Hukukçu Serdar Tokdemir, TRT Haber canlı yayınına bağlanarak 12 yıl önce Gezi Parkı'nda yaşanan olayların görünmeyen yüzünü dile getirdi.
Kategori
🗞
HaberlerDöküm
00:00Tabi bunlar o dönemde işte 2-3 tane ağacı bahane edip işte Türkiye'de böyle bir çevreci hassasiyetle bir süreç işletmeye çalıştılar ama biz günün sonunda bu olayın bu hikayenin böyle olmadığını gördük.
00:13Hatırlarsanız Gezi Park olayları sırasında o dönem Başbakan olan Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan bir dizi temaslarda bulunmak üzere işte Fas, Tunus ve Cezayir'in de aralarında bulunduğu bir Kuzey Afrika seyhatindeydi.
00:28O dönemde de Başbakan Vekili Bülent Arınç'la şu anda Genel Başkan Vekili olan Sayın Efkan Hala Gezi platformunun temsilcileriyle bir araya geldi.
00:41O dönemde ağaç bahane edilip daha sonrasındaki niyetlerini biz onların taleplerinden gördük.
00:48Neydi taleplerin en dikkat çekici olanları?
00:52Ay keme yıkılmasın, 3. havalimanı yapılmasın, 3. köprü yapılmasın gibi aslında büyük ve güçlü Türkiye'nin kalıcı şah eserlerine yönelik küresel emperyalizmin ve buradaki işbirlikçilerinin Türkiye'de bir operasyon kalkışmasıydı.
01:11Son olarak da zaten Gezi'den önce başlayan işte bir 7 Şubat mid krizi vardı, ondan sonra bir Gezi süreci vardı, ondan sonra bir 17-25 Aralık süreci vardı ve onun sonrasında da bir 15 Temmuz hain darbe teşebbüsü gerçekleşmişti.
01:27Bu hat aynı karanlık eller tarafından büyük ve güçlü Türkiye'ye yönelik yapılan emperyalistlerin, buradaki işbirlikçilerin, etki ajanlarının da yönlendirmeleriyle bir süreç işlenmeye çalıştı.
01:44Çok şükür Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu süreci büyük hasarlar almadan atlattı.
01:52Önümüzdeki süreçte de bunun bir takım denemeleri de yapılmaya çalışılıyor, bunun da farkındayız ama bu denemi yapmaya kalkacağım.
02:01Gezi sürecine ilişkin, bugün bir koalisyon hükümeti iş başına geldi, orada bakanlık görevi verilen bir Alman parlamenter vardı.
02:11Türkiye'deki özel dünyasına ilişkin bir ilişki çerçevesi de buradan ayrılmıyordu zaten.
02:18Ve Gezi olaylarına katılan, müdahil olan Alman medyasını ve siyasetini yönlendirmede bir hayli çaba sarf eden bir isim de başı çekiyordu o süreçte.
02:36Ve Almanlar İstanbul havalimanına karşı çıkan en önde gelen ülkeydi.
02:42Neden? Çünkü Almanların 10 yılı aşkın bir süredir bitiremedikleri bir havaalanları vardı.
02:49Ve o havaalanı yerine İstanbul havalimanının dünyanın en büyükleri arasında yer alması Afrika'ya, Orta Asya'ya ve Orta Doğu'ya yönelik bir dağıtım merkezi görevi üstlenecek olmasından kaygı duyuyorlardı.
03:08Onun için İstanbul havalimanını engellemek için Alman medyası özellikle yoğun bir kampanya başlatmıştı.
03:15Claudia Roth'dan söz ediyorum bu arada ismini de vereyim saygısızlık olmasın kendisine.
03:21Şimdi de bakan koltuğunda oturuyor.
03:23Buradan ayrılmazdı ve o süreçte de çok aktif rol aldığını belirtmek isterim.
03:28Yine aynı şekilde Marmara'ya karşı çıkan ekibin içerisinde yer alıyordu Claudia Roth.
03:34Buyurun.
03:34Son olarak şunu söyleyeyim konuyla ilgili gezi süreci aslında saatlerde de konuşsak anlatacak çok hikayemiz var.
03:43Şunu söyleyeyim o süreçte sonraki süreçte evet biraz olaylar büyüdü biraz krizler de yaşadık ama
03:50bugün de bazı denemeler hissiyatına kapılıyorum ben bir yurdunu, memleketini, milletini seven bir vatandaş olarak.
03:57Ama şunun farkına varmalarını istiyorum.
04:02Türkiye Cumhuriyeti artık eski noktada değildir.
04:06Bağırsaklarını temizlemiştir.
04:08Her kim ki Türkiye Cumhuriyeti devletine de bir operasyon yapmaya kalkarsa
04:12bunun bedelini de çok ağır bir şekilde öder diyorum.
04:16Peki.
04:16Şimdisi
04:17Şimdisi
04:17Şimdisi
04:18Şimdisi
04:20Şimdisi