Kategori
🛠️
Yaşam tarzıDöküm
00:00Jenerik müziği...
00:30Jenerik müziği...
00:44Efendim merhabalar Beyaz TV ekranlarına hoş geldiniz.
00:48Yine bir pazar ve yine sizler evlerinizde bizlerse hadisenin ve tarihin yaşandığı mekanda geçmiş üzerinde yürümeye ahdettik.
00:59Beyaz TV'nin artık pazar günleri saat 12 değil mi öğrendik bunu ezberledik artık klasikleşmiş.
01:07Bu saat bizim saatimiz bu saat tarih programı.
01:11Kahvaltılar bitmiş ve keyif kahveleri, keyif çayları sanırım yudumlanırken karşınızda biz.
01:19Biz sizi tarih üzerinde tarihte yürütmeye, geçmişe götürmeye, fotoğrafları kullanmaya, fotoğrafları bir zaman makinesi olarak kullanıp üstüne basa basa yıllar değil on yıllar değil yüz yıllar boyu bir yolculuk, bir seyahat ettirmeye götürüyoruz.
01:45Bu programın size güzel bir pazar sabahı ya da pazar öğleni geçirtmek, sizinle birlikte tarihte yürümek, sizinle birlikte geçmişe doğru bir yolculuk yapmaktan başka da bir niyeti yoktur.
02:01Sizler hazırsanız bizler de hazırız.
02:05Geçtiğimiz hafta birinci bölümüyle karşınıza gelmiş olduğumuz Şehzadebaşı programının ikinci bölümüyle bu sefer karşınızdayız, devam ediyoruz.
02:18Şehzadebaşı'nda başladı yolculuğumuz, adım adım yavaş yavaş Veznecilere doğru bir yolculuğa çıktık.
02:27Şu an yerimiz ve yolumuz ve yöremiz direkler arası.
02:33Peki bu direkler arası neresi?
02:35O meşhur Vezneciler eğlencelerinin, meşhur Vezneciler semtinin en önemli bölgesi olan direkler arası neresi?
02:46Fotoğraflarla size o direkleri, o direklerin arasını tek tek göstereceğiz.
02:53Hazırsanız biz de hazırız.
02:56Size bir tüyo, biz şu an o direkler arası denilen direklerin önünde bulunmaktayız.
03:03Birazdan fotoğraf gösterildiğinde Allah Allah bu fotoğraflar buraya mı aitmiş ki diyeceksiniz.
03:11Program başladı.
03:241881'lere gidelim.
03:27Tam 144 sene öncesine gidelim ve birinci fotoğrafı inceleyelim.
03:35Birinci fotoğraftaki açı, birinci fotoğrafta görmemiz gerekenler, birinci fotoğrafta yani bu fotoğraftaki her şey yerli yerinde.
03:46Değişen hiçbir şey yok.
03:48Şehzadebaşı Camii'nin dış avlu duvarı, Nevşehirli Damat İbrahim Paşa'nın sebili.
03:56Bir farkla şurada bulunan biri elini şöyle yapmış, buradan bakıyor ama eli böyle.
04:07Bu şu demektir, bu kadar mesafe, eğer bu adam benim boyumdaysa daha uzunsa buralara koyması gerekiyor.
04:15Eğer benim boyumdaysa bu kadar, geçtiğimiz hafta kaldığımız yerden devam ediyoruz ya,
04:23yine aynı sebil, yine aynı çeşme, yine aynı medrese, yine aynı külliye ve bu kadar bir mesafe toprağa gömülmüş.
04:34Geçtiğimiz hafta Şehzadebaşı'nı bezdecilere bağlayan yolda, Şehzadebaşı Camii'nin hemen yanındaki Rüstem Paşa Medresesi ve külliyesinde kalmıştık.
04:47Ve demiştik ki haftaya buradan devam etmek üzere, Allah'a emanet olun.
04:53İşte o hafta geldi ve biz yine buradayız.
04:57Sebil, enteresan, ne kadar da aşağılara gömülmüş.
05:02Halbuki burada insanlar var ve elini şöyle yapmış, fotoğraf çekene bakıyor.
05:08Şimdi şöyle yapmak lazım, oraya bakmak için.
05:12Şurada bir tane at var, bembeyaz bir at ama biraz zayıf, biraz çelimsiz bir at.
05:21O atın olduğu yerde, bugün asfalt var, yaya kaldırımı var.
05:25Burada ne olduğuna tam olarak karar veremediğimiz bir şey var.
05:30Burası çay ocağı.
05:32Burada bir çay ocağı var ve insanlar oturuyorlar, arkalarını şu duvara dayıyorlar.
05:38Şimdi burada iskembe koysam ve otursam, bakın arkamı metali şebekeye doğru yaslamış bulunmaktayım.
05:47Halbuki 144 sene önce insan oturduğunda sırtını dayadığı yer yine şurası.
05:56Ne kadar da bir şehirleşme hatası yapmışız.
06:00Avrupa'da ve ileri ülkelerde bir asfalt yapılacaksa bir yere, eski asfalt özel makinelerle kazınıyor.
06:10Yani buradaki asfaltı kazımak gerekiyor.
06:14Kazındıktan sonra kazınmayla beraber ortaya çıkan boşluğa yeni asfalt dökülüyor.
06:21Dolayısıyla yer, ayağımızı bastığımız zemin hiç yükselmiyor.
06:27Hep sabit kalıyor.
06:29Fakat maalesef 1940'lardan beridir Türkiye'de var ola gelen bir şehirleşme hatası.
06:36Bir asfalt eski değil de onu kazımıyorlar, üzerine bir daha asfalt döküyorlar.
06:43O eskiyor, bir daha.
06:47Ve netice itibariyle burada muhteşem güzellikte, işlemesiyle harika bir mermer kolon, mermer blok altta kalıyor.
07:00Şu asfaltı kaldırsak altından bu mermer çıkacak.
07:05Bunun adına sanat tarihinde ne denir bilmiyorum ama tarihte tarih düşmanlığı denir.
07:12Böylesine şuursuzca bir yapılaşma.
07:15Çay ocağı burada.
07:17Şurada masalar ve sandalyeler bulunmakta.
07:22İskemle şu kadar olsa, İskemle'ye oturdum ben şu an.
07:27Yani bir mermer bloğa oturmadım. İskemle'ye oturdum ve sırtımı metal şebekeye dayadım.
07:34Metal şebeke değildi, 144 sene önce dayanılan.
07:38Şuraya dayanılıyordu.
07:40Hatta burası kafanın olduğu yer değil, dirseklerin konulduğu yerdi.
07:48Ne kadar ayıp etmişiz. Bu yapıya ne kadar da yanlış yapmışız.
07:54Şurada insanlar oturuyor.
07:56Bu insanların varlıkları 144 sene önce burada bulunmaktaydı.
08:03Çay ocaklarıyla, burada bilmediğimiz birisiyle.
08:06Şurada bir yerde elini dayayarak karşıya fotoğrafın objektifine bakan bir insan.
08:13Şurada bir at.
08:15Yani yeni at olmak üzere olan bir tay diyelim.
08:19Çünkü çok bakımsız ve çelimsiz.
08:21Tam olarak şurada.
08:24Ve 1720'li yıllarda 3. Ahmet'in hem Fatma Sultan'la evli olmasından dolayı damadı
08:33hem de sadrazamı olan Nevşehirli Damat İbrahim Paşa'nın yaptırmış olduğu külliye.
08:40Camisiyle, medresesiyle, haziresiyle, sebiliyle, çeşmesiyle mükemmel bir külliye.
08:50Efendim artık yolumuz adım adım yavaş yavaş Şehzade Paşa'ndan Veznecilere doğru geçerken
09:00bakalım bizi daha ne fotoğraflar bekliyor.
09:031881-2025 aradan geçen 144 yıl aynı açı.
09:11İki fotoğraf şu an karşınızda.
09:20Net olarak tarihini bilmediğimiz 1900'ler diye kataloglaştırılan bir fotoğrafla karşı karşıyayız.
09:40Yani 120 yıl, 125 yıl o civarda giden bir fotoğraf.
09:47Açık bir Şehzadebaşı kapısı. Şehzadebaşı'nın medrese, tabhane, imarethane ve muvakkithane.
09:58Ne demek istedim? Üniversite, restoran, fakir fukaranın yemek yediği restoran
10:05ve ezan saatlerini ayarlayan muvakkithane ile o bahçenin bulunduğu kapıya doğru giriş.
10:14Bu kapıya gelmek için bir basamak inmek gerekiyor, yetmedi.
10:19Bir basamak daha inmek gerekiyor, o da yetmedi.
10:23Bir basamak daha inmek gerekiyor, o da yetmedi.
10:27Kapı kapalı olduğu için aşağılara doğru inemiyorum.
10:30Fakat 1900'de bu görmüş olduğunuz gibi yer hizasında.
10:36Yani caddenin ve sokağın zemini neyse bu kapının da ölçümü tam olarak o.
10:44Dört basamaklık hatta beş basamaklık bir iniş bulunmakta.
10:49Bir, iki, üç, dört, beş.
10:51Beş basamaklı bir inişten sonra ancak kapıya ulaşabiliyoruz.
10:56Yani 125 yılda caminin külliyesi tam olarak bu kadar yer altında kaldı.
11:04O günler külliyenin kapısının her yeri açıktı.
11:08Bugün sadece ön tarafında ana caddeye bakan iki tane merkezi kapı açık.
11:16Onun dışında herhangi bir yer açık değil.
11:19Biz ne ettik?
11:21Biz neler yaptık?
11:23Biz nasıl bir zarar verdik bu şehre?
11:26Bilemiyorum farkında mıyız ama 1548 tarihinde Mimar Sinan tarafından konulan bu küfeki taş.
11:35Küfeki taş fosilleşmiş taş demektir.
11:38Atatürk Havalimanı'nın olduğu yerde hem Roma'nın hem Osmanlı'nın kullandığı bir taş ocağı vardı.
11:46Orası önceden yosunluk bir araziydi.
11:49Sonra su kurudu, deniz çekildi.
11:52İçinde kabuklu salyangozların kabuklarının da bulunduğu şu görüntülü taşlar kurudu.
12:00Hem Roma hem Osmanlı bunları kullandı.
12:03Şu tuttuğum milyon yaşında bir fosil taş.
12:07Bir daha söyleyeyim mi?
12:09Şu tuttuğum milyon yaşında fosil taş.
12:13Bu bina 500 yaşında.
12:15Bu milyonlar yaşında.
12:17Bu fotoğraf 120 küsür yaşında.
12:19Takvimler 1900'ler.
12:21Takvimler 2025'ler.
12:23Neler değişmiş neler.
12:25Gelin bir pazar gününüzü Vefa semtine, Küçükpazar semtine, Şehzadebaşı'na, Süleymaniye'ye, Beznecilere.
12:35Velhasılı kelam buralara ayırın ailecek nelerin değiştiğini ya da değişmediğini gözünüzde görün.
12:43Burası sizi bekliyor.
12:49İNTRO
13:031950'ler Türkiye'nin demokrasiye, gerçek manada demokrasiye, gerçek manada halkın kendi kendini idare etme rejimine geçtiği yıldır.
13:171950 öncesi provalar yapıldı ama 1950 Türk demokrasisinin başlangıç yılıdır.
13:25Neden bu bilgiyi verdim?
13:27Çünkü şu an görmüş olduğunuz fotoğraf 1950 yılına ait bir fotoğraf.
13:33Aslında az evvelki fotoğrafla hemen hemen net ve tam olmasa da hemen hemen aynı açı ve aynı fotoğraf bir farkla.
13:44Az evvelki fotoğraf 144 yıllık bir fotoğraftı.
13:48Şimdiki fotoğraf sadece 75 yıllık bir fotoğraf.
13:52İnsanların kıyafetleri değişti.
13:54Birinci fotoğrafta şurada çay ocağında oturan şuralarda ellerini dirseklerini şu mermer kolona mermere koyarak bize bakan insanlar bitti.
14:08Üzerinden 75 yıl geçti.
14:10Artık şuralarda kasketli, fötül şapkalı insanlar bulunmaktadır.
14:17Çünkü Türkiye'de 1923 il 30 yılları arasında ışık hızı ile rejimler yapıldı.
14:25Çok köklü değişimler gerçekleşti.
14:28Tartıdan takvime, yeme içmeden giyim kuşama kadar her şey değişti.
14:36Fesli, sarıklı, cübbeli insanlar yerini fötül şapkalı insanlara bıraktı.
14:44İşte tam olarak şuralarda fötül şapkalı insanlar bulunmakta.
14:49Şu siyah arabanın bulunduğu yerde Şehzadebaşı Camii'nin duvarına yanaşık arabanın rengi gibi siyah bir at bulunmakta.
15:00O at 75 yıl önce orada at bulunuyordu.
15:07Bugün o duvar yine var.
15:09Bu yollar yine var.
15:11Bu külliye, bu sebil, bu hazire, bu cami, bu medrese yine var.
15:17Ama gördüğümüz insanlar yok.
15:20Senaryo aynı.
15:22Dekor aynı.
15:24Sahne aynı.
15:27Belki de senaryo da aynı ama oynayan aktörler farklı.
15:33Sürekli 70 yılda, 80 yılda bir bu topraklarda oynayan aktörler yer değiştiriyor.
15:41Toprağın üstündeki dikey hal toprağın altına yatay olarak geçiyor.
15:46Tek fark bu.
15:47Toprak üstünde dikeydik, 70 yıl sonra toprak altında yatay hale geldik.
15:53Bu kadar.
15:5475 yıl farkla iki tane fotoğraf gösterdim.
15:581881-1950.
16:02Arada 70 küsur sene bulunmakta.
16:05Tam olarak buralardan bahsediyorum.
16:081950.
16:11Adnan Menderes başa geçti mi?
16:1414 Mayıs öncesi mi?
16:16Sonrası mı?
16:17Adnan Menderes mi yönetiyor bu ülkeyi?
16:20Hala İsmet İnönü ve hükümetleri mi?
16:23Bilmiyoruz ama o tarihte 1950 tarihinde yeşilliği biraz bol.
16:30Arka tarafta Şehzadebaşı Camii.
16:33Nevşehirli damat İbrahim Paşa'nın sebelinin arkasından Şehzadebaşı Camii'nin kubbesi.
16:40Ağaçlar kapattığı için çok görünmeyen yerler.
16:45Aslında her şey aynı.
16:48Buralara basan insanların varlığı.
16:53Ben de basıyorum.
16:54Ne değişti?
16:55O günlerde buralar Arnavut kaldırımıymış.
16:58Bugün ise asfalt.
17:00Değişen tek şey sadece bu.
17:02Bana göre solda, size göre sağda.
17:05Nevşehirli damat İbrahim Paşa küllyesin haziresi.
17:09Arkamda sizin önünüzde Sebil.
17:13Onun arkasında ise Şehzadebaşı Camii'nin ana sürüyeti.
17:1875 yıl arayla aynı açıdan çekilirdi ki fotoğraf şu an karşınızda.
17:25Az evvelki fotoğraftan bir yıl sonraya gidelim.
17:45Takvimler 1951.
17:47Artık yavaş yavaş mermerler toprağa gömülmeye başlamış.
17:52Farkındasınız değil mi dostlar?
17:54Fotoğrafları yan yana koyduğumuzda bu eserin başına neler geldiğini,
17:59nasıl toprağa adım adım yavaş yavaş gömüldüğünü artık fark ediyoruz.
18:04Bir insan yetişkin bir birey var.
18:08Yanında çocuklar var ve çocuklar buradan dönerken,
18:12ben de o çocuklarla birlikte dönerken görünüyorum.
18:16Burada tam olarak şurada, tam olarak bu sütüne doğru birisi şöyle yapmış.
18:23Tabii o kadar fazla gömülmemiş, şu anki gibi değil.
18:26Muhtemelen şu an gördüğünüz fotoğraftan sonra bir ya da iki defa asfalt dökülmüş buraya.
18:34Ya da şu parke taşlar kaldırım olsun diye döşenmiş olsa gerekir.
18:39Zemin biraz daha yükselmiş, bina biraz daha aşağı doğru çökmüş.
18:44Burada bekleyen biri var.
18:47Tam sütüne dayamış sırtını, burada bekliyor.
18:51Tıpkı o abi gibi veya o dede gibi.
18:54Buralarda şurada bir tezgah var.
18:57Şu tezgah burada duruyor.
19:00Burada insanlar var.
19:021951, takvimler 74 sene öncesini gösteriyor.
19:06Nevşehir Damat İbrahim Paşa Külliyesi, Sebil kısmı, Hazire kısmı ve her şey çok net bir biçimde.
19:1674 yılda burada var olan dönüşümü ve değişimi bize göstermekte.
19:23Burada çok fazla değişen bir şey yok.
19:25Burada bekleyen kişinin ayaklarının altında bir mermer var.
19:30300 yıllık bir mermer.
19:32Sadece o.
19:33Burada duruyor.
19:34Şurada bir tezgah.
19:36Burada insanlar.
19:38Şuradan koşarak ve mutlu bir biçimde dönüş yapan çocuklar.
19:44O çocuklar yerinde ben oldum.
19:46Burada beyaz kıyafetli ve paltolu muhtemelen Kasım ayı, Aralık ayı.
19:54Çünkü üstü kalın.
19:55Buradan dönerken çocuklar burada bulunmakta.
19:59Dolayısıyla burası 74 sene önce, 1951 yılında cıvıl cıvıl insanlarıyla birlikte bize bir şeyler anlatıyor.
20:12Ve bu anlatılan şey sanırım İstanbul'un ne kadar değiştiği veya ne kadar tarihin ve tarihi eserlerin toprak altında asfaltla beraber kaldığıdır.
20:25Takvimler 2025.
20:27Bakın burada bu var.
20:30Takvimler 1951.
20:32Bakın fotoğrafta ne var.
20:35Üzerinden geçen 74 yıl.
20:3874 koca yıldan sonra aslında eserde çok fazla bir şeyin değişmediğini, sadece bölgenin biraz yoğunlaştığını, arabaların sayılarının çok fazla arttığını, insanlar ve arabalar olunca da korna sesleri, gürültüler ve cıvıltıların artması ve onunla birlikte başarısı.
21:0374 yıllık bir dönüşüm ve değişimin sonunda bize kalan şey.
21:09Efendim 1951 fotoğrafı gördünüz ve efendim 2025 görüntüyü gördünüz.
21:2074 yıl arayla aynı açıdan çekilen iki fotoğraf şu an karşınızda.
21:33Program başladı.
21:46Bu Ahmet nereye bakıyor acaba?
21:49Diyor musunuz?
21:51Hemen anlatayım efendim.
21:53Takvimler 1876.
21:55Günümüzden 149-150 sene önce az evvel omzumu dayayıp direğe baktığım yerde bir taksi var.
22:05Sarı bir taksi.
22:07Yani bir araç var yani.
22:10149 sene önce de orada bir araç vardı.
22:14Ama bu sefer orada at arabası vardı.
22:17Bugünse taksi var.
22:19Bu yolun kaderi araçlara ev sahipliği yapmak.
22:24Şimdi bir taksiye ev sahipliği yapıyor.
22:271876 yılında 149 sene önce at arabası vardı.
22:34Farkında mısınız oradaki at arabasının?
22:37Ona bakıyordum deminden beri.
22:39Efendim takvimler 1876'yı gösteriyor.
22:44Eğer Ağustos öncesi ise Abdülaziz Han.
22:49Ağustos sonrası ise daha doğrusu 5. Murat.
22:54Çünkü orada bir 90 günlük bir süreç var.
22:57Mayıs'ta Abdülaziz indirildi ve sonra şehit edildi.
23:02Ağustos'ta 93 gün sonra 5. Murat tahttan indirildi.
23:08Ve Abdülhamid tahta geçti.
23:10Yani 94 günde yani 3 ayda bu millet, bu devlet, bu topraklar 3 tane padişah gördü.
23:2094 günde 3 padişah.
23:22Yani eğer 31 Ağustos 1876 öncesi ise 5. Murat.
23:30Mayıs 1876 öncesi ise Abdülaziz.
23:34Ağustos sonrası ise Abdülhamid.
23:37Ne kadar karışık olduğunun farkındayım.
23:39Bir tarih talebesinin bunları ezberlerken çekmiş olduğu zahmet sanırım anlaşılıyor.
23:461876, 3 tane padişahın görüldüğü yıl tam olarak önümüzde böyle bir fotoğraf var.
23:55Solumuzda hem sizin hem benim döndüğüm için aynı açıyı bulduk.
24:01Döndüğüm için solumuzda Şehzadebaşı Camii.
24:05Karşımızda Nevşehirli Damat İbrahim Paşa Külliyesi.
24:10Fotoğrafın bana göre solunda ama size göre sağında binalar var gördünüz mü?
24:17O binaların olduğu yer şu an tam işte burası.
24:21Yani biz şu an binaların olduğu yerdeyiz aslında.
24:24Ve bu fotoğrafın aslında açısı şu an bulunmuş olduğumuz yer değil.
24:30Bu fotoğrafın açısı araçların olduğu yer.
24:34Yani caddeye çıkmak gerekiyor.
24:36Birinci şeridi bitirip ikiye geçmek gerekiyor ki oradan bu programı çekmek için sokağa çıkma yasağının olması gerekiyor.
24:46Bu caddenin trafiğe kapalı olması gerekiyor.
24:49Şurada olmak için oradan çekilmiş caddenin orta yerinden araçların girdiği yerden.
24:56Burada ise benim bulunmuş olduğum yerde ise binalar var.
25:02Böyle boylu boyunca binalar gitmekte.
25:05Peki ne oldu?
25:06Buradaki binalara ne oldu?
25:08Cevap.
25:10Sürekli her programda söylediğim gibi 1942 ile 1957 yılları arasında
25:18Alman ve Fransız şehir mimarlarının tarif ettiği bir biçimde bu şehirde bir restorasyona, bir şehir mimarisi restorasyonuna başvuruldu.
25:33Ama bu restorasyon İstanbul'un tamamen kimliğini, İstanbul'un tamamen karakteristik özelliğini ve görüntüsünü ortadan kaldırdı.
25:42Yıktılar.
25:44Şu gördüğünüz yeşillik ve belki de bu arabaların bir kısmı, yarısı ve belki de buradaki arabaların yarısı o binaların olduğu yerin üzerinden geçiyor.
25:57Ortadaki blok, binalar bloğu yıkılınca ortaya 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 2 kaldırımlı, 5 geçişli, 7 şeritli bir yol açıldı.
26:17Burada aslında şurada görüyorsunuz.
26:20Keşke trafik ışıkları biraz daha yanmasa da size göstersem.
26:25Şuradaki yaya geçidinin olduğu yerde bir araç var, bir at arabası var.
26:32Şurada da bir araç var, bir at arabası var.
26:36Yoldan girenler, yola çıkanlar, şu üstünde eşofman, mavi eşofman olan çocuğun yürüdüğü yerde insanlar yürüyor.
26:47Bugün de bakınız lütfen.
26:49Siyah arabanın yaya geçidinin üstüne park etmiş olan, ısrarla söylüyorum yasaktır.
26:58Yaya geçidinin üstüne park etmiş olan siyah minibüsün olduğu yerde de bir sürü insan var.
27:07Burası değişmiş.
27:09Burada binalar yıkılmış.
27:11Burada caddeler, burada kaldırımlar genişletilmiş.
27:16Bildiğiniz basbaya bir yol yapılmış.
27:19Sonuç, sonuç kimliği değişen bir şehzadebaşı, vezneciler arası.
27:26Şimdi size bir şey göstermek istiyorum.
27:28Bakın lütfen.
27:30Şöyle yapayım, kadrajdan biraz çıkar gibi olayım.
27:34Şu hazirenin ilerisinde tenteli binaların olduğu yerde, 50 metre ileride, 2025'den bahsetmiyorum, 1876'dan bahsediyorum.
27:46Bir çıkma, beyaz bir blok görünüyor.
27:49İlerleyen fotoğraflarda onu biraz daha göstereceğim.
27:52O bloğu gördünüz mü?
27:54Şurada ileride.
27:56Ya da durun şöyle yapalım.
27:58Ben şimdi o bloğun, o sizin fotoğrafta belki biraz zoomlandığında daha iyi görülebilecek olan o beyaz direklerin, sütunların arasına gireyim ve size orada hitap edeyim.
28:13Bakın ben neyden bahsediyorum?
28:15Neyden bahsediyorum?
28:17Direkler arasından bahsediyorum.
28:20Şehzadebaşı ya da vezneciler direkler arası tam olarak orada.
28:26Hadi gelin, görüntüden çıkalım ve sizi direkler arası dediğimiz o direklerin arasına götüreyim.
28:36Ha bu arada takvimler 1876, takvimler 2025, aradan geçen 149-150 yıl.
28:45İki fotoğraf karşınızda diyeceğim ama ben sizi fotoğrafta gördüğünüz direkler arasına sokacağım.
28:54Konuşmaya orada devam edeceğim.
28:56İki fotoğraf şu an karşınızda.
29:15Ve girdim direkler arasına.
29:17Az evvelki fotoğrafta 1876 diye anlattığım 149 sene önceki fotoğrafta ve detay yan fotoğraflarda gördüğünüz direkler arasının şu an ben direklerin arasında bulunmaktayım.
29:35Osmanlı'da Ramazan eğlenceleri, Osmanlı'da bayram ve mevlüt geceleri eğlenceleri, Osmanlı'da şenlikler, Osmanlı'da panayırlar burada.
29:47Yani biraz tuhaf.
29:49Bugünden baktığımızda inanılacak gibi değil.
29:53Biz nasıl bir eğlence mekanını, biz nasıl bir eğlence merkezini bu hale getirdik.
29:59Osmanlı dendiğinde ve eğlence dendiğinde akla gelen direkler arası nasıl oldu da bu hale geldi.
30:07Nasıl oldu da kimliğinden tamamen sıyrıldı ve kimliksiz bir hale geldi.
30:13Şaşılacak şey.
30:15Ben şu an şöyle yapayım mı tam olarak bu ağaç bir direk olsun yani sütün olsun ben şu an sütünün arasından size bakıyorum içerideyim dışarıdayım gibi.
30:31Aslında şuralarda savandan bir çıkma var ve buralardan direklerle yere indirilmiş durumda ve burası bir koridor.
30:43Şöyle baktığımızda şuradan 60 tane direği yan yana görürsek üstünde de kubbeler görürsek ve burada bir koridor bir geçiş koridoru olursa 60 direkli 60 sütünlü bir direkler arası olur.
31:03Direklerin arasındayız, eğlence mekanındayız, Osmanlı Ramazanlarının, Osmanlı bayramlarının vazgeçilmez mekanındayız.
31:13Neden yıkıldı?
31:15Fotoğraflarda gördüğünüz bu direkler neden yıkıldı ve veznecilere kim bu kötülüğü yaptı?
31:23Söylemek istemiyorum.
31:25Yakın tarihimizin önemli isimlerinden birisidir.
31:28Buradaki direkleri yıkan ve burayı dümdüz hale getiren aslında şu dükkanların uzantıları vardı burada ve şimdi sadece koridor kaldı.
31:40Burası bizim eğlence mekanımız, burası Ramazan ayının direkler arası ama ne zamandan bahsediyorum?
31:481945'ten öncesinden bahsediyorum.
31:521945 sonrasında işte böyle sokak, vezneciler, direkler arası, eğlence merkezine hoş geldiniz.
32:03Bugün ne çok 140 yıl dedik değil mi? Bugün ne çok 150 yıl dedik.
32:21Yine bir 140 yıl daha diyeyim mi?
32:24Buyurun size 140 yıl öncesi takvimler 1885'i göstermekte.
32:30İşte bir önceki fotoğrafta gösterdiğim sonra içine girerek anlattığım direkler arasını görüyorsunuz.
32:38Diyebilseydim keşke, yok yok göremiyorsunuz.
32:43Sadece direkler arası bölgesinin neresi olduğunu görüyorsunuz.
32:49Şuralar şu metal brandalar, penteler, şu tek katlı dükkanlar ve işin tuhafı şu an benim geri geri gittiğim bu çimenlik alanın olduğu yer direkler arasıydı.
33:05Bu caddenin bu kısmında direkler arası adı verilen binaların önündeki direkler vardı.
33:14Buralar yıkıldı, oralardaki direkler arası da yalnızca direkleri yıkıldı, binaları kaldı.
33:23Buradaki direklerin binalarla birlikte kaybı, oradaki direklerin binalar sabit, direklerin ve tavanların kaybı.
33:33Şimdi soruyorum sevgili dostlar, bu ne? Bu ne bu ne?
33:38Ben bunu nasıl ve hangi kelimelerle ifade edeyim? Ben bunu nasıl size arz edeyim?
33:45Bunun adına tarih katliamı denmez ise ne denir?
33:51Osmanlı Devleti'nin Kanuni Sultan Süleyman Han'dan itibaren eğlence mekanını görüyorsunuz.
34:00İnanmak ne zor değil mi? Yani inanmak ne zor?
34:03Eğer caminin iki minaresi ve Nevşehirli Camisi'nin önündeki minare görünmüyor olsa ve buralarda direkler olmasa,
34:14biz bu fotoğrafın buraya, bu caddeye ait olduğunu da anlayamayacağız.
34:22Çok şey gelmiş, çok şey gitmiş. Cadde yine araç trafiğine açık.
34:29He bir dakika, bu taraf olacak mı? Bu taraf var da, bu taraf binaların, şurada bulunan binaların arka tarafı.
34:41O yüzden fotoğrafta bu taraf yok. Fotoğrafta bu taraf var.
34:47Direklerin bu tarafı ve karşı tarafı. Bu direğin diğer tarafında, şu an belediye otobüsünün geçtiği yerde de direkler var.
34:59Ama fotoğrafta o görülmediği için sadece orayı anlatmakla yetineceğim. Başka da bir şey söylemeyeceğim.
35:09Nasıl? 1885 direkler arası Vezneciler'i mi güzel, 2025 üstünden geçen 140 yıl sonra 2025 direkler arası mı güzel?
35:24Sanırım bu soruyu sormak bile gereksiz. 2025'in direkler arası ya da 2025'in Vezneciler bölgesi gerçekten çok saçma.
35:38Üzerinden geçen 140 yıl ara ile aynı açıdan iki farklı fotoğraf arasından geçen 140 yıl şu an karşınızda.
35:49Herhangi bir fotoğraftan bahsetmeyeceğim. Kanuni Sultan Süleyman Han dönemi ne kadar sizi götüreceğim.
36:12Burası Vezneciler. Ha bu arada Vezneciler ne demek? Yani Vezne. Acaba burada bir banka vardı da bankanın Vezneleri mi vardı burada?
36:23Ya da Vezneciler, Vezne işi yapanlar burada mı yaşıyor? Hayır.
36:28Osmanlı zamanında bu ağızdan doldurulmalı barut kesesiyle tüfek düşünün ağzından barut kesesinden barut döküyorsun sonra bir tane uzun bir mille içine o barutu sıkıştırıyorsun sonra ateş ediyorsun ya.
36:48İşte o dökülen barutun konulduğu kese barut keselerine Vezne deniyor. Ve o tüfekle kullanılan barutun konulduğu keselerin yapıldığı fabrikalar da buralarda bulunmaktaymış.
37:06O yüzden buranın adı Vezneciler. Size bir ek tarih bilgisi. Veznecilerin hikayesi kanuni zamanına kadar gitmektedir. Burada bir boşluk var. Ne boşluğu? Hadi söyleyelim.
37:24Vezneciler metro boşluğu. Zaten burası da onun durağı istasyonda burada. Vezneciler metro istasyonu meydanı. Hayır böyle bir meydan yok. Burası Kanuni Sultan Süleyman döneminde bir Yeniçeri ocağı.
37:41Burada Acemi oğlanlar bulunmakta. Ve burası Acemi oğlanlar ortası olarak geçmektedir. Kocaman bir Yeniçeri birliği. Ardından 1826 yılında Sultan 2. Mahmud tarafından Yeniçeri ocağı kapatılınca bu meydan, Yeniçeri ocağı, Yeniçeri kışlası da kapatılır.
38:04Ama burada benim sizinle paylaşmak istediğim bir bilgi daha var. O bilgi ile birlikte çok güzel bir tamamlama olacak. Kanuni döneminde yapılan, 2. Mahmud döneminde kapatılan Yeniçeri ocağı ya da Yeniçeri orta kışlası ya da Yeniçeri Acemi oğlanlar kışlası burası.
38:30Burada bir hamam var. Yeniçeri kışlasının, Yeniçeri ocağının hamamı var. Bu hamamın bir tane sorumlusu var. Acaba bu muhabbet nereye gidiyor diye soruyor gibisiniz.
38:47Çok güzel bir yere gidiyor. Çok harika bir hatırayla gidiyor. Bekleyin dostlar. Yeniçeri ocağı, Yeniçeri ocağında Acemi oğlanlar ders görüyor. Bu Acemi oğlanların yıkandığı bir hamam nerede? Sizin arkanızda, benim önümde. Durun birazdan oraya gidiyoruz.
39:06Yeniçeri oğlanlarının yıkandığı hamamın kethüdası İbrahim. Hamamcı İbrahim Efendi'nin oğlunun adı İsmail. Bakın size, hamamcı İbrahim, hamamcının oğlu İsmail ile alakalı neler söyleyeceğim. Ben gidiyorum hamama. Siz de gelin. Bekliyorum.
39:36Evet, geldik o kanuni devrinde yapılan şuradaki Acemi oğlanlar ocağına. Acemi oğlanlar ocağının bir hamamı. İbrahim isminde bir kethüdanın sorumlu olduğu bir hamamı.
39:56Anlatmıştım ya, işte o şu an tam olarak arkamda bacasını ve baca deliklerini görüyorsunuz. Bu Acemi oğlanlar ocağının hamamının sorumlusunun adını demiştim İbrahim. Onun oğlundan da bahsetmiştim İsmail.
40:14Bu İsmail çok güzel şarkılara, bestelere, müziki eserlerine imza attı ve dünyamıza güzel eserler kavuşturdu. Biz Acemi oğlanlar ocağı, kanuni dönemi Acemi oğlanlar ocağının hamamının sorumlusu İbrahim'in oğlu İsmail'i, hamamî zâdı İsmail Dede Efendi olarak biliniyoruz.
40:42Yine bir günlü hal aldı gönlümü, şarkılarının yazarını. Arkamda görmüş olduğunuz hamamda büyüdü. Babası bu hamamın müdürüydü ve buralarda şarkılar telennüm ediyordu. Dede makamına kadar yükselen hamamî zâdı İsmail Dede Efendi ruhuna rahmet.
41:05Bizler İstanbul'u gezerken bu bilgilerle gezersek çok daha verimli, çok daha faydalı geziler olacak. Türk musikesinin büyük üstadı hamamî zâdı İsmail Dede Efendi'ye Antonio Vivaldi'nin dört mevsim sonatını dinletiyorlar.
41:24Bu ne müzik mi bu diyor. Eğer bu müzikse şu an benim yapacağım da müzik diyor. Kalemi kağıda alıyor ve başlıyor çizmeye alın diyor size bu müzik ve alın size bu müzik diyerek koymuş olduğu müzik eserini kendi külliyatının içine kaliteyi bozduğundan dolayı koymuyor.
41:47Antonio Vivaldi'nin dört mevsim sonatını alternatif olarak buyurun size bu da o halde müziktir dediği de yine bir günlü hal şarkısıdır.
41:58İşte yine bir günlü hal şarkısını besleleyen hamamî zâdı İsmail Dede Efendi'nin büyüdüğü Vezneciler Orta Kışla Acemi Oğlanlar Hamamı şu an tam arkamda.
42:17Nasıl bilgi ama nasıl bir hatıra hamamî zâdı İsmail Dede Efendi'den Türk musikisinden Vezneciler Orta Kışla'ya Vezneciler metro istasyonuna yol yaptık ve size anlattık.
42:37Bir dehanın bir Türk musikisi üstadının yetişmiş olduğu coğrafyada bölgede bulunmaktayız.
42:44Buranın başka bir tarihi daha var biraz acı bir tarihi keşke yaşanmasa dediğimiz bir tarih.
42:51Takvimler 16 Mart 1920 Mustafa Kemal Paşa'nın Erzurum kongresinde kabul ettiği ve ardından Sivas kongresinde 4-11 Eylül 1919 tarihinde deklare ettiği.
43:06Misak-ı Millî Ocak 1920'de Şubat 1920'de ve Mart 1920'de tam 3 defa Osmanlı Meclis-i Mebusanında konuşulur.
43:17Mart 1920'nin başlarında Raf Orbay önderliğinde Felahı Vatan grubu TBMM'nin atası olan Meclis-i Mebusan binasında Erzurum ve Sivas kongrelerinde Mustafa Kemal Paşa'nın kabul ettirdiği Misak-ı Millî'yi İstanbul'daki Meclis-i Mebusan'da yani Fındıklı'daki çifte saraylar meclisinde kabul ettirir.
43:43Bunun üzerine İngilizler, Fransızlar ve İtalyanlar 16 Mart 1920'de İstanbul'u işgal ederler.
43:51Misak-ı Millî'nin Mustafa Kemal Paşa'nın kabul ettirdiği Erzurum ve Sivas kongrelerinin yegane maddesi olan Millî sınırlar içerisinde vatan bir bütündür bölünemez ilkesindeki Millî sınırların neresi olduğunu ifade eden Misak-ı Millî'nin kabulünü bahan ederek İngiliz ve Fransızlar bu toprakları işgal ederler.
44:16Yaptıkları ilk iş Şehzade Başı Jandarma Karakolu olan burayı. Burada bir karakol varmış ve o karakolda askerler yatıyorlar.
44:28Abdülkadir var, Abdülkerim var, Nureddin var, Muhammed var, Mahmud var, Ahmet var. Ne kadar da bizden ve ne kadar da bizim atalarımız yatıyorlarken eğer Google'a 16 Mart 1920 Şehzade Başı Jandarma Karakol baskını yazarsanız karşınıza şehit olmuş olan askerlerin boylu boyunca fotoğraflarını görürsünüz.
44:52İşte o askerler burada. Üstelik bunlar bando takımı yani bando askerleri silah bile tutmuyorlar. Burada şehit edilirler. Ruhlarına rahmet. Allah mekanlarını cennet eylesin inşallah.
45:07Dostlar, hatıralarla, fotoğraflarla, bazen hamamizade gibi güzel, bazen de jandarma karakolunun basılması gibi kötü bir takım hatıralarla bir program daha geldi geçti.
45:23Bizlerin tek amacı, bizlerin tek görevi ve tek isteği sizleri tarihte yürütmek. Sizleri geçmişi bir fotoğraf silsilesi biçiminde üstüne basa basa geçmişi hatırlatmak.
45:40140 yılı bugünle, 70 yılı 140 yıla, 130 yılı 85 yılla kombinasyon yapmak, birleştirmek. Dün, bugün, dünden daha önceki gün biçiminde tarihte buralarda ne olduğunu anlatmak. Başka hiçbir niyetimiz yok.
45:58Bizde kalın, tarihte kalın, tarihle kalın, Beyaz TV'de kalın. Bu haftada Geçmişe Yürüyen Adam programı bitti.