Oynatıcıya atlaAna içeriğe atlaAltbilgiye atla
  • evvelsi gün
Birbirinden değerli edebi eserleri kaleme alan usta ellerin hikayesi “Yaşadığımız Günler” ile Ülke TV ekranlarına taşınıyor. Yaşadığımız Günler, pek çok esere imza atmış yazarları, şairleri, edebiyatçıları, ilahiyatçıları, düşünce insanlarını konuk ediyor ve hayat hikayelerini bizzat kendilerinden dinliyor.

Bambaşka dünyalara kapı açan edebi eserlerin yazarlarının hisleri, düşünceleri, bilinmeyen yönleri ve karşılaştıkları zorlukları bizzat kendilerinden öğrenen Yaşadığımız Günler, izleyenlerini merak dolu bir yolculuğa çıkarıyor. Okuyucusuna hayaller kurduran, kimi zaman güldüren kimi zaman ağlatan kimi zaman da eşsiz duygular yaşatan bu eserlerin yazarlarının hayalleri neydi peki? Onların hayat serüveni romanlardaki gibi mutlu sonla mı bitiyordu yoksa hüzünlü bir son mu?
Döküm
00:00MÜZİK
00:30MÜZİK
01:00Hasan Aksay ailesinin kontrolündeydi, MİLSAN grup diyelim.
01:23Yani Milli Gazete, MİLSAN tesisleri, medyayla ilgili hizmetleri Hasan Aksay ailesine emanet etmişti Erbakan Hoca.
01:36İkinci bir gazete, bir Rum gazetesini satın almışlar. İkinci bir gazetemiz olsun.
01:41Çünkü muhalif basın var, Milli Selamet Partisi liderliğinin Türkiye'deki aksiyonu yeterince kamuoyuna mal olmuyor tabii.
01:53Gazetemiz, etkin gazeteler yapabilirsek toplumla iletişimimiz daha kurulabilir, iyi kurulabilir, etkin kurulabilir diye.
02:03İkinci bir gazete tasavvurları olmuş, bir Rum gazetesini satın almışlar.
02:10Birisine emanet edecekler, yani gazeteyi hazırlama işini.
02:14Ankara'da bir istişare toplantısı yapıldı, beni de davet etmişlerdi.
02:17Orada katılımcılar benim ismim üzerinde ittifak ettiler.
02:22Dediler, Mehmet Durlu'nun öncülüğünde gazete yayına hazırlansın diye işaret ettiler.
02:29Demek ki liderlik de bunu benimsemiş, onaylamış olacak ki bana bu görev emanet edildi.
02:38Ben de Abdülkadir Özkan arkadaşım, gene Milli Gazetede çalışıyordum.
02:46Ondan da rica ettim.
02:48Dedim ki hazırlık aşamasında bana katkı yapabilir misin?
02:52O da bana katıldı.
02:53O da benimle birlikte İstanbul'a geldi.
02:56Abdurrahman Dilipak vardı, Abdurrahman Dilipak'tan.
03:00Teknik tasarım işinin de Abdülkadir Özkan'dan, bunun birikiminden yararlandık.
03:09Abdurrahman Dilipak'la yazar terkibinin oluşmasında, muhtevanın oluşmasında Abdurrahman Dilipak'ın da katkıları oldu.
03:17Dolayısıyla İstanbul'da Milli Gazete'nin altyapı tesislerinde bir otele yerleştik Sultanahmet'te.
03:28İki aylık bir süre içerisinde yayına hazırladık yeni deviri.
03:34Biz kendimiz sanat, edebiyat eğilimi, sevgisi olan kültür ortamlarına yakın, yatkın bir mizacımız olduğu için
03:53daha çok yazar terkibinde sanat, edebiyat, kültür ortamından insanların olmasını öngördük gazetede.
04:01İlk aklımıza düşen isimler, Rasim Özdenören, Erdem Bayezid, Akif İnan, Rahmetli Uğur'da, İsmet Özel'le görüşmeyi tasarladık.
04:17İsmet Özel o zaman, öyle hatırlıyorum, Ticaret Bakanlığı'nda, basın müşavirliğinde inisiyatif almış, orada çalışıyordu.
04:29Biliyorum. Biz ona teklif ettik, bu tereddütsüz hemen kabul etti ve bakanlıktaki görevimde istifa etti.
04:39Bakanlıktaki görevimde, biliyorum.
04:41Çok heyecanla katıldı.
04:44Çok.
04:44Erdem Bayezid daha sonra katıldı.
04:50Akif İnan, Rahmetli Akif İnan ve Rasim Özdenören'le de gene bir çay ocağında buluştuk.
04:58Abdurrahman Delipak da vardı, onlarla da gazeteye katılmaları konusunu konuştuk.
05:06Bir tereddütten sonra İsmet Özel'in de gazetede yazmaya karar verdiğini işitince, onlar da başta Rasim Özdenören.
05:14İsmet Özel sıra dışı bir insan.
05:19Yani Türkiye'nin değeri aslında.
05:22Yani Yeni Devir gazetesine katılması büyük bir ilgiye sebep oldu.
05:28Özellikle genç kuşak üzerinde.
05:31Müthiş bir bağ oluştu İsmet Özel ile genç kuşak arasında.
05:41Yazıları, yani öyle normal gazete yazısı gibi takip edin mi?
05:46Kesiyorlar.
05:48Gazetede yazıları kesiyorlar.
05:52Arkadaşlarıyla, çevreleriyle paylaşıyorlar.
05:55Üzerinde düşünüyorlar vesaire.
05:57Yani şey oldu, İsmet Özel odaklı.
06:01Bir heyecan oldu.
06:05İsmet Özel de kendisi hakikaten sıra dışı, bir büyük düşünce adamı, bir entelektüel.
06:18Gazetede başladığı zaman da ya diyordu durlu, böyle bir gazete yapalım, Sultanahmet'te şey yapalım yani böyle,
06:26elimizde sallayarak satalım gibi cümlelerini hatırlıyorum yani.
06:31Öyle şeydi, coşkuluydu.
06:35Zaman zaman hayal kırıklıkları yaşamadı değil ama biz kendisine çok, ben şahsen çok özen gösterirdim.
06:42Çok muhabbetim, saygım vardı.
06:47Kendisi de biz yani en olmayacak şeylere bile İsmet Özel biraz diyelim kapına sığmaz bir insan diye tavsif edilir ya,
07:01öyleyken mesela bir yazısını o günkü konjöktürde ben biraz manidar bulduğum için ya abi bu yazıdan sarfı nazar etsek dedim, beni kırmadı, kırmazdı yani.
07:16Böyle bir sevgi saygı ilişkimiz vardı.
07:20Bir gün Erbakan Hoca 77'de partilere bir bayram ziyareti yaptı, bütün partileri.
07:36Şimdi Kurban Bayramı'nda, Ramazan Bayramı'nda partilerde bir bayramlaşma geleneği var ya,
07:44o geleneği 1977'de Necmet Özel Hoca başlattı.
07:49O gün İsmet Özel bir yazı yazdı.
07:53Hatırladığıma göre yazının başlığı ya Abdülhamid'in bursları ya Erbakan'ın bursları mı? Öyle bir şeydi.
08:03Abdülhamid Han, cümtürkler Fransa'da veya Batı ülkesinde,
08:11Türkiye, Osmanlı yönetimi aleyhine düşünceler içindeyken, çalışırken onlara para gönderilmiş yani Abdülhamid Han.
08:29Milli kalsınlar, kendi ülkelerinin haydiyet duygusundan kopmasınlar diye onlara katkıda bulunulmuş yani para gönderilmiş.
08:46Erbakan'ın bayram ziyaretinde liderleri ona kıyas ederek ona benzetmişti yani Abdülhamid'in cümtürklere destekli katkısını.
08:59İzlediğiniz için teşekkür ederim.
09:29Hiçbiri de şey oldu, muhtıra verildi.
09:33Ondan sonra Türkiye'de sokak hareketleri oldu.
09:38Yani sokak dehşet, şiddeti vardı.
09:42İnsanlar, gençler sokaklarda birbirlerini şey yapıyordu.
09:49Yani ateş açıyorlardı, öldürüyorlardı.
09:53Sokak dehşeti vardı.
09:56Siyasi mücadelede de işte sağ-sol bir katlaşma havası vardı.
10:01Siyasette de gençlik ikiye bölünmüştü ama bizim diyelim yeni devir olarak temsil ettiğimiz veya bizim hedef kitlemiz olan genç kuşak,
10:19bu tetiş olaylarına nispi olarak uzaktı yani.
10:27Daha itidali temsil eden bir kuşaktan söz edebiliriz.
10:32Onlar bu sokak hareketlerine çok iştirak etmiyorlardı, katılmıyorlardı.
10:38Biz yayınlarımızda da yani kışkırtıcı, ondan sonra öfkeli, agresif yayın tutumu izlemedik hiçbir zaman.
10:56Yani baştan beri hep pozitif bir dil kurmayı önemsedik gazetede.
11:03Bu tabii sansasyonel bir dil kullanmadığımız için.
11:14Sansasyonel dil kullandığımız zaman, sansasyonel konular gündeme getirdiğimiz zaman bir tırajda şey oluyordu, ilerleme oluyordu, onu gözlemliyorduk.
11:26Ama yani daha muhtedil habercilik yaptığınız zaman, yayıncilik yaptığınız zaman tırajımız belli sınırlarda seyrettiğini takip ediyorduk.
11:40Çekirdek kadro işleyen ilk başta duran mandili.
12:10Bakla Abdülkadir Özkan bana katkı yaptılar.
12:14Ondan sonra Nabi Avcı, Ankara'da durmuş Ali Eker bizim büyüğümüzdü.
12:23Onu ziyaretimizde Nabi Avcı'nın ismini telaffuz etti.
12:27Nabi Avcı da teklif ettik gazetede, odak köşesinde Enes Harman imzasıyla günlük yazıya başladı.
12:34İsmet Özel'le de hukuku çok iyiydi.
12:37İsmet Özel'in Nabi Avcı'ya ayrı bir sevgisi, düşkünlüğü vardı.
12:45İsmet Özel de gazeteye katılınca her ikisi de tabii bir şeyle, heyecanla, umutla,
12:55yani keyifle diyelim yazıya başladılar.
13:03Sadık Albayrak, Osman Tuğran Hoca, Selçuklu tarihçisi, büyük hoca,
13:15Osman Tuğran Hoca'yı telefonla aradım.
13:18Ziyaret etmek istediğimi hocam, gazete yapıyoruz, sizin de ara sıra yazmanızı arzu ediyoruz diye teklifte bulundum.
13:26Ben Osman Tuğran Hoca'nın yaşlılık dönemi, ileri yaşlardaydı.
13:31O dedi ki ya ben katkı yapmak isterim ama şeyde Diyanet Arşivi'nde Sadık Albayrak diye genç bir arkadaş var.
13:40Araştırmacı, gayretli, üretken, onunla bir görüşsemiz iyi olur dedi.
13:45Ben de Sadık Albayrak'ı davet ettim.
13:48Sadık Albayrak'la görüştük.
13:50Sadık Albayrak Diyanet Arşivi'ndeki görevinden istifa etti.
13:55gazetede ona köşe açtık.
13:57Köşe yazarlığına başladı Sadık Albayrak.
14:01Fakat bizim gazetede edebiyatçı ağırlıklı bir yazı kadrosu var.
14:08İsmet Özel, sonra katıldığı Cahit Zarifoğlu, Ahmet Sağlam imzasıyla, Erdem Bayezat,
14:16Rasim Özdenören.
14:18Bunların dili, edebiyat dili biraz daha şey, yani sade bir dil.
14:27Yaşayan Türkçe diyelim.
14:31Sadık Albayrak biraz daha kavramları kullanması filan bakımından edebiyat dilinin biraz daha dışında,
14:40daha halk dilini kullanıyor.
14:45Biraz adalı bir dil.
14:48Yani diğerlerinden hepsi aynı düşüncelere sahipler, aynı yorumlara sahipler, benzer yorumlar ama
14:57düşünce dünyaları ortak olmakla birlikte üslup bakımından farklılık var.
15:02O bunu hissetti zamanla, sonra Milli Gazete ile kurduğu diyalog sonucu Milli Gazete'ye o sebeple taşınmış oldu.
15:11Yani yazı hayatını o daha çok şeyde sürdürdü, Milli Gazete'de.
15:19Yani Sadık Albayrak'ın medya katılımı Osman Turan Hoca'nın bir hatırlatması sebebiyledir.
16:02Türkiye'nin entelektüeli yok.
16:06Entelektüeli olsa çok acı çekerdi diye bir söz sarf etmişti bir yerde.
16:13Yani İsmet Özel işte o acı çeken entelektüellerimizden, Türkiye'nin değerlerinden birisi.
16:22Yani zaman zaman münasebetsiz dil kullanan kişilere, yazılara rastlıyoruz da insan üzülüyor.
16:34Yani kıymetini, değerlerimizin kıymetini bilmemiz lazım.
16:40Nazım Hikmet büyük bir şair.
16:43Yurdundan uzak kaldı, acı çekti, hapislerde yattı.
16:51Şimdi düşüncesinden, düşünce dünyasından dolayı şimdi biz onu takbih mi edeceğiz?
16:58Tahkir mi edeceğiz?
17:00Şimdi o gün bu ağır mahrumiyetlere, mahkumiyetlere sürükleyenler şimdi gözyaşı döküyorlar.
17:10Yani aynı çevreler şimdi ona, Nazım Hikmet'e dokundurmuyorlar.
17:16Bunlar demek ki yanlış şeyler.
17:20Yani Türkiye'nin kıymetlerini bilmemiz lazım.
17:23İsmet Özel de Türkiye'nin bu anlamda bir değeri olduğunu düşünüyorum ben.
17:30Benim fikrim böyle yakın tanıdım çünkü çok saygı duyduğum bir insan.
17:37Dögol, Cezayir Savaşı sırasında Sartır Savaş'a karşı çıkıyor.
17:44Ağır eleştirileri var.
17:50Dögol çevresinde Dögol'u uyarıyorlar.
17:52Bu Sartır'ı sustur diye.
17:55Yani bu muhalefetini önle diye.
17:59Hayır diyor.
18:01Sartır Fransa'dır diye bir şey var, ifadesi var.
18:06Yani bu çok tedavül eden bir şey, cümle.
18:13İsmet Özel de Türkiye için öyle isimlerden biri.
18:23Yani İsmet Özel de Türkiye'dir denilebilir yani.
18:29O çapta Yusuf Kaplan diyor ya, dünyanın iki büyük şairi aramızda yaşıyor.
18:34İnsanlar duyarlı değil diye çok yanlış bir söz değil yani.
18:40İsmet Özel ve Şehir'i kastediyor Sezai Karakoç.
18:44Ve bunun yanında tabii Nazım Hikmet de büyük bir şair.
18:48Kabul etmek lazım.
18:49Mevlana şiiri Nazım Hikmet'in.
18:54Sararken alnımı yokluğun tacı, gönülden silindi neşeyle acı.
19:00Kalbe muhabbette buldum ilacı.
19:02Ben de müridinim işte Mevlana.
19:05Ebede set çeken zulmeti deldim.
19:08Aşkı içten duydum, arşa yükseldim.
19:11Kalpten temizlendim, huzura geldim.
19:15Ben de müridinim işte Mevlana.
19:17Bu da yani Nazım Hikmet'in sonuçta ilk yazdığı şiirlerden de olsa Nazım Hikmet'e ait bir şiir.
19:26Onun duygu, düşünce dünyasının derinliklerini ifade eden bir şey.
19:30Sonuçta bir şair yani.
19:33Bir dönem Maksis felsefeye yönelmiş olabilir.
19:37Son anlarını bilmiyoruz nasıl bir hayat tutumu, nasıl bir hayat yorumu, nasıl bir gel git Medcezir yaşadığı ruhunda ama bilmiyoruz.
19:53Yani bunun gibi yani değerlerimize dil uzatırken çok özenli olmamız lazım.
20:07Siyasi kadrolar, siyasi liderlikler.
20:31Toplumun kalitesini, kapasitesini, karakterini yansıtır.
20:39Onun bir hasılası.
20:41Fransızca tabiriyle rezüme.
20:44Yani toplum hangi kapasitesi, hangi kalitesi, hangi karakterdeyse onun yansıması politik kadroları oluşturuyor.
20:56Yani politik kadrolar toplumun imkanları dışında, onun kapasitesi dışında, kalitesi dışında bir siyasi varlık değil.
21:09Onun için onları da eleştirirken bu ölçüyü kullanmamız lazım.
21:14Şimdi bakıyorsun bir siyasi liderliklere muhalefet olsun, iktidar partisinin lideri olsun.
21:29Nezaket cümlesi, zarafet, çünkü onlar ray ilişki kuracağımız cümleler toplum içinde bir emsal teşkil ediyor.
21:41Ağır dil kullanmak çok doğru değil.
21:47Sonuçta yani dediğim gibi toplumun, toplumun hasılası siyasi kadrolar.
21:55Kendimizi takbih etmiş oluyoruz aslında.
22:00Yani siyasi liderleri, toplumun en önemli dinamiği siyaset kurumu değil.
22:06Toplumu entelektüeller, sanat, edebiyat, erbabı, ilim, irfan sahipleri, öğretmenler, ilahiyatçılar, hepsini kapsamak üzere ifade ediyorum.
22:18Toplumu inşa eden asıl dinamik bu saydığımız terkiptir.
22:26Yani toplumu geleceğe bu kadrolar hazırlarlar.
22:30Şu veya bu şekilde.
22:32Eğitim süreçlerinde, kültür ortamlarında, sanat ortamlarında, siyasi liderlikler ise farkında olarak ya da olmayarak tarihin inşasına sebep olurlar.
22:47Siyasi liderlikleri de üç gruba ayırmak lazım.
22:52Bir grup, tarihsel liderlik, tarihsel kişilikler vardır.
22:58Bunlar tarihin oluşumunda müessir olan önemli şahsiyetler.
23:03Diyelim Ömer bin Abdülaziz, Selahattin Eyyubi, Fatih Sultan Mehmet, Abdülhamid Han, Mustafa Kemal, Necmettin Erbakan'da katarsak itiraz edenler olabilir.
23:20Ama bunlar toplumun gidişatına, tarihin oluşumuna müessir olmuş şahsiyetler.
23:28Bir de sıra dışı liderlikler var.
23:32Kime misal verebiliriz?
23:34Mesela Degol, Fransa Birliği'ni kaybetmek üzereyken Fransa'yı derledi, topladı, saygın bir dünya devleti yaptı.
23:42Gorbacov, Sovyetler Birliği çökerken Çarlık Rusya'sını yeniden inşa etti.
23:49Turgut Özal, Türkiye'ye sarsıntı geçiren bir ülkeydi 80'li yılların başında.
23:56Türkiye'yi derledi, topladı, toplumda güven duygusunu teyit etti, gelecek duygusu uyandırdı.
24:04Dolayısıyla Türkiye bir düş kurdu yani onunla birlikte bir büyük merhale kat etti.
24:14Bunlar da sıra dışı liderlik kapsamında zikredilebilen isimler.
24:20Bir de konjöktürel liderler var.
24:22İşte konjöktürel liderler de konjöktüre vaziyet ederler.
24:26Şimdiki liderlikten bahsetmiyorum.
24:28Şimdiki Türkiye'nin liderliği hangi kapsama gireceğini gelecekteki sosyal bilimciler, tarihçiler tespit edecekler.
24:38Buna dokunmak bu aşamada istemem.
24:43Yazarlar bakımından da bu böyle.
24:47Schopenhauer, meşhur Alman filozofu yazarlar da üç gruba ayırıyor.
24:52Düşünmeden yazanlar, yazarken düşünenler, bir de düşündüklerini yazanlar.
25:01Siz diyor, düşündüklerini yazanlara dikkat edin, kulak verin.
25:06Şimdi hakikaten Ankara'da Ekonomik Sosyal Araştırma Vakfı'nda ben inisiyatif almıştım, yöneticilik yapıyordum.
25:14Orada gençler, İsmet Özel Ankara'ya gelmiş, gençleri de davet ettik.
25:21O vesiyelerle sohbet olsun diye.
25:23İsmet Özel sözünün bir yerinde, ben dedi yazar değilim dedi.
25:29Yazar değilim deyince gençler ülkündü.
25:31Abi dediler, sen yazar değilsen biz kime yazar diyeceğiz?
25:35Yok dedi, ben yazarla küçülsediğim için yazar değilim dedi.
25:39Bugün ben biraz herkes gibi yadırgadım ama sonradan hak verdim.
25:46O kadar çok düşünmeden yazan, yazarken düşünen, insanları oyalayan insan var ki sel gibi.
25:55Hele şu sosyal medyadan sonra işçi yorundan çıktı İsmet Özel'e.
26:00Sonuna kadar şimdi hak veriyorum ben.
26:01Yani o yazar kavramı etrafında düşünülecek bir, ismi aşan bir tarafı var, kabul etmek lazım.
26:13Yani İsmet Özel'in yazarlığı aşan bir düşünce alanı var.
26:21Millet şey yapıyor da, yadırgıyor da, zaten şeyler, büyük entelektüeller hep yadırganmıştır.
26:28Yani yüzde yüz onaylanmazlar.
26:31Standart olursan, sağa sola fazla dokunmayan cümleler kurarsan orada bir şey, eleştiri almazsın.
26:43Yani yoksa yargılarlar insanı, aykırı cümleler kuruyor diye.
26:47Aykırı cümleler kuracak ki doğru cümleler de aradan sıyrılsın.
26:53İsmet Özel öyle bir isim diye düşünüyorum ben.
27:28Evet, yeni devir konjöktürel olayları biz dikkatle izliyorduk.
27:34Gazeteye yansıtmaya çalışıyoruz.
27:36Habercilikte yapmaya çalışıyorduk.
27:38Gazete saat üçte dörtte baskıya girmesi lazım.
27:42Telaşla hazırlanıyordu ama biz gene de çok, çok hassas bir şekilde habercilik yapmaya çalışıyorduk.
27:49O zaman Anka Ajansı'nın başında Uluç Gürkan vardı.
27:55Biz de Anka Ajansı biraz işte IMF falan politikalarına uluslararası emperyal politikalara karşı bir duruşları, tepkileri var ya,
28:06Onların haberlerini biz bizim gazetemizin genel eğilimiyle de örtüştüğü için kullanıyorduk çok, etkin kullanıyorduk.
28:18O bizim gazeteyi bürosunda böyle bayrak gibi sallıyormuş.
28:21Gazete böyle yapılır.
28:23Bizimkiler gazete yapmayı bilmiyor diye.
28:25İzlediğiniz için teşekkür ederim.
28:55Yani onlarla böyle bir şeyimiz vardı, habercik alışverişimiz vardı.
29:10Yani haber dikkatimiz de vardı.
29:12Ama bizim musahihimizden, ben gazetecilik eğitimi aldım ama Ahmet Kut,
29:22Batı dünyasından, Batı dünyasından haberleri izliyordu.
29:36Oradaki kültür, düşünce dünyasını izliyordu.
29:40Oradan tecrümeler yapıyordu.
29:42Edip Gönenç arkadaşımız, o da hem adı Edip'ti hem kendisi iyi bir edebiyatçı.
29:51O da Doğu dünyasından, Orta Doğu'dan, Arapça da biliyordu o da.
29:58Biri de, diğeri de Ahmet Kut'un da İngilizcesi idi.
30:01Çeviriler yapıyordu.
30:05Hatta yazarlarımız, yazı köşe yazarlarımız bile son sayfayı paylaşıyorlardı.
30:13Kimisi mesela İsmet Özel hayatın içinden diye bir sayfa hazırlıyordu.
30:18Alaaddin Özdenören rahmetli politika sayfası hazırlıyordu.
30:23Hasan Celal Güzel, o zaman bürokrasiden uzaklaştırılmış, Ecevit iktidarında bir yere memur tayin edilmiş.
30:35O da kabına sığınıyor.
30:38Birikimli bir insan, bize dönükte bir sevgisi, ilgisi vardı.
30:43O da ekonomi sayfası ve politika sayfası yapıyordu.
30:49Haftada bir hem ekonomi hem politika sayfası yapıyordu.
30:55Yani gazete hem Doğu'ya Batı'ya yüzünü çevirmişti.
31:00Hem de entelektüel bir hareketliliğe ülkede, özellikle kendi mecrasındaki gençler üzerinde
31:08entelektüel bir hareketliliğe yol açtığında şüphe yok yani.
31:14Adeta bir büyük aile gibi bir alışveriş içindeydi okuyucuyla Yeni Demir gazetesi.
31:23Orada şimdi edebiyatta, sanatta temayüz etmiş, tehlif sahibi insanlar var, şair var, hikayeci var.
31:33Eğitim süreçlerinde insanlar var, onlar, bunların her birinin yeni devirle yulların kesişmediği söylenemez.
31:52Bunların hepsi, çoğunluğunun yeni devirle yulları kesişti yani.
31:58Okuyucu katkısı da alıyorduk o anlamda.
32:00Yani kitapla, dergiyle hemhal olan bir okuyucu kitlesi olunca, onların da şeyleri oluyordu.
32:09Yani bir düşünce dünyaları, yazı dünyaları, onlar da bize katılıyorlardı.
32:15Şakir Kurt olmuş, sanat edebiyat sayfası düzenliyordu.
32:18Rahmetli oldu İhsan Işık, sanat edebiyat sayfasında koordine görev yapıyordu.
32:26Sanat edebiyat, sanat edebiyat sayfası o kadar ilgi uyandırıyor gençler üzerinde onlar.
32:40Yaşar Nuri Üstük bile o zaman asistandı sanıyorum bize Ramazan ayında manhusus olmak üzere yazı yazıyordu Ramazan ayında.
32:52O zaman böyle agresif bir insan değildi yani daha mutedil, ilme odaklı bir genç insan.
33:05Sonradan biraz tabii tehevvür sahibi oldu.
33:10Yani yeni devir o anlamda basın tarihimizde çok büyük bir gazete değil.
33:17Belki çok kalite bir gazete değil ama basın tarihinde bir milat sayılabilir türü bakımından.
33:24Yani o kadar düşünce, sanat edebiyat, ondan sonra sosyal konulara ağırlık veren kapsayıcı gazete örneği çok değil.
33:38MÜZİK
33:50MÜZİK
33:51Hepsi iyi kötü sanat edebiyat mecrasından gelmiş insanlar.
34:09Estetik şeyleri var, kaygıları var.
34:12Hasan Aycin mesela söz etmeden geçemeyiz.
34:16O bir ince adam, espri, anlam ustası.
34:23Onun çizgilerini yayınlıyorduk.
34:25Yalçın, Turgut, Balaban konjöktürel, aktüel karikatürler çiziyordu.
34:31Çok maharetli, marifetli, sanatkar bir arkadaşımızdı.
34:35Alparslan Yasa diye, Yesevizade lakabıyla çok ağır dille yazı yazan bir arkadaş vardı.
34:47Ona bile sayfalarımızda bir çeşitli olarak yer veriyorduk.
34:51O yazılarına muhterem karilerim diye başlıyordu.
34:54Erdoğan Sürat diye gene çok Abdurrahman Dilipak'ın tanıdığı bir Yahudi olduğunu bildiğimiz, tahmin ettiğimiz
35:10ya da öyle olduğunu belli olan bir arkadaş.
35:16Musikiyle ilgileniyor.
35:19Siyasetle ilgileniyor.
35:20Ankara'da çok hareketli, dinamik bir insan.
35:26Onunla tanıştırdı bizi.
35:28Doğu batı düşünürlerinden nutlar diye ona da bir köşe açmıştım ben.
35:32Erdoğan Sürat şimdi hayattan doktorluk yapıyor, müzisyenlik yapıyor.
35:38Her tarafta bir bezi var.
35:41Fakat cin gibi.
35:44Baktım ki Doğu batı düşünürlerinden nutlar köşesinde
35:47hep Yahudi felsefecileri düşüncelerine odaklı yazılar yazıyor.
35:54Sonra vazgeçtim.
35:57Vazgeçtim.
35:58Durmuş Ali Eker, hus sohbet bir adam.
36:01Maraşlı, güzel konuşan bir insan.
36:04Ona da sayfada yer verdim bir ara.
36:08Şimdi yaşı ileri zaman zaman selamlaştığımız bir insan.
36:14Ona da bir köşe açmıştım.
36:16Yani o tatlı sohbetleri yazıya nasıl yansıyacak diye.
36:20Bir baktım ne nokta var ne virgül.
36:24Lıkır lıkır konuştuğu gibi yazıyor.
36:27Onu da fazla sürdürmedim yani.
36:30Sürdüremedik.
36:30Yani ama öyle bir şeyimiz oldu.
36:35İltifatımız diyelim, muhabbetimiz.
36:36İltifatımız.
36:38İzlediğiniz için teşekkür ederim.
37:08Bir ara Ahmet Kod, Nabi Avcı, Yeryüzü Yayın Evi diye bir yayın evi kurma teşebbüsü oldu.
37:17İsmet Özeli de içlerini alarak gazeteden koptular.
37:24Ben İsmet Özeli'nin bilhassa kopmasını arzu etmiyordum.
37:28Nabi Avcı da bana göre en verimli, en anlamlı, en değerli yazılarını o gençlik yıllarında Yeni Devir'deki odak köşesinde Enes Harman imzasıyla yazdı.
37:40Bu akademik kariyerden sonra insan biraz da hem bilgi dağarcığı genişliyor ama bir taraftan da bir sanat edebiyat ortamından çıkışla birlikte düşüncelerinde donuklaşma da ona bağlı olarak ister istemez oluşuyor.
37:57En dinamik, en verimli, en özel yazıların o Nabi Avcı, Ele Sarman imzasıyla o köşede çıktı.
38:05Hatta bir yazısı dolayısıyla ben İsmet Özeli'nin böyle gözlerinin ışıl ışıl olduğunu hissettim.
38:10Çok sevdi yani o yazısını.
38:12Öyle şeylere algıladım ben yani.
38:16İzlediğiniz için teşekkür ederim.
38:46İzlediğiniz için teşekkür ederim.
39:16İzlediğiniz için teşekkür ederim.
39:46İzlediğiniz için teşekkür ederim.
39:47İzlediğiniz için teşekkür ederim.
39:48İzlediğiniz için teşekkür ederim.
39:49İzlediğiniz için teşekkür ederim.
39:50İzlediğiniz için teşekkür ederim.
39:51İzlediğiniz için teşekkür ederim.

Önerilen