Oynatıcıya atlaAna içeriğe atlaAltbilgiye atla
  • evvelsi gün
Birbirinden değerli edebi eserleri kaleme alan usta ellerin hikayesi “Yaşadığımız Günler” ile Ülke TV ekranlarına taşınıyor. Yaşadığımız Günler, pek çok esere imza atmış yazarları, şairleri, edebiyatçıları, ilahiyatçıları, düşünce insanlarını konuk ediyor ve hayat hikayelerini bizzat kendilerinden dinliyor.

Bambaşka dünyalara kapı açan edebi eserlerin yazarlarının hisleri, düşünceleri, bilinmeyen yönleri ve karşılaştıkları zorlukları bizzat kendilerinden öğrenen Yaşadığımız Günler, izleyenlerini merak dolu bir yolculuğa çıkarıyor. Okuyucusuna hayaller kurduran, kimi zaman güldüren kimi zaman ağlatan kimi zaman da eşsiz duygular yaşatan bu eserlerin yazarlarının hayalleri neydi peki? Onların hayat serüveni romanlardaki gibi mutlu sonla mı bitiyordu yoksa hüzünlü bir son mu?
Döküm
00:00MÜZİK
00:30MÜZİK
01:00Onun bıraktığı yerden ANAP işbaşı yaptı.
01:21ANAP tasfiyeye uğradı bu sefer.
01:26AK Parti iktidarıyla bu gelenek devam ediyor.
01:29Bu toplumun, bu siyasi kadroların doğrudan maharetiyle, kabiliyetiyle, istidadıyla alakalı bir şey değil.
01:40Toplum direncinin eseri.
01:42Toplum o gün bugün çok bir radikal değişime, dönüşüme mukavmet ediyor, direnç gösteriyor.
01:50Erbakan da bu direnciliğin temsilcisi olarak rotayı milletin tarihine ve değerlerine eğim kazandırdı.
02:01Diyebilirim yani. O bakımdan önemli.
02:07AK Parti iktidarının Türkiye'de o darbelerden sonra meşru kız çocuklarının başörtüsüyle üniversiteye giremediği,
02:16sağcı solcu hocaların sakallı olarak eğitim faaliyetini sürdüremediği bir Türkiye'de AK Parti iktidarının meşruiyet kazanması,
02:3020-25 yıl iktidarını sürdürmesi Erbakan'ın emeklilerinin eseri aslında.
02:38Çünkü Erbakan toplumsal katmanları, kamu süreçlerindeki kadroları bu toplumun değerlerine,
02:55İslami kimliğine tedbirci olarak alıştırdı.
03:00Çünkü topluma karşı böyle bir alerji olmuştu.
03:05Yani kendi tarihini yatsıyan, kendi değerlerini yadırkayan bir,
03:12burası bir İslam yurdu.
03:16Burada bu değerlerin yadırganması olacak şey değildi.
03:21İşte Erbakan Hoca da topluma bu anlamda bir istikamet,
03:27kendi tarihi değerlerine, toplumsal değerlerine dönük bir istikamet kazandırmasına katkıda bulundu.
03:37Ve dolayısıyla bu AK Parti gibi,
03:42hatta şeyde Turgut Özal'ın partisi de Turgut Özal'la bir dönüm,
03:47şeyden, MSP'den milletvekili olmak için başvurmuştu.
03:50Şeye demek istediğim Turgut Özal da Erbakan'ın geliştirdiği siyasi perspektife uzak bir insan değildi.
04:00Hızla meşruiyet kazandı ve Türkiye'de iyi şeyler de yaptı.
04:06Fakat tabii şüpheler de, şüpheler de toplumda muhalefetinin de katkısıyla şüpheler de uyanmadı değil.
04:16Toplum, aslında Türkiye toplumu muhalefette asalet, iktidarda adalet arayışı içindi.
04:25İstiyor ki, muhalefet pozitif olan şeylere pozitif olan şeylere pozitif değer yaklaşsın.
04:38Türkiye'nin güvenliğiyle ilgili konularda sorumlu davransın.
04:43Toplumun zayıf kesimlerini korumak, kollamak adına siyaset üretsin ama kışkırtıcı olmasın.
04:52Yani toplumun muhalefetten beklentisi asalet, iktidardan beklentisi de bence adalet.
04:59Adalete gerçekten riayet edebilselerdi, Türkiye'de yıkılmaz bir iktidar olabilirlerdi.
05:10Orada zaaf gösterdikleri kanaatındayım.
05:14Ve şimdi bu kadrolar toplumcu bir gelenekten geliyor.
05:18Toplumcu hassasiyeti yüksek kadrolar diye biliniyorlar.
05:23Ki öyledir çoğunlukla.
05:25Fakat iktidar, hazzı başka bir şey, güç mutlaka negatif tezahürlerini de gösteriyor.
05:36Bu kadrolardan beklenen toplumcu hassasiyetli onlar bireysel hedeflerine kısmen odaklanmış gözüküyorlar.
05:43E bireysel hedeflerini gerçekleştiren bütün hedeflerini gerçekleştirmiş oluyor.
05:50İyi yerlerde yemek yiyorlar, iyi yerlerde giyiniyorlar.
05:57Birbirleriyle haberleşip selamlaşıyorlar.
05:59Bunu aşan bir ahlaki yapılanmaya, bir revizyona, bir gözden geçirmeye ihtiyaç var bu kadroların.
06:10Refah Partisi gelince Erbakan Hoca tabii ezilen kesimlerin, dar gelir insanların elbette bu düşünce sahipleri onlara kendini daha yakın hissederler.
06:26Erbakan Hoca gerilge yanladı.
06:30Kimseyi aç açık bırakmayacağız diye.
06:33Sosyal Yardımlaşma Fonu büyük bir fon tabii, Türkiye'nin büyük fonlarında.
06:39Orayı etkin bir şekilde kullandı.
06:43Sadece onunla da yetinmedi, özürler Türkiye'de özürlü birey yalnız, çaresiz, özürlü bireyi barındıran aile daha yalnızdı.
06:52Erbakan iktidarına kadar diyelim.
06:58Hiç yoktu denemez tabii, Türkiye dayanışmacı bir toplum.
07:04Fakat böyle bir şey yoktu, örgütlenme, organizasyon.
07:10Erbakan'ın telkiniyle biz, Sacit Günbey Sayın Bakanımızla birlikte,
07:15özürlülerle ilgili bir kurum tesis etmek için tasarı hazırladık.
07:22Ben sosyal yardımlaşmada sivil toplum örgütleriyle 8-10 toplantı yaptım.
07:31Özürlüler İdaresi Başkanlığı'nı oluşturduk.
07:34Ondan sonra özürlülerle ilgili toplumda bir bilinç doğdu.
07:39AK Parti iktidarın yaptığı en güzel işlerden birisi de,
07:44özürlülere getirdiği destek hizmetleri.
07:48Özürlü bireyi barındıran aile, şimdi tam rakamı bilmiyorum ama ciddi bir nakit desteği alıyor.
07:54Dolayısıyla kendini çok güvende hissediyor özürlü bireyi barındıran aileler.
07:59Onlara sahip çıkıldı yani bu dönemde.
08:29Ertuğrul Özkök'ün bir şeyi var, bir beyanı var yani.
08:34O ne diyor? Eğri oturup doğru konuşmak lazım diyor.
08:37Bu Tayyip Erdoğan dünyanın kafasına Türkiye büyük devlettir diye bir çiviyi çaktı diyor.
08:43Bir şeyler yaptı yani, önemli şeyler yaptı.
08:46Biz duble yol yapacağız dedi.
08:47Ben, Dikmen'de bir çalışma yapıyordu AK Parti'nin kuruluşunda.
08:53Bu kuruluş manifestosu üzerinde bir emeğim oldu.
08:59Orada Tayyip Erdoğan'a partiden, iktidara gelmeden bir briefingde de bir araya gelmiştik.
09:08Duble yoldan bahsediyordu Türkiye'de her taraf duble yol filan.
09:14Biraz da biz yani biraz kaygıyla baktık yani.
09:18Türkiye'nin ekonomisi filan zaafa düşmüş.
09:21Bu işler nasıl olacak?
09:23Türkiye'nin her tarafında duble yollar olacak.
09:25Tüneller olacak vesaire.
09:28İşte havalanları, üniversiteler filan bunlar oldu yani Türkiye'de.
09:32Göz görüyor.
09:33Her şey maddiyat değil.
09:36Cenab-ı Hak insanları yeryüzüne müreffek olsunlar diye göndermedi.
09:43Yeryüzünde insanın bir anlamı var.
09:46Yoksa bize kalın bir deri giydirirdi.
09:50Giyinmeyi bilmezdik, ilham etmezdi.
09:53Bir canlı olarak yaşardık.
09:55Bizi değer üretsin diye, değer üretsin, sadece servet üretsin, mal biriktirsin diye
10:02göndermedi.
10:04Biz iyilik üretmek, değer üretmek üzere yeryüzüne gelmiş varlıklarız.
10:09Rablerini bilecekler ondan sonra da değer üretecekler.
10:13İyiliği çoğaltmak bizim yeryüzündeki görevimiz bu.
10:17Yani insan biriktireceğiz.
10:20Para biriktirmek değil insan biriktireceğiz.
10:22Değil insan biriktireceğiz.
10:23Müzik
10:24Müzik
10:25Müzik
10:26Müzik
10:28Müzik
10:29Müzik
10:30Müzik
10:31Müzik
10:32Müzik
10:33Müzik
10:34Müzik
10:35Müzik
10:36Müzik
10:41Müzik
10:42Müzik
10:47Müzik
10:49Müzik
10:51İnsana dokunmak, insan ancak birisiyle dokunduğu zaman mutlu olabilir yani.
11:02İnsanın mutluluğu kendi refahıyla ondan sonra rüyasıyla vesaireyle alakalı bir şey değil yani.
11:11Ben birisini paylaşırsam, birisinin yarasını sararsam, birisine bir çözüm olabilirsem o gün sen rahat uyursun.
11:20En mutlu anı, doğrusu ben öyle olmaya, her zaman, olamıyor zaman, onu yapmaya çaba harcadım.
11:33Ben insan kişiliğine diyordum, ben çevremdeki arkadaşları da telkin ediyordum, tembih ediyordum.
11:39Benim yanımda çalışan en mutlu insan, hizmetli dediğimiz insan, yanımızda çalışan insan, en mutlu insan.
11:51Çünkü benim fikrimi paylaşmayabilirsiniz, beni kıyasiye eleştirebilirsiniz.
11:56Buna hiç itirazım olmaz ama kişiliğime dokunursanız size öfke duyarım.
12:05İnsan kişiliği çok kutsal bir şeydir, insan kişiliği dokunulmazdır.
12:09Ben diyordum ki arkadaşlara, müsteşarın kişiliğiyle, müstahdemin kişiliği eşit.
12:17Müstahdem de evine çocuğuna ekmek götürecek, çocuğuna ayakkabı alacak, ondan sonra bir evde barınacak.
12:26Müsteşarın bakanın yaptığı da aynı şey.
12:29Dolayısıyla ona hangi saygıyı duyuyorsan, öbürüne de aynı saygıyı duyacaksın.
12:35Benim hayat felsefem biraz özü, özeti böyle bir şeydi.
12:40Yani böyle yapmaya elimden geldiğince çaba harcadım, bunu düşünüyorum.
13:05AİDIYET DUYGUSUNU
13:15AİDIYET DUYGUSUNU, ÜLKE SEVGİSİNİ çok önemseyen bir yapım var.
13:21Devlet de önemli bir varlık, siyasi varlığımız.
13:25Devlet olması, devlet bizim çatımız.
13:28Devlet yıkıldığı zaman insanların hangi tragediyle karşılaştığı ortada.
13:33Yani devlete ben bu gözle bakıyorum.
13:39Yani aidiyet duygusunu genç kuşakların zayıflatan, eksilten, herhangi bir sebeple, haklı bir nedene bile dayasa eksilten siyasi söylemleri
13:53ya da akademik neyse, dillerde de bunu zaman zaman karşılışıyoruz.
14:01Söylemleri çok yadırgıyorum.
14:04Hatta çok ayıplıyorum.
14:06Çünkü bir milleti ayakta tutan temel değerler, özellikle bizim için, bizim milletimiz için, tarih şuuru, milli şuur, dini şuur, genç kuşaklarımızda bu bilinci yerleştirmemiz lazım.
14:22Eskiden, klasik dönemde eğitim üç ana eksene dayanır.
14:31Birisi tenviri efkar, ikincisi tehzibi ahlak, üçüncüsü tahsili sıhhati cismani.
14:40Bunlar Osmanlıca ifadeler ama aslında Osmanlıca dediğimiz dil Türkçe dil.
14:49Yani bugün konuştuğumuz dil de dünden bugüne tevarüz ettiğimiz intikal eden Türkçe yani.
14:56Yani düşünceyi aydınlatmak, ahlakı güzelleştirmek, beden sağlığı.
15:01Dolayısıyla işte bunun alt unsurlarını da bu eğitimin öznesini de tarih şuuru, milli şuur, dini şuur oluşturuyor.
15:20Ben şimdi tarih şuuru deyince şey gibi algılanmasın, hamaset, hamaset gibi algılanıyor.
15:31Tarihten, ecdattan, ondan sonra cani hakimiyetinden bahsedince işte atalarla övülmek değil o.
15:41Yani bir durum tespiti, tarihteki yerimiz, konumumuzu ifade etmiş oluyoruz.
15:47Bunun hamasetle ilgilisi yok.
15:49Yarınımıza bakarak biz, yarınımızdan tevarüz ettiğimiz birikimle yolumuza devam ediyoruz.
15:56Geleceğe de o birikimle inşa edeceğiz.
15:59Şimdi biz hala tanzimat dönemi, erken cumhuriyet döneminde oluşmuş birikimle yaslanmış,
16:08öylece geleceğe bakan bir toplumuz.
16:13Yani yeni değerler, yeni verimler üretmemiz lazım.
16:19Yeni değerler üretmemiz lazım.
16:21Onun için şimdi var olan değerlerimizi de,
16:25edebi kıymetlerimizi, ilim adamlarımızı, siyaset adamlarımızı da,
16:30o bakımdan toplumun kıymetleri olarak bakmak lazım.
16:36Onları aşağılayan, zedeleyen, münasebetsiz dilden de sakınmamız lazım.
16:43Onların da hakikaten bu toplumun önderilir olduğu bilinciyle güzel üsluplarını şey yaparlar lazım.
17:00Nezakete doğru evrilmesi lazım, dillerimizin.
17:06Hz. Musa'yı Cenab-ı Hak firavuna gönderirken ona telkin ediyor, firavuna gidince.
17:14Onunla yumuşak konuş diyor, yumuşak konuş.
17:16İslam güzel ahlak, güzel söz, güzel ses demek.
17:27Dolayısıyla biz ahlakımızı güzelleştireceğiz, sesimizi güzelleştireceğiz, sözümüzü güzelleştireceğiz.
17:34Güzelleştireceğiz.
18:04Nürveçli yazar Kunt Hamsun'un söylediklerini ben söylesem,
18:13ya Mehmet Nurlu hamaset yapıyor derler.
18:17Ama ben bunu Kunt Hamsun'un dilinden aktarmak istiyorum.
18:23İstanbul'da iki İskandinav seyyah, Kunt Hamsun, Anderson bunlar 1900'lü yılın sonunda İstanbul'a geliyorlar.
18:34İstanbul'daki hatıratlarını yazmışlar.
18:40Şöyle cümleler yer alıyor kitapta.
18:44Türk, 300 yıldır devamlı geriye gitmekte.
18:48Halbuki bir zamanlar bambaşkaydı.
18:50Kudretli Sultan yenilmez ordulara kumandanlık ediyor.
18:54Attığı her adımda Avrupa'yı titretiyordu.
18:57Yedi cihanı hakimdi.
18:59Konuştuğu zaman dünya sükürt eylerdi.
19:011989, 19. yüzyılın sonunda Türkiye tasavvuru bir Norveçli yazarın gözünden İstanbul'a gelmişler, Anderson'la.
19:15Onlar bu cümleleri kurmuşlar.
19:20Bu cümleler bize ait cümleler.
19:23Bizim ecdadımıza ait cümleler.
19:24Dolayısıyla biz yeniden, işte yeniden büyük düşler kurmayalım diye Türkiye şehitli siyasi, iktisadi sarsıntılara maruz kalıyor.
19:42Bu sadece ulusal zaaflarımızla alakalı işler değil.
19:47Evet, ulusal zaaflarımız, bünyesel zaaflarımız var.
19:51Fakat Türkiye başka bir ülkeye benzemiyor.
19:54Diyelim ki X ülkesi.
19:56Diyelim ki farz-ı muhal Hindistan.
19:59Ekonomisini inkişaf ettirse, edeklörüsünü çok geliştirse, uluslararası sistem çok rahatsız olmaz.
20:05Çünkü uluslararası sömürge yaşamış ülke olduğu için, uluslararası sistem tarafından istihdamı, istimali kolay bir ülke gibi görürler.
20:15Fakat Türkiye bir imparatorluk bakiyesi bir ülke.
20:19Sömürge olmamış bir ülke.
20:23Dolayısıyla Türkiye'nin inkişafı, uluslararası sistemini derhal teyakkuza sevk ediyor.
20:28Dolayısıyla siyasi, siyasi, idari, iktisadi sarsıntılara maruz kalıyor Türkiye.
20:37Hem bünyesel zaaflarla dolayısıyla hem de diyelim ki bu uluslararası sistemin tetiklemesiyle.
20:46Böylece bizim düşlerimiz törpüleniyor.
20:50Yeniden büyük düşler kurmamız engellenmiş oluyor.
20:53Türkiye'nin, Osmanlı'nın, Hinterland'ındaki ülkelerin omurgalarını bir bir kırdılar.
21:01Orta Doğu'yu sanki terör batağı gibi gösteriyorlar.
21:05Oysa Fransız aydınlanmasından bu tarafa.
21:10150 yıl içinde dünya iki tane büyük harp yaşadı.
21:14Birinci Dünya Savaşı.
21:15İkinci Dünya Savaşı'nda 40 milyon insan üzerinde insan öldü.
21:20Amerika'da soykırım yaptılar.
21:26Afrika'da Afrikalıları köleleştirdiler.
21:30Orta Doğu'da öldürmeye devam ediyorlar.
21:34Irak'ta katliam yaptılar.
21:36Afganistan'ı işgal ettiler.
21:37Afganistan'da katliam oldu.
21:39Bu katliamları Müslümanlar yapmıyor.
21:41Dolayısıyla bu ülkelerin omurgalarını bir bir kırdılar.
21:48Şeye ateşi getirdiler.
21:50Bizim sınırı dayadılar.
21:52Milletimizin birlik içinde, dirlik içinde, dayanışma içinde olması lazım.
21:57Tarihini bilmezse, tarihinin kıymetini, coğrafyasının kıymetini bilmezse
22:03Türkiye ayakta kalamaz.
22:08Allah korusun.
22:08Merve kabakçı, merve kabakçı.
22:37Kavakçı milletvekili seçilmişti.
22:40Meclise girince bir infial oldu.
22:44Maalesef çok zarif bir insan, naif bir insan, Başbakan Bülent Ecevit.
22:49Belki kastı aşan ama haddi de bir başbakan için söylemek istemem ama
22:55haddi de haddin sınırlarını zorlayan bir dil kullandı.
23:00Bu kadını, ne haddini bildirin dedi.
23:02Bu hem kadın kimliğine dönük bir yıkıcı bir söylem,
23:08hem de o kadının temsil ettiği düşünceye kimliğe yıkıcı, yakıcı bir söylem oldu.
23:17Ondan sonra Türkiye'de atmosfer değişti.
23:22Şimdi kalp gözü olanlar bunu bilebilirler.
23:28Ondan sonraki olan seçimde bu kadını haddi bildiren söylemi adeta karşılık buldu.
23:36Toplum, iktidar partilerinin her birine adeta haddini bildirdi.
23:44Herkes taca çıktı, sıfırladılar.
23:48Toplum nezdinde ciddi bir siyasi itibar kaybına uğradılar doğrusu.
23:54Toplum o öfkeyle, o hınçla, ondan sonra o duyarlılıkla, ondan sonra 28 Şubat anlayışına
24:08yakın duran siyasi kadroları iş başına getirmekte tereddüt etmedi.
24:18Yani Türkiye'de ciddi bir değişim, dönüşüm yaşanmış oldu.
24:252002'de AK Parti iktidarı dolayısıyla iş başı yaptı.
24:34Bu sefer Merve Karakçı bir değil, bin oldu.
24:38Kamu idaresinde, siyasal süreçlerde, eğitim süreçlerinde
24:44milletin kadını, erkeği, diyim kuşam özgürlüğü içinde hayata katıldılar.
24:54İnisiyatif aldılar, bilgimlerini paylaştılar toplumla.
24:59Bu özgür ortamı Türkiye bence sevdi.
25:03Burası devlete meydan otunacak yer değildir.
25:27Lütfen bu arada haberi biliriniz.
25:29İzlediğiniz için teşekkür ederim.
25:59İzlediğiniz için teşekkür ederim.
26:15Komşuyduk.
26:18Komşuyu ziyaret ettik, tanıştık, konuştuk, anlaştık.
26:23Hayat arkadaşı olarak seçtik, karşılıklı aile ziyaretleri oldu.
26:26Yani görücü usulü denebilir daha çok.
26:33Yani öyle bir beraber çıkalım, konuşalım, paylaşalım olmadı.
26:39Aile ziyaretleriyle gerçekleştirmiş bir izdivaçtan bahsediyoruz.
26:44Yani mutlu bir evlilik hayatımız oldu.
26:46Karşılıklı sevgiye, saygıya dayalı.
26:49Benim hayat felsefemin özünde şu var.
26:53Yani bunu çevremdeki arkadaşlarla paylaşıyorum.
26:58Hanımlar evin yükünü taşıyan insanlar.
27:04Ev kadını değil, evimizin kadını.
27:07emektar.
27:10Dolayısıyla
27:11kadınlara ayakta tutan iltifat diyorum.
27:20Erkekleri ayakta tutan itibardır.
27:22Ben eşime her zaman müteşekkirim.
27:25Çocuklarımı hayata hazırladı.
27:29Zaten ev içinde yük çok ağır.
27:33Çocuk büyütmek, ondan sonra onların giyimleri, kuşamları, evin diğer tedarikleri.
27:41Onu severek yaptığı için her zaman ben müteşekkirim kendisine.
27:48Her zaman iltifat ettiğimi kendisi de ifade edecektir.
27:53Yani ben bu duygularla evliliğimi sürdürdüm.
28:11Evlendik 75'te, 1975'te demek ki 25 yaşındaydım ben evlendiğimde.
28:30İşim benden 9 yaş, küçük.
28:33Küçük Demetevler'de diriliş apartmanı da yerleştik ilkin.
28:44Diriliş apartmanı, diriliş dergisi var biliyorsun Sezai Karakoç'un.
28:50Diriliş ekolu, diriliş dergisinden mülhem bir apartman.
28:58Diriliş muhippi bir müteahhidin, diyelim iş adamının apartmanında ev almıştık.
29:08O zaman diriliş apartmanın üst katına yerleştik.
29:12Biz üst katından ferah bir ev aldık diye 10. katta seviniyoruz.
29:19Müteahhitte 10. katı da sattım diye seviniyoruz.
29:248. katta.
29:25Kaloriferli bir evdi, asansörü de vardı.
29:2975'li yıllarda Demetevler'de iyi sayılan bir konut.
29:33Orada bir süre yaşadık.
29:35Sonra İstanbul'a taşındık.
29:37İstanbul'da Beşiktaş'ta oturduk.
29:41Hazneder'de oturduk.
29:42Sonra Ankara'ya dönüşümüz oldu.
29:47Çocuklarımız 3 tane çocuğumuz oldu.
29:49Birisinin ismi Ayten.
29:51Anneannesinin ismini koyduk ona.
29:54Oğlumuzun adı Seyit Ali, benim babamın ismini izah ettik, koyduk.
30:00Küçüğümüz Ayşe Nur.
30:02Biz Ayşe koymuştuk.
30:04Gazeteci arkadaşımız.
30:05Ocaktan.
30:06Mehmet Ocaktan Nur'u da olsun dedi.
30:09Onun katkısıyla Ayşe Nur oldu.
30:11Ayşe Nur, Ayten matematik öğretmeni bir lisede.
30:19Ayşe Nur araştırmacı, Başbakanlık'ta çalışıyordu daha önce.
30:23Şimdi Gençlik Bakanlığı'nda bir kitap, kafe var Gençlik Bakanlığı'nın.
30:28Orada gençlerle meşgul oluyor kitap, kafe'de.
30:34Gençlik Bakanlığı elemanı olarak.
30:36Oğlumuz serbest çalışıyor.
30:40Öyle.
30:41İzlediğiniz için teşekkür ederim.
31:11İzlediğiniz için teşekkür ederim.
31:41Eşimden daha sıcak temas kuran bir insandım.
31:48Ama gene de eşimle birlikte bunları paylaşırdık.
31:53Eşimin çok hayırı yoktur.
31:55Benim de bazı şeylere hayırım vardı.
31:58Dolayısıyla o konuda dengeleştik.
32:00Yani bunları konuşarak, redakti ederek çocukların hayatı hazırladık.
32:06İzlediğiniz için teşekkür ederim.
32:36Çünkü babam çok bana düşkün birisiydi.
32:40Babaannem vardı hayatta.
32:42Halam vardı.
32:43Zaten annem ben 7 yaşındayken hayatımıza girdi.
32:46O yüzden çocukluğumda güzel geçti yani.
32:507 yaşından sonra işte daha ben annemle babamın evlendiğinde onun bir üvey anne olduğunu bile bilmiyordum.
32:58Çünkü hiç haberim yoktu.
33:00Sonra okul hayatında onu öğrendim.
33:03Zaten çok da kalmadım annemin yanında.
33:07Babaannem halamda olunca onlar bakıyorlardı bana.
33:11İşte Mehmet'le de tanışınca da evlilik oldu.
33:14Fazla kalmadım yani annemle.
33:17O yüzden böyle çok zorluk çekmedim.
33:19Babam da çok düşkündü bana.
33:25İşte annemle kız olsun diye şey yapmışlar.
33:29Ben de kız olunca bir dediğim iki olmazdı hiç çocukluğumda.
33:33Yani o yüzden böyle çok zorluk çekerek büyümedim.
34:07Çocukları yetiştirirken en önemli şey çocuklara gösterilen sıcak sevgi, bakış çok önemli olduğunu düşünüyorum.
34:23Ben öyle yapmaya çalıştık.
34:25Yani sevgiyle yaklaşmak, çocuğu kucaklamak büyürken.
34:32Severek büyüdün.
34:34Evet.
34:35Yani sevgi, sevildiğini çocuğun güven duygusunun oluşması bakımından derin bir sevgi duyulduğunu çocuğun hissetmesi gerekiyor.
34:50Bunu çocuğa hissettirmeniz lazım.
34:51Telkin ve tavsiye ederek, söyleyerek,
35:21kitap sevgisi oluşturmak çok kolay değil.
35:26Onun için ben şimdi bile torunlarıma
35:28haftada bir olmasa da zaman zaman kitapçılara giderim.
35:36Sırf onları odaklayarak kitap alırım.
35:40Her birine ayrı ayrı kitapları masalarına bırakırım.
35:44Bazen annelerine babalarına bile alıyor okuyun bunu diye.
35:48Masalarına bırakırım.
35:50Yani bugün okumazsa yarın okurlar diye.
35:53Ailede kitap ilgisi varsa, kitap dikkati varsa, kitapla bir iletişim kuruyorsa anne baba,
36:00çocuklar da dolayısıyla kitapla ilişki kuran çocuklar olarak büyüyorlar.
36:06Ama aile kitap yoksa hayatında, çocukların da kitapla hemham olmaları artık istisna bir durum haline geliyor.
36:19Dolayısıyla ona dikkat etmek lazım.
36:22Yani okumasa bile çocuklar evde kitap, masada, sehpada kitabın olması gerekiyor diye düşünüyorum.
37:04Çay yapar.
37:09Çay yapar ve bana ikram eder.
37:13Bir tek o özelliği var.
37:15Yemekten çok anlamaz.
37:17Yani birisi bana çay getirsin, yemeğimi tabağımı önüme koysun diye beklemem yani.
37:23Ben de eşimle birlikte, çocuklarımla birlikte giderim mutfağa doldururum.
37:30Hem kendimi alırım hem onlara ikram ederim.
37:32Öyle bir tabiatım var.
37:33Ya belki de ben ona fırsat vermedim hiç.
37:36Ben kendim yaptığım için her şeyi.
37:39O da zaten hiç vakti olmadı gazeteciyken.
37:43İstanbul'dayken sabah erken gidip gece yarıları geliyordu.
37:46Çocuklar bile bazen yüzünü görmüyorlardı.
37:50Öyle alışmadı.
37:51Hiç sokmadım mutfağa.
37:53Ben de yapıyor olunca.
37:56Ama çay yapar, ikram eder.
37:58Ben yorulduysam sen otur ben doldururum der.
38:01Bana ikram eder.
38:02Beş torunumuz var.
38:30Torunlarına çiçeğe bakar gibi bakar.
38:36Gözlerine çiçeğe bakar gibi bakar.
38:39Onlara hiç kıyamazsın.
38:40Dördüne de aynı anda baktım.
38:46Hepsi kreşlik olanlar kreşe gitti.
38:49Büyüğümüz okula başladı.
38:51Zeynep'e de ara sıra baktım.
38:53Anneannesi İzmir'e gidince.
38:55Bana ihtiyacı olunca.
38:56Dördün.
38:58Dördün.
38:59Dördün.
39:00Dördün.
39:01Dördün.
39:02Dördün.
39:03Dördün.
39:04Dördün.
39:05Dördün.
39:06Dördün.
39:07İzlediğiniz için teşekkür ederim.
39:37İzlediğiniz için teşekkür ederim.
40:07İzlediğiniz için teşekkür ederim.
40:37İzlediğiniz için teşekkür ederim.

Önerilen