bahadır Erdem’in iç dünyasını da bulacaksınız.
Kategori
🦄
YaratıcılıkDöküm
00:00Hoş geldiniz.
00:00Çok teşekkür ederim. İyi ki çağırdınız.
00:02Çok mutlu oldum sizi.
00:04Bununla ilgili bir şeye gelmek beni çok mutlu etti.
00:08Evet, yani tabii herkes şaşırıyor şimdi.
00:10Biliyorum biraz önce de.
00:11Bu da nereden çıktı?
00:12Ne alaka bu?
00:13Ama bence herkesin de okuması gerektiğini düşünüyorum.
00:18Çünkü biz genelde bu arada biraz fazla anne, kadın, anne hikayeleri, kız hikayelerine giderken
00:25baba ve oğul hikayelerini birazcık galiba erteliyoruz.
00:28Ama ben okuyunca evet, evet bu da doğru, bu da doğru dedim.
00:32Bence güzeldi. Fikir nasıl oluştu?
00:35Şöyle aslında bu bende hep var.
00:37Yani ben edebiyata çok meraklı bir insanım.
00:42Zaten öyle olmadan iyi bir hukukçu da olamazsınız.
00:44Yani psikolojiye, sosyolojiye ve edebiyata meraklı olup severseniz, tiyatroya çok meraklıyım, çok severim.
00:51Hatta hani keşke tiyatrocu da olabilseydim.
00:55Bir ömre birkaç hayat sığamıyor tabii ki.
00:58Ama insanın istediği, sevdiği şeyler çok fazla olabiliyor.
01:04Ama yol sizi bir yere götürüyor.
01:07Çok da mutluyum, iyi ki hukukçu olmuşum, hoca olmak çok güzel.
01:11Ama edebiyata olan merakım nihayet bir şekilde meyvesini verdi.
01:16Çok, oldukça geç de olsa, yani 58 yaşında da olsa, çok bunu yazmış olmaktan mutluyum.
01:24Hep vardı.
01:25Bunu yazdığım zaman aslında bilgisayarımda hep duruyordu.
01:29Şimdi başka şeyler de duruyor tabii.
01:30İnşallah devam ettiririm.
01:31Gece tek kitaplık değil diye düşünüyoruz.
01:33İstiyorum, istiyorum, kesinlikle istiyorum.
01:362019, 2020'de falan yazmıştım.
01:39Daha sonra işte araya siyaset falan gelince, Türkiye'nin halleri, bunu geri bıraktım sırası değil şimdi diye.
01:44Sonra artık dedim ki, ya ne yapacaksın, ya yapacaksın.
01:48Hani çıkar.
01:49Ve de biraz tamamladık, sonlandırdık.
01:52Ve de Kırmızı Kedi'den çıkması da beni çok mutlu etti.
01:56Çok güzel bir yayın evinden çıktı.
01:59İnşallah benim sevdiğim insanları okuyucu da sever.
02:04Okuyucuyla buluşabilir.
02:06Türkiye'nin gündemi çok ağır, çok gerçekten karışık günlerdeyiz.
02:11Ama bunun içinde iyilik var.
02:13Emin olsunlar.
02:14Yani okuyucuya şunu söyleyebilirim.
02:16Bunun içinde iyilik var.
02:18Eski Türkiye'yi özleyenler varsa ki var olduğunu çok biliyorum.
02:23İşte onun değerleri var.
02:25Aile değerleri var.
02:27Şahane ailemiz var.
02:28Sevgi var.
02:29Onu söyleyeyim yani.
02:31Kadınların gücü var.
02:32Bu bir kadın kitabı aynı zamanda.
02:34Kadınların gücünü, o gücüyle neleri değiştirebileceğinin kitabı.
02:41Ve babamın tabii duyguları var.
02:43Ben bu kitabı bitirdikten sonra kapattım.
02:45Kapattım ve hani böyle her kitabı bitirdikten sonra bir düşünce tabii ki geliyor.
02:50Şey geldi aklıma.
02:52İyilik iyidir dedim böyle.
02:54Gerçekten iyilik kitabı ben.
02:55Çok teşekkür ederim.
02:57Tam da istediğim şey bu.
02:59Evet bunun içinde iyilik var.
03:01Çünkü hayat zor.
03:03Ama bu hayatın zorluğu içinde aslında iyi olmayı, hatta mutlu olmayı kendimiz seçmeliyiz.
03:10Yani hayatı hiç kimseye öyle çok büyük mutluluklar hani aman ne şanslı adam hep mutlu falan yok böyle bir şey.
03:17Yani herkes için zorluklarla gelen bir yaşam bu.
03:21Ama o zorlukların içinde dönem dönem herkese gelen zorlukların içinde biz iyi olmayı, onurlu olmayı, dirayetli olmayı, sevgimizi insanlara yansıtmayı, göstermeyi seçmeliyiz.
03:36Aksi takdirde gösterilmeyen sevginin hiçbir önemi yok.
03:41Bunda sevgi var ve sevginin gösterilmesinin ne kadar önemli olduğu var.
03:45Ve gücünü görüyorsunuz.
03:47Çünkü ben şuna inanıyorum.
03:49Anne baba sevgisiyle, anne baba sevgisi de yetmez.
03:53Ailenin bireylerinin, anneanninizin babaanninizin dediği, yani ailenin bütün fertlerinin, kardeş sevgisini, bunların gücüyle büyüyen insanların
04:03ileride yaşamlarının zor anlarında bile o çocukluklarında aldıkları sevginin içlerine verdiği öz güveni böyle çok güzel onlara güç olduğuna inanıyorum.
04:20Yani çocuklukta aldığımız güven duygusu, çocuklukta aldığımız sevgi ileriki hayatın zorluklarını aşmamızda bize çok yardım ediyor.
04:30Onun eksikliğini de doldurmak hiç kolay olmuyor.
04:34Hemen burada bir soru sormak istiyorum.
04:36Baba oğlu hikayelerinde zaman zaman o çocuğun şaşkın bakışları, anlatıcı çocuğun şaşkın bakışları zaman zaman da yetişkin pişmanlığı konuşuyor.
04:46Anlatıcı bakışını değiştirmek, hikayelerin arasındaki o duygusal yoğunluğu ve hikayenin dengesini kurarken bir zorluk yarattı mı size?
04:57Yaratmadı.
04:58Ya da nasıl etkiledi diyebilirim.
04:59Şöyle söyleyeyim, burada gerçekten ben yüreğimi açarak, hatta tanıtım şeyini de söyledim.
05:06Çocuk yüreğim, yani çocuk yüreğimden gelen duygularla yazdım.
05:10Çok şeffaf.
05:11Hatta Prof. Dr. Aysel Çeriker var.
05:14Eski Adalet Bakanı, benim hocam.
05:16Aynı zamanda Rahmetli Türkan Saylan'dan sonra 10 yılda Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'nin başkanlığını yapmıştır hocam.
05:24Allah çok uzun ömür versin.
05:26Okuduğunda dedi ki, yani nasıl yazdın bunu, ailenin her şeyini çok hani içten gelen, herkes yapmaz.
05:36Ben bunun herkesin anlatacak hikayesi olduğunu düşünüyorum.
05:41Her hayatın, her kişi bir kitap çıkaracak, bir roman çıkaracak, 3-5 roman çıkaracak kadar dolu dolu bir hayat yaşıyor aslında.
05:53İlla ki bunun çok büyük şeyler başarmış falan olmanız gerekmiyor hayatın içinde.
05:57Ama her hayat bir romandır.
06:00Sizin onu nasıl iştenlikle, nasıl saflıkla, nasıl duygularınızı aştığınıza bağlı.
06:06Ben gerçekten şeffaf bir şekilde duygularımı aştım.
06:09Dolayısıyla inanın bana bir zorluk olmadı.
06:11Yalnız bazı yerlerde yazarken zorlandım.
06:15Hangi anlamda zorlandım?
06:16Duygusal bakımdan zorlandım.
06:18Bir terapi gibi de olmuştu.
06:19Aynen öyle tabii.
06:21Aynen öyle buna emin olun ve ben bunu herkese de tavsiye ederim.
06:25Aslında bu psikoterapide kullanılan yöntemlerinden bir tanesi.
06:30Yani kimi zaman size yazmayı da önerebiliyor danışanlarına, psikologlar ya da psikiyatristler.
06:39İnsana iyi gelen bir şey.
06:41İnsanı geçmişiyle barıştıran bir şey.
06:44Baba oğul hikayeleri zordur.
06:46Çünkü babalar oğullarının mükemmel olmasını isterler.
06:49İktidarını paylaşmak istemezler.
06:51Tabii aynı zamanda iktidarı paylaşmak istemezler.
06:54Hele Anadolu'da.
06:55Anadolu'nun aile yapısında.
06:57Ben farklı aile yapıları var bu kitapta.
07:01Yani benim babam Malatya ve Darendeli.
07:04Bu arada şunu söyleyeyim.
07:05Kendi ailemden yola çıkarak yazdığım bir roman bu.
07:07Şimdi onu soracaktım.
07:08Babanızı merak ettim ben.
07:10Evet evet.
07:10Kendi ailemden yola çıkarak yazdığım bir kitap.
07:13Benim babam Anadolu kökenli Malatyalı bir ailenin çocuğu.
07:18Okumaya çıkmış.
07:1911 yaşında Leyli Meccane sınavıyla ve ailesinden koparak tek başına bir hayat mücadelesi.
07:25Çok da başarılı olmuş bir insandır.
07:27Annem tam tersi modalı.
07:31Aydın kökenli bir aile.
07:32Ailenin Girit'ten gelen kısmı var.
07:35Ama İstanbullu.
07:37Yani bir yerde tam kendi...
07:38Annenizin gücü de Girit tarafından geliyor gibi hissetti.
07:41Anneannesi Giritli.
07:43Ve anneannesini yazacağım.
07:44İnşallah.
07:45İnşallah.
07:46Kesin kararlıyım.
07:47Ben 5,5 yaşındayken vefat etmişti.
07:50Ailede sevgiler, hikayeler, masal gibi nesilden nesile aktarılır.
07:57Ve bu çok kıymetli bir şeydir.
07:59Hani şu mitokondrisi meselesi var ya, annenin mitokondrisi meselesi.
08:04Ben o annenin mitokondrisinin sadece kadınlarda olduğunu düşünmüyorum.
08:08Daha doğrusu kadınların sadece kızlarına verdiğini düşünmüyorum.
08:11Yani böyle bir olay bence her anne evlatlarına da, her evladına geçiriyor.
08:17Oğluna da geçiriyor.
08:19Ve nesilden nesile aktarılıyor.
08:21İnsanın, ben herkese de tavsiye ederim.
08:24Kendi ailelerinin geçmişini ve hayatını geçmişe dönük olarak bence araştırmalılar.
08:32Bence merak etmeliler.
08:34Hele de herkese tavsiye ediyorum.
08:36Anneanneniz, dedeniz, babaanneniz, yaşlılarınız hayattayken sorun.
08:41Onların çocukluğu nasıldı?
08:43Nerelerden geldiler?
08:44Onların duyguları nasıldı?
08:46Türkiye eskiden nasıldı?
08:47Eski Türkiye.
08:48Bunları bilmek lazım, öğrenmek lazım.
08:52Bu çünkü bugünü yorumlamamızda ve ileriye dönük olarak hayatımıza bakış açımızı da etkiliyor.
08:59Yani bugünü hazırlayan dündür.
09:02Dünü analiz etmeden, dünü anlamadan, dünle ilgili kavgalarınızı, psikolojik meselelerinizi çözmeden
09:09bugünü ve yarını sağlıklı bir şekilde oturtamıyorsunuz.
09:13Dolayısıyla muhakkak düne güzel şekilde bakmak lazım.
09:18İyi taraflarına da daha fazla öne çıkarmak lazım.
09:21Böyle kötülüğe tutunmamak lazım.
09:24Çok böyle çok vızılda.
09:25Bu galiba daha kolay.
09:26O daha kolay.
09:27Ama kolay olan şey aslında sizi bitiren bir şey ve en zorlayan ve sizi en aşağı çeken şey.
09:33Vızıldayanlardan olmamak lazım.
09:35Yani bardağın dolu tarafına kanalize olacaksınız.
09:38Boş tarafına değil.
09:39Çünkü herkesin hayatında bardak biraz boştur.
09:42Hiç kimse de sırf dolu değildir.
09:44Ama siz eğer hep boş olanlara vızılda, vızılda yani o yum yok, bu yum yok, şuyum yok diye dertlenen bir tipseniz
09:50hayatınız hep ah ah vah vah ile geçer.
09:53Ama var olana kanalize olursanız onun gücünü alırsınız ve dolu olan tarafı o güçle tamamlamak için elinizden geleni yaparsınız.
10:03Çocuklukta alınan sevgi de aileden alınan sevgi de bence o bardaktaki en dolu taraf.
10:11Peki babanızla nasıl ilişkiniz?
10:14Babamla ilişkim nasıldı?
10:16Şöyleydi bir kere babam kitapta da görecekler.
10:19Baba Anadolu kültürü var ve Anadolu kültürü olduğu için sevgiyi göstermeye öyle kolayına gösteren bir insan değil de feodal bir yapı.
10:30Kendisi de görmemiş.
10:32Şimdi kitabın içini çok anlatmak istemiyorum.
10:34Ben de çok detayları girmeden köşelerden.
10:37Çok anlatmak istemiyorum ama kendisi de görmediği için dolayısıyla göstermeyi de aslında bilmiyor.
10:45Fakat küçükken daha küçükken son derece güzel sevgi alırdım.
10:50Büyüdükçe daha beklentiler yani oğlum şöyle olmalı ya da böyle olmalıya döndü herhalde.
10:56Yahut da ben tek çocuktum belki eşinden kıskanmaya döndü bilemem.
11:00Ama şunu söyleyeyim ben babamın beni sevdiğini bilirdim.
11:04Onu söyleyeyim yani ben babamın beni çok sevdiğini bilirdim.
11:08Ben babamdan tek bir fiske yemedim.
11:11Yahut da ben babamın karşısına işte bacak bacak üstüne atmayacağım.
11:14Böyle şeyleri yoktu benim babamın.
11:15Yani öyle saygıyı böyle şekliyi saçma sapan şeylerle arayan bir insan değildi.
11:21Ve Allah rahmet eylesin.
11:23Yani her ikisine anneme de babama da.
11:26O çok şey öğrendim ondan.
11:29Ve yaşandıkça babanızın vakti zamanında kızdığı şeylere kızmaz oluyorsunuz.
11:36Daha çok hak veriyorsunuz.
11:37Beni çok çok gerçekten yaralayan.
11:40Gerçekten hak vermeye...
11:40Bazı anlar var.
11:42Kitapta da var.
11:43Kaç yaşında gerçekten hak vermeye başladınız?
11:46Kaç yaşında?
11:47Valla 40-45'den sonra.
11:49Değil mi?
11:50Tabii tabii kesinlikle.
11:50Hepimiz de öyle var.
11:51Ben 3 çocuk sahibi bir babayım.
11:54Kızlarımı yani dünyadaki her şeyden çok seviyorum.
11:58Ve erken baba oldum.
12:00Ama o yetmiyor.
12:02Baba gerçekten babanızı anlamak için belli bir olgunluk gerekiyor.
12:06Peki.
12:07Biraz çocukluktan bahsediyorduk.
12:09Taşra'da büyüyen çocukluk genelde güç gösterisiyle eş anlamlı oluyor.
12:15Sizin çocukluğunuzda erkek olmak neyi başarmakla ölçülüyordu?
12:19Şöyle söyleyeyim.
12:22Bir kere ben erkek olmak anlam...
12:24Şimdi benim annem tabii çok şehirli ve İstanbul'uydu.
12:27Ben modalı bir ailenin yetiştirdiği bir çocuğum.
12:30Bu arada kadın sevgisiyle büyüyen bir çok şanslı bir insanım.
12:34Ama bunu anlıyoruz zaten.
12:35Ben modalı kadınların oluşturduğu, kadınların gücünün çok olduğu bir ailenin...
12:44Son sözü kadınların söylediği...
12:46Aynen öyle. Son sözü kadınların söylediği bir ailenin çocuğuyum.
12:50Dolayısıyla sevgiyi ben oradan fazlasıyla aldım.
12:54Burada bu kitapta var olan şey benim anne tarafımla baba tarafımın...
12:58Yani Anadolu'yla İstanbul'un farklı kültürlerinin nasıl bir araya gelip harmanlanarak sevgi ve saygıyla bir aileyi oluşturup o ailedeki mutluluğu, birliği sağlayabildiği.
13:14Türkiye'de böyle.
13:15Türkiye bu.
13:16Yani bu kitabın içindeki aile yapısı Türkiye'nin kendisi demek.
13:20Benim kendi ailemden gördüklerim aslında benim hukukçu kimliğime, siyasetçi kimliğime, insan haklarına bakışıma...
13:28Yani eşitliğe, adalete inancıma, demokrasiye inancıma tabii ki temeldir.
13:36Temeldir.
13:37Bunu söyleyeyim.
13:38Babam ve annem, ikisi birden bunu da söyleyeyim.
13:41Hatta belki annem daha fazla.
13:43Benim hep böyle son derece hep terbiyeli bir çocuk.
13:45Yapması gerekenlere yapması gereken bir çocuk.
13:48Ama bu çocuk mesela...
13:50Tamam çok edebiyat yazıyor.
13:53Ben tiyatroda, tiyatro oyunları yazdım.
13:55Ted Ankara Koleji mezunuyum.
13:57Onu yönettim, oynadık.
13:59Son derece beğenildi falan filan.
14:02Ama mesela sanatçı olmama istemezlerdi.
14:06Ödleri patladı.
14:07Yani acaba ben şey mi tiyatrocu mu olurum yoksa işte daha sanata mı yönelirim falan tek çocuk.
14:14Bu doktor olacak.
14:15Mesela babamın benden beklediği doktor olma nasıldı?
14:18Erkek olmak olarak söylüyor.
14:20Yani...
14:21Başarın başarını da...
14:22Başarı.
14:23Biz babaya öf demeyen bir ailede büyüdüm ben.
14:26Benim babam hep sinirliydi ama çok işi gücü olan bir insandı.
14:29Çok meşguldü.
14:31Annem üniversite mezunuydu ama çalışmıyordu.
14:34Babamın hayatını muhteşem kolaylaştırıyordu.
14:37Adam çok şanslıydı bu konuda.
14:39Yani o ekmek elden su elden.
14:41Fakat bu arada şey yani şöyle de söyleyeyim.
14:45Bakın bu kadar Anadolu'lu bir aileydi.
14:48Biz yıllarca bu ülkede kadın hakları için bütün sivil toplum kuruluşları, bütün bu ülkenin öncü kadınları çalıştılar.
14:59Yıllarca çalıştılar.
14:59İlk başta Mustafa Kemal Atatürk'ün bu ülkeye verdiği, kadınlara verdiği eşitliği, eşit vatandaş olmayı, bütün kanunlara, medeni kanuna, miras hakkına, işte efendim bu edinilmiş mallara katılma rejimi, evlendikten sonra mal ortaklıkları.
15:16Bunları sağlamak için ömürlerini verdiler.
15:20Profesör Aysel Çelikel, Profesör Türkan Saylan yahut da aklımıza gelebilir bir dolu hukukçu, siyasetçiler vs.
15:26Benim babam Anadolu'luydu, Daren deden çıkmıştı.
15:30Hiç kimse ona hiçbir şey öğretmemişti.
15:32Benim babam ne alırsa yarısını anneme üstüne yapardı.
15:36Bu nasıl açıklanabilir?
15:37Bakın, bu nasıl açıklanabilir?
15:40Bu kadar enteresan bir şekilde aslında erkek egemen bir aile yapısından çıkan, tam anlamıyla erkek egemen, gerçekten çıkan bir insan.
15:50Ama İstanbul'da okuduğu için, eğitimini Haydarpaşa Lisesi'nde aldığı için, işte İktisat Fakültesi'nde bitirmiş İstanbul ve 16 yaşında aşık olmuş anneme.
16:02Müthiş.
16:03Ve ondan 15 sene sonra evlenmişler.
16:06Yani işte git efendim askerliğini yap gel, git işe gir gel.
16:10Büyük aşkıyla anneyle baba.
16:11Valla biz öyle şeyleri çok fazla ortaya koyan bir aileydik ama herhalde annem de çok sevmiş babamı ki o kadar beklemiş onun sonucu itibar.
16:18Beklemiş 15 sene.
16:19Tabii ki ve bu kadar farklı bir aileden çıkan bir insanla evlenmiş.
16:25Çok güvenirdi babama.
16:27Bizde erkeklik güven, güven onu söyleyebilirim.
16:31Bana öğretilen şey, güvenilir bir insan ol, yalan söyleme, sahiplen, koru, saygılı ol.
16:41Yani kadına karşı saygı, kadına karşı nezaket, insana nezaket.
16:48Ben bunları babamdan da gördüm, annemden gördüm tabii ki ama babam aksi olsaydı belki farklı yetişirdim.
16:55Zaten kitapta da güvenin önemi ve bir babanın, yani bir babanın çocuğuna o güveni hissettirmesinin ne kadar önemli olduğunu da görebiliyoruz.
17:06Galiba birçoğumuzda ya da ülkemizde diyeyim yaralı tarafımızda bu güvensizlik.
17:12Ve bu parayla ilgili bir şey değil.
17:14Asla değil.
17:15Hiç değil.
17:16Yani bunu zenginler yapıyor ya da yapamıyor, hiç alakası yok.
17:20Ne zenginler var hiç şu kadar yapıyor.
17:22Yani babanız belki o feodal yapıda büyümüş olabilir ama yine de bir görgüsü ve bir anlayışı varmış.
17:29Yoksa birden olamazdı.
17:31Çünkü Anadolu'nun da kendine çok güzel bir görgüsü var.
17:35Bir görgüsü var ve iyiliği var.
17:37İyiliği var evet.
17:39Olay sadece şu inanın farklıysanız bakın bu benim bütün vatandaşlık ve demokrasiye, vatandaşlığı olmaya, vatandaşa verilecek haklara, hukuka, demokrasiye bakış açımı zaten şey.
17:52Farklı olana saygı duymak, farklı olana anlamaya çalışmak, empatiyle yaklaşmak.
18:01Şimdi Türkiye'de en eksik olan şey nedir biliyor musunuz?
18:04Biz kendimize ve bunu değiştirmek zorundayız.
18:09Bunu çok önemli bir güncel şeye bağlayacağım.
18:12Biz maalesef milletçe kendimizin başına bir şey geldiğinde yandım Allah diye bağırırız.
18:20Bize benzeyenlerin başına bir şey geldiğinde de yandım Allah diye bağırırız.
18:24Ama bize benzemeyen, bizim yetiştiğimiz yerde yetişmeyen, bizim işte ana dilimizde gelmeyen, bizim gibi giyinmeyen,
18:33bizim gibi inanmayan, aynı mezhepten olmayan, aynı mahalleden ötekileştirdiğimiz insanların başına bir dert geldiğinde, devletten bir zulüm, zulüm edildiğinde,
18:45haksızlık yapıldığında, şimdi de yaşıyoruz, içinden geçiyoruz çok acı bir şekilde, hiç değişmedi maalesef Türkiye'de ve şu anda en acı şekilde yaşıyoruz.
18:55Onlara sesimizi çıkarmıyoruz fazla.
18:58Bu çok büyük bir eksiklik.
18:59Demokrasiyi devletten ne kadar talep ederseniz, devlet size demokrasiyi o kadar verir.
19:05Şimdi bizde bir söz var.
19:08Ben çok inanırım eski bizim deyimlere, bana dokunmayan yılan bin yaşasız.
19:15Ne kadar kötü bir yer.
19:17Bunun yerleştiği bir yerde demokrasi yaşanmaz.
19:20Onun yerine biz şimdi ne koyacağız?
19:23Kurtuluş yok tek başına.
19:25Ya hep beraber, ya hiçbirimiz.
19:27Onun yerine bunu koyduğumuz zaman ancak biz gerçekten hakkı, hukuku, eşitliği, adaleti hiçbir insani fark olmaksızın 86 milyon yaşayacağız.
19:41Ve biz bunu devletten ne kadar kuvvetli talep edersek, iktidarda kim olursa olsun, o siyasi parti ya da bu siyasi parti bunu bize vermek zorunda.
19:51Millete bunu vermek zorunda.
19:53Ama biz talep edeceğiz bunu.
19:55Öyle köşeye bana dokunmuyor diye kaçmak yok.
20:00Ya da gölge etme bahsedeyim.
20:01Ya da gölge etme, başka ihsan istemem.
20:04Yahut da Ebru Hanım, karı gibi gülme.
20:07Ne kadar adi bir söz.
20:09Nasıl eril bir dil.
20:11Bak nasıl eril bir dil, çok özür diliyorum bunu bu şekilde söylediğim için.
20:14Ama erkeklere de çok kötü bir şey yüklüyor.
20:19Düşünsenize bir erkek gülüyor, bir kere gülme fiilini aşağılıyor.
20:25Gülme fiilini aşağıladığı bu fiili kadına yakıştırıyor.
20:29Ve bunu erkeğe yakıştırmıyor.
20:31Ona da emrediyor.
20:33Buraya yap, böyle yapma, efendim şöyle yap.
20:37Buradan hiç eşitlik çıkar mı?
20:41Cinsiyet eşitliği çıkar mı?
20:43Biz bu sözleri unutturmak zorundayız topluma.
20:46Evet.
20:47Yeni gençler hatırlatacak galiba.
20:48Yeni gençler hatırlatacak.
20:50Evet, evet.
20:50Kesinlikle öyle.
20:52Peki.
20:54Babaoğlu ilişkisi arasındaki iktidar meselesine değinmek istiyorum kitabınızdan.
20:59Ben sizi birazcık kitaba getireceğim.
21:02Sonra siyasette konuşacağız.
21:04Çünkü kitap çok güzel.
21:06Çok konuşmamız lazım.
21:07Çok teşekkür ederim.
21:08Babalar neden zamanı gelince yavaşça iktidarı bırakıp sahne yollarına bırakmazlar?
21:15E kim koltuğu bırakıyor?
21:17Koltuk bırakıyor.
21:20Demek ki burada kaynaklanıyor.
21:22Evet, değil mi?
21:22Şöyle söyleyeyim, aslında belki hani şu babayı anlama meselesi var ya.
21:30Evet.
21:30Babayı, sizin babayı anladığınız zamanlar babanın da oğlunu anladığı yıllar oluyor.
21:36Ama baba o yıllarda eğer gücü bırakayım da ben yan tarafa çekileyim dediğinde o çok geç.
21:45Babaların bunu çok daha önce idrak etmesi gerekiyor.
21:48Ayrıca evlatların bizden daha ileri gitmesi lazım.
21:54Şimdi bakın kıskançlık insani bir şey.
21:57Annelerin kızlarından hep mükemmel.
21:59Kızım şöyle olacak, kızım böyle olacak, şudur budur, şudur.
22:03Babalar niye kızlara daha şefkatli davranıyor?
22:06Aynı şefkati niye babalar oğullarına göstermiyor?
22:10Anneler niye kızlarına efendim daha mükemmel olmalarını istiyor?
22:16Kendilerinden daha mükemmel.
22:17Baba da kendinin yapamadığı her şeyi yahut da kendinin hayal ettiği her şeyi oğlunu yapmasını istiyor baba.
22:26Aynı şey anneler için.
22:27Böyle bir şey yok.
22:29Çocuklar bizden doğuyorlar.
22:33Ama biz sadece ne şanslıyız ki hayatımızın belli bir döneminde o çocukları Allah bize nasip etmiş.
22:41Yoksa onlar biz değil.
22:42Bizimle aynı değil.
22:44Çocuklarımız bizden farklı.
22:46Küçükken ben bunu kızlarıma hep söylerim.
22:49Çok Allah'a şükürler olsun çok güzel bir ilişkimiz vardır.
22:53Bunda onların da çok payı vardır.
22:55Kendi babalığınız mı babanızın babalığı mı?
22:58Kendi babalığım.
22:58Değil mi?
23:00Babamın babalığında şey atamam ama sevgiyi göstermek ve kızlarımı kendi seçimlerinde özgür bırakmak anlamında sonuna kadar kendi babalığım.
23:12Bunda tabii ki eşimin de şeyini hakkını kesinlikle yiyemem.
23:17Biz hiçbir birbirimize aykırı davranmadık çocuklarımıza karşı.
23:22Şöyle söyleyeyim.
23:24Küçükken sevilen baba olmak kolaydır.
23:273 yaşındaki oğlunuz tabii sizi sever.
23:29Siz onunla oynarsınız.
23:31Dondurma yedirirsiniz.
23:32Gol atarsınız.
23:33Hadi kumdan kale yapalım dersiniz.
23:355 yaşındayken oğlunuzun sevmesi kolaydır.
23:38Hatta 9-10 yaşındayken de sevmesi kolaydır.
23:41Ya oğlunuz ikmal getirdiğinde, sınıfta dersleri kötü olduğunda aynı şekilde oğlunuzun sevilen babası olmak, 3 yaşındaki oğlunuzun sevilen babası olmakla kolay.
23:51Aynı mı?
23:52Değil.
23:53Ya oğlunuz sizin istediğiniz mesleği seçmiyorsa?
23:57Ya oğlunuz sizin istediğiniz kızı aşık olmadıysa?
24:03Ya oğlunuz sizden farklı kişilikte ise?
24:08Ya da cinsel kimlikte.
24:09Ya da mesela.
24:11O zaman sizin babalığınız orada başlıyor.
24:16Hadi göreyim bakayım.
24:17İyi ve sevilen baba olmayı orada.
24:20Babaların sınavı çocuklar büyüdüğünde başlar.
24:24Annelerin de öyle.
24:26Babaların sınavı çocuklar kendileri birey olmaya başladıklarında başlar.
24:32Başlar o sınavı geçmek lazım.
24:35O sınavı geçmek kendinizden vazgeçmeyi gerektirir.
24:40Siz mi daha kıymetlisiniz?
24:42Evladınız mı daha kıymetli?
24:45Evlat daha kıymetli.
24:46Kesinlikle.
24:47Eğer bunu beceremezsek o zaman biz doğru bir baba da değiliz, doğru bir anne da değiliz ve doğru bir ilişki de kurmamıza imkan yok.
25:01Belli bir yaştan sonra o koltuğu terk etmeyi bilmek lazım.
25:05Belli bir yaştan sonra başınızdaki tacı çıkarmak lazım.
25:09O zaman daha büyüyorsunuz.
25:13Belli bir yaşta ve artık istenmediğinizde siyaset de dahil koltuğu bırakmayı bilmek lazım.
25:21Peki kitapta edebi olarak anlatmıştınız ama kendi hayatınızdan da çok paylaştığınız ve kendi hayatınızı dökmüşsünüz diyebilirim aslında.
25:34Hiç endişeniz oldu mu? Bu kadar fazla mı yazdım acaba falan dediğiniz bir an oldu mu?
25:40Hiç olmadı. Çünkü ben yaşadığım, ailemle ben gurur duyuyorum. Duygularımla da gurur duyuyorum.
25:46Ben neşahane insanlarmış dedim zaten kesinlikle.
25:49Çok teşekkür ederim. Ben çok sevdiğim o sevgili, modalı kadınları, o modanın o kentli kültürünü, o sevgiyi, o paylaşmayı, o sofraları, o bayram sofralarını,
26:03o acıyı paylaşmayı, babamı, babamın ailesini, bende yarattığı zorluğuyla, efendim güzelliğiyle paylaşmak çok güzel.
26:18Tabii ki.
26:19Kendinizi sevdiğini, severseniz başkalarını da sevebilirsiniz.
26:23Ve umut bağlıyorsunuz kitabı bitirince. Biraz önce de söyledim.
26:27Çok teşekkür ederim.
26:28Ama şimdi şu iktidar meselesinden biraz daha yürüyelim aslında. Güzel bir konu oldu.
26:33Türkiye'de devletin gene geleneksel algısına baktığımız zaman devlet bir baba figürü.
26:39Evet.
26:40Sizce bu kültürel kod, bireyselleşmeyi ve duygusal özelliği nasıl etkiliyor?
26:47Çok etkiliyor. Çünkü bizde devlet dediğiniz zaman devlet, bakın devlet baba gibi bir tabir dünyada hiçbir dilde yoktur.
26:55Devlet baba dendiğinde babanın koruyuculuğu, babanın kapsayıcılığı ama özellikle koruyan, şefkat gösteren baba demek istenir o dilde.
27:11Yoksa şiddet uygulayan, zalimlik yapan baba değil.
27:19Bizde devlet babalığın çok yanlış bir tarafını ele alıyor çoğu zaman.
27:26Maalesef dönem dönem devlet vatandaşlarına, hadi evlatları diyelim ki böyle bir şey yok çünkü onu da söyleyeyim, devlet vatandaşa hizmet etmek için vardır.
27:40Bu kadar.
27:41Devlet bir mekanizmadır. Devlet bana hizmet edecek.
27:45Benim devlete tek bir tane çok değişmez borcum var.
27:50Devletime sadık olmak.
27:51Ama o devlet bana hizmet edecek.
27:54O devlet beni koruyacak.
27:55O devlet beni doyuracak.
27:57O devlet bana emekliliğimde de bakacak.
28:00O devlet beni ayırmayacak.
28:02Türk'müş, Kürt'müş, zenginmiş, fakirmiş, Alevi'miş, Sünni'miş beni hiçbir sürette kimseden ayırmayacak.
28:11Aynı bir babanın, beş parmağın beşi bir değil değil mi?
28:16Üç tane, dört tane evladınız oluyor.
28:18Dördü de birbirinden farklı oluyor.
28:20Siz bir evladınız daha fazla size benziyor diye daha fazla ona miras verebilir misiniz?
28:26Daha fazla efendim onu gönlünü hoş edip diğerlerine sırtınızı çevirebilir misiniz?
28:32Böyle babalık mı olur? Böyle annelik mi olur?
28:34İşte aynı bunun gibi.
28:36Yani siz evladınızı baba olduğunuz zaman onun kanatlarını takacaksınız.
28:45Bireyselliğini ve kendi karakterini, oluşmuş karakterini rahat bırakacaksınız.
28:51Rahat bırakacaksınız ki uçsun.
28:53Rahat bırakacaksınız ki parlayabilsin.
28:57Rahat bırakacaksınız ki bütün farklılığını.
29:00Ne kadar içinde taşıdığı farklılıklar, renkler, Allah'ın nasip ettiği ne varsa,
29:07sizin de katkınızın olduğu, akademik olarak da katkıyla parlayan, büyüyen, onları dünyaya göstersin.
29:14Siz onu kendi isteklerinizle, kendi bencilliğinizle, siz onun kadar parlayamadığınız için
29:19ya da onun ışığı sizinkinden farklı olup siz o ışığı beğenmediğiniz için söndürmeye kalkarsanız
29:25yandı gülüm keten el var, sizden hiçbir halt olmaz.
29:29E aynı şey devlet içinde geçerli.
29:31Bırakın kardeşim gençler istediklerini söylesinler, sokaklara çıksınlar, senin beğenmediğin şeyine haykırsınlar.
29:37Ne karışıyorsun devlet olarak?
29:39Ne diye onları içeri atmaya kalkıyorsun?
29:41O kadar doğru söylüyorsunuz ki.
29:44Peki, Türkiye'deki erkek politikacılar, dünyadaki politikacılara da baktığımızda
29:50duygularını hep saklıyorlar ve duygularından utanmıyorlar.
29:55Ve neden bir zayıflık olarak gösteriyorlar?
29:57Halbuki siz burada her şeyi o kadar güzel yazmışsınız ki, ben boyum demişsiniz.
30:02Çok sağ olun.
30:03Neden? Bu kadar zor mu?
30:05Yani onlar insan üstü mü kendilerini görüyorlar? Neden?
30:08Sizin içinde olduğunuz için de soruyorum aslında.
30:13Şöyle söyleyeyim, kendinizi severseniz başkalarını seversiniz.
30:17Kendinize ne kadar şefkatliyseniz, başkalarına o kadar şefkat gösterebilirsiniz.
30:25Kendinize güveniyorsanız, kendinizi saklamanıza, kalıpların arkasına sığınmanıza ihtiyacınız yok.
30:35Çünkü bakın, vatandaş kim sıcak kim değil, kim doğal kim değil.
30:42Kimse neyimi değil aslında onu anlayayım.
30:44Aynen. Mış gibi olanı anında görürsünüz.
30:48Bunu öğrenciler de görüyor, ben akademisyenim.
30:50Tabii ki.
30:51Girersiniz sınıfa, bir anda anlar.
30:53Bundan hoca olur mu?
30:54Ben bunun dersine gireceğim mi? Girmeyeceğim.
30:57Bakar size şöyle gravatınızdan, saçınızın, telinden, ayağınızın şeyine kadar.
31:02Bakar size, konuşmanıza bakar, oturmanıza, kalkmanıza bakar.
31:05Siz orada rol yapan, kendinizi saklamaya çalışan bir hocaysanız,
31:10hiçbir şeyi, hiçbir doğruyu öğretemezsiniz o gençlere.
31:13politikada, çocukken, eğer siz işte özgüvenle yetiştirilmediyseniz,
31:21siz eğer düştüğünüzde, sizi kaldırmayı, doğru kaldırmayı bilen bir anneniz, babanız, aileniz o.
31:28Bu illaki herkesin anne babası olmayabilir.
31:32Ama anneanne olur, teyze olur, abi olur, abla olur.
31:35Size doğru şekilde büyürken yol gösterilmediyse,
31:41sonradan bunu sizin ergin bir kişi olarak yansıtmanız topluma,
31:48hangi meslekte olursanız olun, çok zor oluyor.
31:51Siyasetçiler, siyasetçi olanlar için de zor oluyor.
31:56Demek ki.
31:57Ben öyle bir siyasetçi değilim.
31:59Kesinlikle değil.
32:01Neyimi saklayacağım?
32:03Yani siyasetçi olsam ne olur, olmasam ne olur?
32:05Sonuç itibariyle hepimiz 86 milyon da bir kişiyiz.
32:10Dolayısıyla ama dediğim gibi yani,
32:14çocuğu, çocuklarımıza çok sevelim ya,
32:19onlara sevgimizi gösterelim.
32:21Gösterilmeyen sevginin hiçbir anlamı yok.
32:25Eşimize de sevgimizi gösterelim.
32:27Herkese çağrımdır.
32:29Bakın çok çabuk zaman geçiyor.
32:31Yaşayan yaşlılarına hemen bir telefon etsinler.
32:34O kadar bulamıyorsunuz ki sonra, o kadar özlüyorsunuz ki.
32:40Özledikçe daha fazla böyle kitaplar yazmaya başlıyorsunuz.
32:43Ondan sonra bulamadıkça.
32:47Elinizde fırsat varsa hemen aramak gerekiyor.
32:50Gösterilmeyen sevginin bir kıymeti.
32:52Türkiye gösterilmeyen sevgilerin ülkesidir.
32:55Bunu aşmak zorundayız.
32:59Şefkati göstermek zorundayız.
33:02Kesinlikle.
33:03Şey söylediniz ya, özgüven konusu.
33:06Özgüven konusu gerçekten önemli.
33:07Kitapta da bunu nasıl aslında özgüvenlik çocuk yetişir diye,
33:11herkes konuşuyor ediyor ama burada bir yaşanmışlık olduğu için,
33:14çok daha rahat okuyunca içselleştirebildim.
33:19Sizce özgüven nasıl oluşuyor?
33:23Yani ülkede bence hem siyaseten hem de halk tarafında da bir özgüven eksikliğimiz var bizim.
33:31Var.
33:32Sadece baba eksikliğinden değil bu.
33:36Ne dersiniz bu konuda?
33:37Bir kere biz bastırılmış bir toplumuz.
33:41Kendi renklerimizi göstermekten korkan bir toplumuz.
33:45Kendi farklılığımızı göstermekten korkan bir toplumuz.
33:48Farklı olandan korkuluyor.
33:50Halbuki farklılık olmadan hiçbir şey olmaz.
33:54Bakın farklılık olmadan üretemezsiniz.
33:57Yenilik yaratamazsınız.
33:59Niye Amerika rüyaları keste?
34:01Şimdi Trump var, rüyası rüyası kalmadı, kabusa döndü.
34:04Ama söylemek istediğim şudur, mesela patent hakkı, marka, yeni buluşlar yapmak, yeni markalar yaratmak.
34:12Öyle değil mi?
34:13Ekonomi nasıl ilerler?
34:15Siz yeni buluşlarla uzaya mı çıkacaksınız?
34:20Efendim bilmem nereye mi kaçacaksınız?
34:22Bunun için ne lazım?
34:24Düşünmek lazım korkmadan.
34:26Korkmadan düşünmek.
34:28Bastırılmamış olmanız lazım.
34:31Biz bastırılmış bir toplumuz.
34:33Bakın cinsel yönden bastırılmış bir toplumuz göstermeye korkuyoruz.
34:37Gülmekten korkuyoruz.
34:40Anamız babamız ne isterse illa ki o efendim mesleklere girmek zorunda kendimizi hissederdik.
34:46Şimdi öyle değil.
34:47Şimdi de aman bir şey söylemeyin tweet atmayalım içeri tıkarlar.
34:53Aman doğrusu ve tedirginiz.
34:56Huzursuzuz.
34:57Ne yazık vah vah bu ülkeye ne yazık.
35:00Bunu biz birlikte aşmak zorundayız.
35:01Bunu aşmak zorundayız.
35:03Bu kadar huzursuz değildik biz.
35:04Değildik.
35:05Değildik kardeşim.
35:07Düşünün yurt dışına gidiyorsun.
35:08Adamlar sabah kalkıyor akşam yatıyor.
35:10Bu arada bir günün içine kendi yaşamlarını yaşıyor.
35:13Biz sabah kalkıyoruz dertle hükümetle o ne yapmış bu ne yapmış akşam yatıyoruz yine buna.
35:18Acaba o mu?
35:19Kedileri mi koruyalım?
35:21Köpekleri mi koruyalım?
35:22Kadınları mı koruyalım?
35:23Efendim ne bileyim ben.
35:24Yani iktidar şunu yapmış öğrencileri mi koruyalım?
35:26Doğayı mı koruyalım?
35:27Gezi parkını mı koruyalım?
35:29Parkı mı koruyalım?
35:30Böyle bir ülke olur mu ya?
35:31Niye bana bu kadar çektiriyorsun kardeşim?
35:33Yani iyi ki senin ülkende vatandaşın olarak doğmuşum.
35:36Ki biz şu an edebiyat konuşmak istiyoruz.
35:38Edebiyat konuşacağız ama yine siyaset.
35:40Ama siyasetsiz hiçbir şey olmuyor.
35:41Ama hayat siyaset.
35:43Bakın siyaset ayrı bir şey değil.
35:46Siyaset hayatın kendisi.
35:47Bu kitap da siyaset.
35:49Kesinlikle.
35:49Çünkü hayatın kendisi siyaset.
35:51Yani çocukken aldığınız sevgiyi eğer gerçekten özümsediyseniz doktor olarak karşınıza gelen vatandaşa sen diye hitap etmezsiniz.
36:03Bak en sinir olduğum şeylerden biridir.
36:05Hastaneye gidiyorsunuz zaten canınızı emanet etmişsiniz.
36:09Yanınızda geziyorlar doktorlar.
36:11Senle konuşuyor.
36:12Kardeşim niye sen?
36:13Tabii ki.
36:14Daha yeni gördün beni.
36:15Ben sana zaten ödüm patlıyor bir yerim ağrıyor yaşayacak mıyım yaşamayacak mıyım?
36:20Doktor bey doktor bey doktor hanım doktor hanım diyorum.
36:23Sen bana sen diyorsun.
36:24Kim verdi sana bu gücü?
36:26Bakın bu bir nezakettir.
36:30Nezaketimizi de kaybettik ama.
36:31Evet.
36:33Bence sorunlardan biri de bu.
36:34Evet.
36:35Nezaketimizi kaybettik.
36:37Kibarlığımızı kaybettik.
36:38Vicdanı hatırlamamız lazım.
36:41Ahlakı hatırlamamız lazım.
36:42Yani gerçekten dini kurallarla çevriliğinden bahsetmiyorum.
36:47İnsani kurallarla çevriliğinden bahsediyorum.
36:51Bu da ancak yeniden sevgiyi hatırlarsak, birbirimizi ötelememeyi hatırlarsak, birbirimize saygı duymayı hatırlar.
36:59Biraz vicdanla hareket edersek ancak olacak bir şey.
37:05Kesinlikle.
37:06Son sorularıma geliyorum.
37:07İmamoğlu'nun ve yol arkadaşları tutuklandı.
37:10Türkiye'nin yarını da tüm sistemine rağmen umut taşıyor musunuz?
37:14Evet taşıyorum.
37:16Bize anlatın.
37:16Biraz bir de unutmayın.
37:17Taşıyorum, taşıyorum.
37:18Çünkü bakın şu sokaklara bakın.
37:21Demokrasiyi hak etmemiz lazım.
37:24Biz demokrasiyi hak ettikçe bize demokrasi gelecek.
37:29Bunu size söyleyeyim.
37:30Şu anda Ekrem Başkan ve birçok insan, yani Ekrem İmamoğlu, belediye başkanları, ne bileyim Ayşe Barım, yahut da şey, Can Atalay, yahut da Ümit Özdağ, yahut da başka gazeteciler.
37:48İsmail Saymaz, ayağında şeyle efendim duruyor.
37:52Barışları alıyorlar, çıkarıyorlar.
37:55Efendim bizim her sevdiğimiz insana neredeyse toplumda önder olarak gençler.
38:03Düşünebiliyor musunuz?
38:04Ama biz bu prangayı üstümüzden atacağız.
38:09Çünkü, çünkü şu bugünkü iktidarın bizi sığdırmaya çalıştığı şu daracık kalıba Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşlarına bu kalıp çok dar.
38:22Biz buna sığmayız.
38:24Bak bunu söyleyeyim.
38:25Biz bu cendereye sığmayız.
38:27Biz Arap Yarımadası'nın, Fransızların, İngilizlerin böyle haritada çizdiği şeylerden, Arap prensliklerinden ya da şehitliklerinden biri değiliz.
38:39Biz yıllarca komünizm altında yaşamış olan Rusya'da değiliz.
38:45Ondan ayrılmış, 20-25 yıllık daha demokrasinin değilsini anlamayan ama bizimkilerin yani iktidarın olmak benzemeye çok sevdiği,
38:54Türkiye Cumhuriyetlerinden herhangi birisi de biz Mustafa Kemal Atatürk'ün hiç yoktan var ettiği milletiyle beraber koskoca 100 yılı devirmiş
39:04ve bütün Avrupa'nın, bütün dünyanın, medeni devletin hukuk kurallarını, milletler arası sözleşmelerini içine yıllar yıllar yıllar önce dahil olmuş koskoca Türkiye Cumhuriyeti'yiz.
39:17Ve bize bu sokmaya çalıştıkları cendere çok dar gelir.
39:23Bunu size söyleyeyim.
39:23Ayrıca da bu dünya Sultan Süleyman'a kalmamış.
39:27Kime kalacak?
39:28Bu kadar basit.
39:29Son sorum.
39:31Gençlerin bu kadar yüksek ses çıkartmasını nasıl yorumluyorsunuz?
39:35Harika yorumluyorum.
39:36Harika yorumluyorum.
39:38Bakın İstanbul Üniversitesi Ekrem Başkanı.
39:41Mümkünatı yok olmayacağı.
39:43Yani şimdi girsem bir yarım saat onu konuşmamız lazım.
39:46İptal edilmesi imkanı olmayan şeyini kendine göre göğe iptal etti.
39:52Ve onunla da birlikte 28 kişi İstanbul Üniversitesi'nin onurunu yerle bir etti.
39:57Oradaki 20 kişi.
39:59Gençler ertesi gün İstanbul Üniversitesi'nin onurunu kurtardı.
40:04Şu kadarını söyleyeyim.
40:05Artık gençlerden bir şey saklamanıza imkan yok.
40:09Gençlerin elinde bir her türlü gerçeği bilebilecekleri şey var.
40:16Teknoloji var.
40:17Dünyanın her yerindeki haksızlıkları görebiliyorlar.
40:21Ayrıca gençlere siz yarınlara dair ne ümit veriyorsunuz ki kardeşim?
40:26Devlet olarak sevgi göstermiyorsun.
40:28Korumuyorsun.
40:30Doğru dürüst yerlerde yatırmıyorsun.
40:32Üniversiteye zar zor giriyor.
40:34Canı çıkıyor.
40:35Mezun oluyor.
40:36İki kuruş işe sokmuyorsun.
40:38Ancak sana yakın olan bir aileden çıktıysa sokuyorsun.
40:41Hadi işe girdi bir insani yaşamak için maaş vermiyorsun.
40:46Bir karton kahve bardağının lüks olduğu ve ona hasbelkader bir bilmem ne markasından bir kahve alabildiyse
40:57o bardağı 3 saat elinde taşıyan ve bununla sadece mutlu olan yani başka bir şey vermiyoruz ülke olarak.
41:06Böyle bir gençlik olabilir mi?
41:08O gençlikte ne yapıyor?
41:10Kardeşim diyor biz daha fazla sana muhtaçta değiliz.
41:15Seni de çekmeyeceğiz.
41:17Size söyleyeyim.
41:18Ana babaların önünde gidiyorlar.
41:19İşte o gençlerin kanatlarını açmak lazım.
41:24Onlara imkan tanımak lazım.
41:26Ama bir 3 evlat sahibi baba ve hoca olarak da gençlere her zaman dikkatli olmalarını ve kendilerini de hep korumalarını da söylüyorum.
41:36Çünkü onlar anne babalarının gözlerinin nuru.
41:39Bir tarafımız da tedirgin oluyor onları için.
41:41Gözlerinin nuru.
41:43Aman her şeyde dikkatli olsunlar.
41:45Ama bu ülke onların.
41:47Harikasınız.
41:47Çok teşekkür ederim geldiğiniz için.
41:49Benim için çok keyifliydi.
41:51Ben size teşekkür ederim.
41:54Gerçekten özel bir kitap.
41:56Özel bir sohbet olduğunu da düşünüyorum.
41:58Tekrar teşekkürler.
41:59Çok teşekkür ederim.
42:00Bugün Bahadır Erdem baba oğul hikayelerini konuştuk.
42:07İlk kez tanıştık ama gerçekten hep tanışıyormuş gibi bir sohbet oldu benim açımdan.
42:13Hepinize okumanızı ve tekrar tekrar içindeki iyiliği keşfetmenizi diliyorum.
42:18İyi akşamlar.
42:19İzlediğiniz için teşekkür ederim.
42:22İzlediğiniz için teşekkür ederim.