Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Antalya Diplomasi Forumu'nda kritik açıklamalarda bulundu.
Kategori
🗞
HaberlerDöküm
00:00Gerçekten önemli, kapsamlı bir soru.
00:02Son 20 yılda yürüttüğümüz kendi yakın coğrafyamızda ve ötesindeki dış politikanın parametreleriyle alakalı bir konu.
00:10Bu uzun bir cevap gerektiriyor ama özetlemek gerekirse,
00:14değerli arkadaşlar şunu çok rahat söyleyebilirim,
00:16Türkiye'nin kendi stratejik aklı, zihni, tarihinden, kültüründen, değerlerinden, toplumsal sosyolojisinden, etkileşiminden ortaya kaynak çıkmakta.
00:28Tabi bu stratejik aklın, iradenin, vizyonun uluslararası politikaya yansıması için güçlü ve istikrarlı bir liderliğe ihtiyaç var.
00:36Bakın iki parametre çok önemli, halk meşruiyetine dayanan güçlü ve istikrarlı bir liderlik.
00:42Güçlü olabilmesi için liderinizin güçlü olması, siyasi hareketin güçlü olması, dayandığı tabanın güçlü olması,
00:48savunduğu fikirlerin haklı, rasyonel olması gerekiyor, realistik olması gerekiyor.
00:53Uzun dönemli olması için halk tarafından teveccüh görüp üst üste seçiliyor olması lazım.
01:01Bulunduğumuz bölgede ya Avrupa Birliği gibi uzun dönemli, değişmeyen, kurallara bağlanmış, liderlerden bağımsız,
01:09kendi kendine işleyen bir yapı ya da Türkiye gibi gerçekten bir liderlik üzerinden,
01:16güçlü ve istikrarlı liderlik üzerinden yürüyen bir dış politik davranışın olduğunu görüyoruz.
01:21Tabii Avrupa Birliği Türkiye'yi kendi içine almayı tercih etmedi.
01:25Avrupa Birliği'nin altındaki ülkeler bu noktada kendi dış politika tercihlerinin bir kısmını Avrupa Birliği kurumlarına delege ettikleri için
01:36orada süreç daha farklı oluyor.
01:37Ama Türkiye gibi, Çin gibi, Japonya gibi, Rusya gibi, Kore gibi, Brezilya gibi, belli ölçekteki, İrirlik'teki, Hindistan gibi ülkelerin
01:50hem güçlü dostluklar geliştirmesi hem de istikrarlı ve güçlü liderlikleri olduğu sürece dış politikada yapıcı ve etkili rol oynayabildiklerini görüyoruz.
02:04Bizim de kendi coğrafi alanımızda, tarihi alanımızda, işbirliği geliştirdiğimiz coğrafyalarda bu iki faktörü kullanarak son 20 yıldır ortaya çıkan bir dış politika gerçekliği var.
02:17Bugün yaşadığımız da budur arkadaşlar.
02:19Bizim çok hassas olduğumuz, dertlendiğimiz bir konu.
02:24Gazze meselesiyle ilgili sorunuz için teşekkür ediyorum.
02:27Aynı hassasiyetleri biz de canlı gönülden paylaşıyoruz.
02:30Burada Türkiye biliyorsunuz, başından itibaren kendi etki alanında bulunan bütün eylemleri yapmış durumda.
02:41Yani ikili ilişkiler zemininde, büyük açıyı geri çekmekten, ticari ilişkileri kesmeye kadar bütün adımları attık.
02:51Çok taraflı ilişkiler zemininde, özellikle İslam İşbirliği Teşkilatı'nda, D8'de, Avrupa Birliği platformlarında, Arap Ligi'nde neler yapılabilir, onlarla ilgili çok ciddi çalışmalar var.
03:06Ama daha önce de ifade ettim.
03:07Yani Avrupa Birliği'nin ve Amerika'nın açıktan destek verdiği bir soykırımın, İslam ülkelerinin kendi ortaya koyduğu müşterek tavırlarıyla bir noktaya kadar etkileyebiliyor.
03:18Bundan sonra belki İslam ülkeleri dediğim gibi İsrail üzerinde değil, Amerika üzerinde diplomatik çalışma ve çaba göstermeye devam etmeleri daha uygun olur diye değerlendiriyorum.
03:29Değerli arkadaşlar, Azerbaycan Devlet Başkanı Sayın İlham Aliyev, özellikle Suriye konusunda Türkiye ile yakın istişarelerde bulunarak,
03:42beraber Suriye'nin istikrarına, ekonomisine, altyapısına, güvenliğine nasıl katkıda bulunuruz diye istişarelerimiz devam ediyor.
03:53Bu konudaki tabii ki Azerbaycan'ın yaptığı ve yapacağı her türlü katkı değerlidir.
04:00Bu konudaki isteklerini, Türkiye ile bu işi koordine etme politikalarını da son derece takdir ediyoruz.
04:08Zaten Azerbaycan ile Türkiye arasında sadece kardeşlik duygularının değil, son derece devlet kurumlar arasında iyi işleyen profesyonel iş birliğinin olduğu her alanda ortaya çıktığı gibi burada da çıkıyor.
04:21Türkiye'nin Afrika ile ilişkilerinin çok boyutlu olduğu gerçeği ortada.
04:27Yıllardır devam eden ve gittikçe daha sofistik hale gelen bir ilişkimiz var.
04:34Kırktan fazla Afrika ülkesinde büyükelçiliğimiz bulunmakta.
04:38Afrika'nın sadece kuzey ile değil, güneyi, ortası, doğusu, batısı her tarafıyla yoğun bir ilgi içerisindeyiz.
04:43Şimdi burada Türkiye'nin kurumları üzerinden yürüttüğü ilişki bu eğitim, kültür, sanat, ekonomi, savunma sanayi gibi konular olduğu gibi ama en önemlisi şirketleri üzerinden yürüyen büyük bir ilişki, trafiği var.
05:00Çok ciddi yatırımlar yapılmakta, Türk şirketleri Afrika ülkelerinde faaliyet göstermekte, tarımla da yakından ilgilenen, gıda konularıyla yakından ilgilenen firmalarımız da her geçen gün artan sayıda Afrika'ya geliyorlar.
05:17Burada şu aşamada şöyle bir problemimiz var.
05:19Özellikle iş geliştirme kavramı etrafında sorunlarımız var.
05:24Yani Afrika'daki iş ortamlarını, bu madencilik olur, tarım sektörü olur, sağlık sektörü olur, enerji sektörü olur.
05:33Buralardaki iş geliştirme ile ilgili hem bilgi hem ilişki biraz daha geliştirilmeye açıkçası muhtaç.
05:40Bu çift taraflı olması gereken bir şey.
05:43Türkiye'ye düşen tarafı olduğu gibi ev sahibi ülkelere de düşen boyutu var.
05:48Bu konuda tabii hem iş adamlarımız hem iş adamları örgütlerimiz başta DEİK olmak üzere sistemli bir şekilde çalışıyorlar.
05:56Ama şunu görmek memnuniyet verici, Türkiye'nin içeride geliştirdiği iş kapasitesini,
06:04yani inşaat başta olmak üzere, altyapı, teknoloji ve tarım endüstrileri başta olmak üzere,
06:11bunların hepsini sadece bir iş alanı olarak değil de bir kalkınma iş birliği alanı olarak Afrika ile paylaşıyor olması,
06:19birçok batılı firmanın gitmediği Afrika ülkelerinde ucuz fiyata ama batı standartında hizmet götürmesi gerçekten bu çağda büyük bir değer diye düşünüyorum.
06:32Bunun için orada çok çeşitli belirsizlik ortamlarında faaliyet gösteren Türk iş adamlarına teşekkür ediyorum.
06:40Ayrıca ev sahipliği yapan, ülkelerini açan, Türk iş adamlarına güvenen Afrikalı ülkelere de buradan takdirlerimi, teşekkürlerimi ifade etmek istiyorum.
06:51Son olarak geçtiğimiz hafta devam ettik arkadaşlar.
06:55Bakan Yardımcımız Başkanlığı'nda karma heyetler bir araya geldi Ankara'da.
07:00Yani güvenlik, istihbarat, diplomatlar her biri yani ortak ülkelerden geldiler.
07:07Bu mekanizmanın nasıl somutlaşılması konusunda çalışmalarını yaptılar.
07:11Burada nihayete yaklaşmış durumdayız.
07:14İnşallah en kısa sürede bunu arazide de hayata geçireceğiz ülkelerle beraber.
07:20Sondan başlayayım tabii ki ertelenen Japonya ziyaretini inşallah gerçekleştirmeyi düşünüyorum.
07:27Japonya önemli bir ortağımız, dostumuz.
07:32Bunu bunu yapmamız gerekiyor.
07:34Diğer taraftan Afrika ülkeleri özellikle bu tür platformlarda bir araya geldiği zaman şöyle bir hususla karşılaşıyoruz arkadaşlar.
07:46Şimdi gerek gümrük tarifeleri olsun gerek diğer ticari uygulamalar çok uzun süredir yerleşik yapıların daha bu konuda mesafe kat etmiş ülkelerin bir numaralı konusu olurken
08:02bu konularda dış ticarette çok daha fazla aktörleşememiş, imkanlarını kullanamamış bazı ülkelerin burada aynı düzeyde bir farkındalık veya tepki gösterdiğini şahit olmuyoruz.
08:16Burada bizim gördüğümüz hala hazırda Afrika ülkelerini daha fazla ticareti nasıl birbirler arasında ilerletebilirler, diğer ülkelerle nasıl bir araya gelebilirler.
08:27Yani şu anda uluslararası fırsatların ve risklerin muhatabı olacak düzeyde bir ticari kapasiteyi ortaya nasıl çıkarmakla meşgul olan bir gerçekten küme var, yoğun bir faaliyet var.
08:46Afrika ülkelerinde özellikle siyasi istikrarına birliğini sağlamış olanların dünya ticaretine, ekonomisine çok yoğun bir açılımının olduğunu görüyoruz.
08:57Bu açılımın giderek daha yapısal platformlarda kendisini bulmaya başladığını görüyoruz.
09:03Ama çok dinamik bir süreç var.
09:06Bu dinamik süreç sosyolojik gelişme, siyasal istikrar ve istikrarsızlık ve ekonomik fırsatlar dışarıdan müdahalenin derecelerine bağlı olarak da böyle karmaşık bir denklemde ilerlemekte yakından takip ediyoruz.
09:21Genişletilmiş grupla beraber bir araya geldiğimiz temas grubu, İslam İşbirliği Teşkilatı Arap Ligi üyesi ülkeleri temsilen, faaliyet gösteren biliyorsunuz yedi ülke var.
09:31Bunların Dışişleri Bakanlığı olarak önce bir araya geldik.
09:34Daha sonra Avrupa Birliği'nden ve BM Güvenlik Konseyi'ndeki daimi üyelerden temsilcilerle genişletilmiş toplantı yaptık.
09:41Her iki platformda da, özellikle birinci seansta, bir, şu ana kadar yaptığımız çalışmalar nelerdi, etkisi ne oldu, ne olmadı?
09:52Yani çalışmalar yoğun, iyi, gayretli, herkes aynı fikirde hiçbir sorun yok ama etkisi konusunu az önce tartıştık, bu sebeplerini de izah ettik.
10:01Bunun üzerine daha ne etkilenebilir, nasıl daha yaratıcı stratejilere başvurulabilir?
10:07Bununla ilgili bir eylem kağıdı hazırladık.
10:09Bu şunlilik kendi aramızda, müsaadenizle bunu kamuoyuyla paylaşmayayım, faaliyetler ortaya çıktıkça bunu göreceksiniz.
10:18Ama şunu ifade edeyim, her bir muhatabım, bakan arkadaşım inanılmaz derecede çalışıyorlar, bu konuya sonuna kadar sahip çıkıyorlar ve en az benim kadar, bizim kadar meselenin endişesini taşıyorlar.
10:35Özellikle konuya çok yakın olan, sadece Filistinlerin katledilmesinden dolayı duyduğu hissiyatı, rahatsızlığı taşımayan ama aynı zamanda kendi ülkesi de risk altında olan çevre ülkeler,
10:48başta Mısır ve Ürdün olmak üzere bu aktörlerin daha fazla endişe içinde olduğunu görüyoruz.
10:55Bu arkadaşlarımız, uluslararası platformlarda, bölgesel platformlarda kendilerine destek verdiğimizi, kendilerini çok yakından ilgilendiren bu konuya en az onlar kadar sahip çıktığımızı gördükçe,
11:07gerçekten duygulanıyorlar.
11:10Yani onlar da aslında dostluğun, dayanışmanın, kardeşliğin ne demek olduğunu bu zor zamanlarda bizimle beraber yaşıyorlar.
11:20Değerli arkadaşlar, ben ilginiz için, katkınız için, buraya kadar geldiğiniz için çok teşekkür ediyorum.
11:28Bana verilen sürenin de sonuna geldik.
11:31Arkadaşlarım da uyarıyorlar, mümkün olsa daha fazla soru alsaydık ama zannediyorum kaç soru aldık, bir yirmi soru aldık mı?
11:41Aldık yani, yirmi mi? Yirmi.
11:42Ben tekrar tekrar katkılarınız ve çalışmalarınız için çok teşekkür ediyorum.
11:48İyi günler diliyorum, hoşça kalın, sağlıkla kalın.