• 3 ay önce
CHP'nin eğitim alanındaki sorunlara dikkat çekmek için farklı illerde düzenlediği "Eğitim Buluşmaları" devam ediyor. CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, Kütahya’da yaptığı basın açıklamasında, devlet okullarının temizlik ve güvenlik sorununa dikkat çekti. Özçağdaş, “Okulların temiz ve bakımlı olması, çocuklarımızın sağlıklı bir ortamda eğitim görmesi, öğretmenlerimizin görevleri dışında işlerle uğraşmaması ve tüm okul bileşenlerinin güvenli bir ortamda bir arada bulunabilmeleri için her okula yeterli sayıda temizlik, güvenlik ve teknik personelin atanması gerekmektedir” dedi.
HABER: OGÜN AKKAYA - KAMERA: TUNAHAN GÜLER
(KÜTAHYA) - CHP'nin eğitim alanındaki sorunlara dikkat çekmek için farklı illerde düzenlediği "Eğitim Buluşmaları" devam ediyor. CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, Kütahya'da yaptığı basın açıklamasında, devlet okullarının temizlik ve güvenlik sorununa dikkati çekti.

hbrlr1.com/cbtfwdbbkckckl

Category

🗞
Haberler
Döküm
00:00Tamam mı? Başlayalım mı?
00:06Değerli basın mensupları illerde gerçekleştirdiğimiz il
00:12buluşmalarının Kütahya ayağındayız. Kütahya
00:15il başkanımız, belediye başkanımız, merkez ilçe
00:18başkanımız, eğitim sekreterimiz ve tüm
00:21yöneticilerimizle birlikte sabah saatlerinde eğitimcilerimizle
00:27bir araya geldik. Öğretmenlerimiz,
00:28akademisyenlerimiz, sendikacılarımız eee ve
00:32yurttaşlarımızla bir araya geldik. Gün içinde yine sayın
00:36valimizi, rektörümüzü diğer kurumlarımızı ziyaret edeceğiz.
00:39Akşam saatlerinde de Kütahya halkıyla bir araya gelerek
00:43eğitime dair önerilerini, hayallerini, beklentilerini,
00:46eleştirilerini hep birlikte konuşuyor olacağız. Cumhuriyet
00:50Halk Partisi olarak eğitim buluşmalarımızdan çok
00:53besleniyoruz. Eee Kütahya'nın da bugünkü başladığı şekliyle
00:57de çok verimli geçeceğine inanıyorum. Hepimizin bildiği
01:00üzere iki bin yirmi dört, iki bin yirmi beş eğitim, öğretim
01:04yılımız dokuz Eylül tarihinde başladı. Tabii dünyada çok az
01:10görülebilecek oranda bir nüfusumuz eğitim hayatının
01:14içerisinde. Yirmi milyona yakın öğrencimiz var. Yedi milyon
01:19üniversite öğrencimiz var. Bir nokta iki milyon öğretmenimiz
01:22var. Bir milyon atanmayan öğretmenlerimiz var.
01:26Akademisyenlerimiz var. Yani her sabah otuz milyon
01:30yurttaşımız eğitimle ilgili bir sürecin içerisinde. Dolayısıyla
01:35eğitim Türkiye'nin en büyük alanı, en büyük sektörü ve
01:40doğal olarak da sorunları oldukça fazla olan çözüm
01:45bekleyen bir alan. Bugün öğretmenlerimiz başta olmak
01:50üzere eğitim personelimizin sorunlarıyla ilgili konuşmak
01:53istiyorum. Çünkü eğitimin en temel bileşini aslında eğitimde
01:57emek veren, katkı yapan öğretmenlerimiz ve eğitim
02:02personelimiz. Bildiğiniz gibi bir nokta iki milyon
02:06öğretmenimiz var. Bu öğretmenlerimizin sorunlarını
02:11görüşeceğimiz meslek kanunu maalesef iki yıl önce on iki
02:16maddelik çok kısa hiçbir sorunu çözmeyen anayasaya
02:20uygun olmayan bir teklif olarak gelmişti. Cumhuriyet Halk
02:23Partisi olarak itiraz etmiştik. Maalesef AKP iktidarı bunu
02:27dinlemedi ve Anayasa Mahkemesi'nden bazı maddeleri
02:30döndü. Şimdi yine bir meslek kanunuyla karşı karşıyayız. Ve
02:34bu meslek kanunu da aslında temelinde öğretmenlerimizi
02:39diplomalarını geçersiz kılmaya çalışan onları elemeye çalışan
02:43bir model olarak karşımıza geldi. Ve gerek komisyonda
02:46gerekse genel kurulda yapılan tartışmalar da yoğun bir
02:49tepkiyle karşılaşınca durduruldu. Ben yaklaşık iki
02:54aydır sayın bakana sesleniyorum. Diyorum ki sayın
02:58Yusuf Tekin önümüzde çok kıymetli bir zaman var.
03:02Türkiye'nin öğretmenlik mesleği kanununa geride kalan tüm
03:08meslekleri de dahil edecek şekilde tartışmasına ve bir
03:11milli eğitim personel kanununa ihtiyacı var. Gelin eğitim
03:17sendikalarını, eğitim fakültelerini gerekli diğer
03:20uzman kuruluşları içine dahil ederek yeni bir tartışma
03:23süreci yapalım ve tüm kesimlerin beklentileri
03:26karşılansın. Çünkü bu meslek kanunu maalesef bir nokta iki
03:31milyon öğretmenimizin özlük hakları sorunlarını çözmüyor.
03:34Şube müdürlerimizin sorununu çözmüyor. Depremzede
03:38öğretmenlerin sorunlarını çözmüyor. Ücretli öğretmenlik
03:41sözleşmeli öğretmenlik, engelli öğretmenlik gibi sorunları
03:44çözmüyor. Köy öğretmenlerinin kırsalda yaşayan öğretmenlerin
03:48sorunlarını çözmüyor. Öğretmenleri aday haline
03:52getirerek onların memuriyet haklarını elinden alarak bir
03:55partizanca uygulamayı devreye sokuyor. Fakat maalesef Sayın
04:00Binli Eğitim Bakanı'ndan bir hayır cevabı bile alamadım.
04:04Tamamen bir ölü taklidi yapma durumu söz konusu. Çünkü gerçek
04:09ihtiyacın bu olduğu biliniyor. Gerçek ihtiyacın bu olduğu
04:13biliniyor. Şimdi Sayın basın mensupları bir nokta iki milyon
04:19öğretmen özlük hakları açısından belki de tarihteki
04:23en zor koşulları yaşıyorlar. Bakın eğitim öğretim yılına
04:28hazırlık ödeneği dört bin seksen beş lira. Iki bin iki
04:33Eylül ayında Adalet ve Kalkınma Partisi iktidar olduğunda
04:37asgari ücret iki yüz elli liraydı. Yeni göreve başlayan
04:41öğretmen maaşı beş yüz kırk liraydı. Eğitim öğretim yılına
04:46hazırlık ödeneği yüz yetmiş beş liraydı. Yani öğretmen maaşının
04:50yüzde otuz iki nokta dördüydü. Bugün bu rakam yüzde yirmi
04:55dördüne gerilemiş durumda. Kırk bir bin lira olan maaşın dört
05:00bin seksen beş lirasına gelmiş durumda. Yüzde dokuz nokta
05:05doksan altı oranında. Neredeyse her gün bu sorunları dile
05:12getiriyoruz. Öğretmenlerimizin aldıkları maaşların iki bin
05:16ikiye kıyasla yarı yarıya azaldığını rakamlarla ortaya
05:21koyuyoruz. Peki elimizde ne var? Basamaklandırılmış bir
05:25öğretmenlik yaşamı var. Öğretmenlerimiz uzman öğretmen,
05:31baş öğretmen, sözleşmeli öğretmen, ücretli öğretmen,
05:35kadrolu öğretmen, şimdi bir de öğretmen adayı icadı aynı dersi
05:40veren öğretmenler ünvanlarıyla ayrıştırılıyor. Öğretmenlere
05:44verilen sözler maalesef tutulmuyor. Oysa
05:49öğretmenlerimize uzmanlıklarını beş yıl sonunda alacakları
05:53söylenmişti. Bu hatırlanmıyor. Öğretmenlerimizin maaşları
05:58yoksulluk sınırının altında. Oysa öğretmenlerimiz
06:02saygınlıklarını ekonomik özgürlükleriyle de bir biçimde
06:06güçlendirmeliler. Öğretmenlerimizin bir maaş
06:09ikramiye verilmesi teklifi yirmi dört Kasım'da iktidar
06:13tarafından reddediliyor. Hazırlık ödeneğinin sadece
06:17öğretmenlere değil, milli eğitimdeki tüm bileşenlere tüm
06:21çalışanlara verilmesi, onların da bir hazırlığa ihtiyacı
06:24olduğu önerileri duyulmazlıktan geliniyor. Bakın Sayın Bakan bu
06:30yıl yirmi bin öğretmen anası nasıl yapılacağını söyledi.
06:33Kendi ifadesiyle söylersek yüzde doksan beş öğretmen
06:37olduğuna göre aslında kırk sekiz bin öğretmen açığı var.
06:40Daha önce bu rakamı altmış sekiz bin olarak telaffuz
06:43etmişti. Sayıştay daha fazla telaffuz etmişti ve seksen beş
06:47bin ücretli öğretmen var. Demek ki yirmi üç bin altı yüz yetmiş
06:51öğretmenimizin de emekli olduğunu düşünürsek aslında
06:53bu yirmi bin sayısı geçen yıl olan öğretmenden daha az
06:59öğretmenimiz olduğu anlamına geliyor. Önce bu tespit yapalım.
07:02Ikincisi Sayın Bakan mülakat sonuçları için bizim ve bazı
07:07sendikaların Danıştay'a açtığımız davanın sonucunu
07:10beklediğini söylemişti. Diyordu ki Sayın Bakan biz mülakatları
07:14tamamladık ama Danıştay'da açılan iptal davası nedeniyle
07:17mülakat sonuçlarını açıklayacak durumda değiliz. Çünkü orada
07:21yüzde elli yüzde elli yani atama notlarının oluşturulmasında
07:25öyle bir durumla karşı karşıyayız. Adli tatil bitiyor,
07:28Danıştay'ın kararından sonra da öğretmen adayı
07:31arkadaşlarımızın mülakat sonuçlarını açıklayıp
07:33atamalarını yapacağız dedi Sayın Bakan. Peki bugün on altı
07:38Eylül. Ne zaman atayacaksınız? Geçen yıl mezun olmuşlar kadar
07:42bile öğretmen atayamıyorsunuz. Öğretmenlerimiz atama bekliyor.
07:46Acaba asıl derdiniz tasarruf tedbirleri çerçevesinde
07:51öğretmenleri bir ay bile olsa geç atamayı başarmak mıdır?
07:54Çıkın. Kamuoyuna açıklayın. Peki ne oldu? Öğretmen ataması
08:00atamalarında karar bekliyor Milliyetim Bakanımız. Peki
08:06madem Danıştay'ın kararını burada bekliyorsunuz da
08:08Türkiye yüzyılı marif modelinde niye beklemiyorsunuz
08:11Danıştay kararını? Yangından mal kaçırır gibi okul öncesi
08:15bir, beş, dokuzda ders kitapları bile hazır olmayan
08:18bir eğitim öğretim yanına başlamaya çalışıyorsunuz.
08:20Hiçbir pilota olmayan bir çalışmayı yürütmeye
08:22çalışıyorsunuz. Şimdi tabii biliyorsunuz Sayın
08:27Cumhurbaşkanı bu mülakatlarla ilgili olarak mülakatları
08:31kaldırdık demişti. Dönemin Bakanı Sayın Mahmut Özer
08:35kendisine sorulan soru üzerine mülakatlar kalktı. Bundan sonra
08:39KPSS'yle alacağız dedi. Fakat Sayın Bakan gelir gelmez dedi
08:44ki mülakat gibi mülakat yapacağız. Yani daha önce bir
08:50oldu. Bunu kabul ediyoruz. Biz yirmi iki yıldır mülakatları
08:53mülakat gibi yapmıyorduk. Şimdi mülakatları mülakat gibi
08:57yapacağız dedi Sayın Bakan. Yani partizanlıklarını itiraf
09:01etmiş oldu. Tabii herhangi bir siyasi partide seçim öncesinde
09:06bu kadar açık bir vaat verilirse ve seçim sonrasında
09:11bu kadar tersi yönde bir karar alınırsa biraz da olsa yüzlerin
09:18kızarması beklenir. Biraz da olsa sorumlu bakanın çıkıp
09:22evet biz size seçimden önce böyle söz vermiştik ama seçimden
09:26sonra fikrimizi değiştirdik demesi beklenir. Ya da sizi
09:30kandırdık. Oylarınızı aldık ama mülakat yapmaya ve
09:34partilerimizi doldurmaya devam edeceğiz. Biz bundan
09:37vazgeçmeyeceğiz. Itirafı beklenir. Mülakatları mülakat
09:41gibi yapacağız demek geçmişten bugüne yapmadık demektir.
09:44Mülakat yapmayacağız diyerek seçime girip mülakat yapmaya
09:48devam etmek yurttaşları ve öğretmenlerimizi kandırmak
09:52demektir. Bakan tamamen sanal ortamda kodlamalar üzerine
09:57yürüyen bir sistemle kamera kayıtları ve yazılı

Önerilen