• evvelsi gün
Ankara İl Ticaret Müdürlüğü ekipleri, market ve restoranlarda fahiş fiyat artışlarını ve haksız kazanç uygulamalarını tespit etmek için kapsamlı denetimler gerçekleştirdi.

Category

🗞
Haberler
Döküm
00:00On yıldan beri devam ediyoruz yani. Hanım devam ediyor. Ben
00:04anlamam. Ben sadece tedariğini yaparım. Bu da yetiştirir.
00:07Verir Konya komşuya yemek için yaptık bunu ilk etapta yani.
00:11Ondan sonra komşular isteyince işi artırdık. Yüz elli paket
00:16getirdim bu sene. Konya'dan geliyor bu. Bütün evrakları
00:20Konyalılara ait yani. Fabrikaya ait. Fabrikasyon yani. Fakat
00:24burada şey yaparak yetiştik. Telefon. Buralar hastalıklı
00:29çıktı. Arattık zaten ya. Böyle kendiliğine küp yaptı.
00:39Biraz daha erken geçti. Ikinci devreye geçti o. Halime
00:45Öncü. Halime teyze. Efendim. Kaç yaşındasın? Ben altmış üç
00:50yaşındayım. Emekli olduk. Buraya da geldik. Evimizin
00:54yeri de biraz ıssız. Boş durmuyor. Bir kendimize kültür
00:59biz mantar seven bir aileyiz. Yapak yiyelim dedik. Sonra da
01:03yapınca komşular da alıştı. Sonra sonra işte biraz biraz
01:09artırdık böyle. Şimdi yüz elli tane falan yapıyoruz. Çok da
01:12değil yani. Mesela her şeyde üç yüz ellik falan yapıyoruz.
01:17Ayda. Mesela zaten bu iki ayda yetişiyor. Alıyorsun
01:21getiriyorsun bir ay boş geçiyor. Bir ayda mantarlı zamanı iki
01:26ay diyelim. Peki. Çok güzel böyle severek yani severek
01:30yapıyorum. Işçi de hiç tutmuyorum. Kendim yapıyorum.
01:33Hiç. Aileden de birisine elletmiyorum. Kendim
01:36yapıyorum. Kimse benden başka kimse toplamasına şeyine
01:40karışmasın. Evladın gibi. Evet böyle işte bir evde hani bir
01:43hayvan beslersin, bir şey beslersin, onu önem verirsin
01:46öyle. Gece gelir bakarım. Gündüz mesela sulama zamanını
01:50ayarlarım. Zor mu peki bunun bakımı? Ya bakımı seversen
01:54kolay. Ama öyle üşenirsen ilk baş bir sene biz atlattık. Biz
02:01zıraatçı bir akrabamız vardı. Ona bir sorduk. Dedik biz bunu
02:04yapsak yapabilir miyiz? Ya dedi çok zarar edersiniz yapmayın.
02:07Yani on torba alalım bari yapak. Yok dedi çok yani hiç
02:12uğraşmayın. Ertesi sene bir sene atladık. Seneye dedik biz
02:16bunu kafaya koyduk yapalım. Elli torba getirttirdik. Elli
02:20torba ile başladık. Sonra işte baktık oldu. Çok güzel oldu
02:25ama ilk o zaman. Şimdikinden daha güzeldi. Evet. Evet. Eve
02:28hanımıydım. Dört tane çocuğum var. Onları büyüttüm anca.
02:31Onları okula, askere filan derken bir boşluk oldu arada.
02:35Bu arada dedik boş durmayalım. Elli yaşındaydım. Altmış üç.
02:40Peki neler hissediyorsun? Bunu başardın hatırlat ediyorsun.
02:44Çok güzel. Bunu ben severek şey böyle yani olmayanlara da
02:48veriyorum. Hani hepsi para değil. Ben hediye vermeyi,
02:51hediye almayı seven bir insanım. Yani olmayan
02:55akrabalarıma, komşularıma alamayanlara en azından
02:59herkese bir elimde bir hediyelik bir şey olarak
03:03görüyorum ben bunu ya. Sadece satıp da çok da bir kar
03:07etmiyoruz zaten. Ben hani temin ediyorum bu bakımını filan
03:11yapıyor. Dağıtım işini yapıyoruz. Ücretlerini ben
03:15ödüyorum. Satışını bu yapıyor. Başka bir şey yok. Emekli
03:19olduktan sonra. Emekli olduktan sonra yaptık. Abla evi
03:21yaptıktan sonra buraya bu olay başladı yani. Patron mu
03:27oluyor? Patron için talimat verir ben de yaparım
03:29arkadaşlar. Peki. Mahalleden her yerden sipariş alıyoruz.
03:33Adliyeye mesela haftalık otuz kırk kilo veriyorum. Da
03:38makarnacılar alıyor. Manalar. Kadirli'den gelip götürüyorlar.
03:42Otuz, otuz beş kilo. Ha mesela şimdi burada yirmi kilo mantar
03:46çıkar. Şimdi kesti avrat gelir bir götürür yani. Çok olmayı
03:51kesmesi lazım. Hem hediyelik hem hobi. He. Hem hobi hobi.
03:55Hem de ana parayı kurtarıyor yani. Verdiğim yirmi iki
03:59milyarı kurtarıyor. Mantar satışı. He öyle. Yüz liraya
04:01veriyorum ben. Pazarda da yüz altmış lira. Ben konu
04:05komşu yesin diye yüz liraya veriyorum yani. Üretici olarak
04:08ne zarar edeyim ne fazla kar edeyim. Eş seviyede kalsın
04:12yani. Piyasa yükselmesin. Herkes faydalansın. O gayeyle
04:17yapıyoruz yani bu işi. Bir de şu biz işçi tutmayınca maliyeti
04:21biraz az olabiliyor bize. Işçi tutanlar için tabii ki işçinin
04:25yemeği olmuş bir milyon. Yani beş tane işçi çalışsın zaten
04:29senin elli kilo mantarın gitti. Yetmiş beş metre kare
04:33kardeşim. Yetmiş beş metre kare de. Aylık ne kadar asat
04:36ediyoruz? Aylık. Iki ayda bir ne kadar? Iki ayda. Üç yüz
04:42anca. Üç, dört yüz kilo yaparız yani. Şimdi oradan
04:46geldi. Az önce yapıyorum. Böyle koparıyorsun. Çok hassas dedi
04:52ne? Evet hassas. Böyle hani kalabalık diyorlar ki mesela bu
04:57bizim Bodrum'da olur. Bir şeyde. Böyle rukubetli, küflü, tozlu
05:03yerlerde falan olmuyor. Yani en ufak bir leke bulamazsın.
05:09Hı. Bizimki lezzetli olması az böyle havası. Ha şurada var
05:14bakın. Hiç kullanmıyoruz yani. Organik, ilaçsız. Kesinlikle
05:18ilaç kullanmıyorum. Oradan nasıl geliyor? Ilaç kullanırsa
05:20büyür ama beş kuruş etmez kardeşim. Arıtıcıdan
05:23dolduruyorum bir şeyi. Suyu arıtıcıdan ha.
05:33Hıh.
05:52Hediye vermeyecek bir şey de olsa versen mutlu oluyor insanlar.
05:57Bu güzel bir şey. Mesela başka bir şey olsa veremiyorsun.
06:01Ama bu herkes için. Herkese verebiliyorum mantar. Değişik
06:06bir şey. Sizin hediyeniz mantar mı misafirliğe giderken?
06:10Evet. Hasta yoklamaya götürürüm. Kapının ünlerine
06:15döküyorum. Şuralara ayaklarımızdan bastığımız
06:18yerlere.
06:21Kireçli su ısladım orayı. Kireç yapıyorum. Bu gördüğünüz şey
06:28şey kullanılmamış yani.
06:34İçeride olduğu için kullanılabilir mi?

Önerilen