İzmir’de “Türkiye’de gazeteci olmak: zorluklar ve mücadele” başlığıyla düzenlenen panelde konuşan CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, iktidarın muhalif medyanın gücünü gördüğü için baskıladığını belirterek “Erdoğan konuştuğunda 30 küsur kanal onun konuşmasını vermeye başlıyor. Ama onlar izlenmiyorlar. Onların yerine muhalif basın, gazetecilik görevini yerine getirmek isteyenler izleniyor. O yüzden baskılanıyorlar” dedi.
(İZMİR) – İzmir'de "Türkiye'de gazeteci olmak: zorluklar ve mücadele" başlığıyla düzenlenen panelde konuşan CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, iktidarın muhalif medyanın gücünü gördüğü için baskıladığını belirterek "Erdoğan konuştuğunda 30 küsur kanal onun konuşmasını vermeye başlıyor. Ama onlar izlenmiyorlar. Onların yerine muhalif basın, gazetecilik görevini yerine getirmek isteyenler izleniyor. O yüzden baskılanıyorlar" dedi.
hbrlr1.com/ctllftafkckckl
(İZMİR) – İzmir'de "Türkiye'de gazeteci olmak: zorluklar ve mücadele" başlığıyla düzenlenen panelde konuşan CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, iktidarın muhalif medyanın gücünü gördüğü için baskıladığını belirterek "Erdoğan konuştuğunda 30 küsur kanal onun konuşmasını vermeye başlıyor. Ama onlar izlenmiyorlar. Onların yerine muhalif basın, gazetecilik görevini yerine getirmek isteyenler izleniyor. O yüzden baskılanıyorlar" dedi.
hbrlr1.com/ctllftafkckckl
Category
🗞
HaberlerDöküm
00:00Ülke olarak gerçekten çok zor günlerden geçiyoruz. Basın çok
00:04zor günlerden geçiyor. Yerel yönetimler zor günlerden, büyük
00:09baskılardan geçiyor ve tüm bunlar da bunlar yaşanırken
00:13yapacağımız şey dayanışmak. Halkın haber alma özgürlüğünün
00:18temsilcisi değerli gazetecilerin sıkıntılarını
00:23konuşacağız bu gece. Aramıza değerli dostum, arkadaşım Özlem
00:28Gürses uzaktan bağlanacak. Çünkü evinden çıkamıyor. Bir
00:32gazeteci evine hapsedilmiş durumda. Artık dayanacak
00:37hiçbir tahammülümüzün kalmadığı günlerdeyiz. Ve bu
00:42sansür artık baskı ve tehditle bambaşka bir noktaya geldi.
00:48Iktidarın gerçek yüzünü hepimizin gördüğünü biliyorum.
00:52Bu baskıyla topluma gözdağı vermekle son diktatörlüğe doğru
01:00giden yolun son taşlarını döşüyorlar ve işte burada
01:03birlikte olmamız bu yüzden çok önemli. Biz halktan ve
01:07gerçekten yana olanların her zaman kazanacağını biliyoruz.
01:11Gerçeklere kelepçe vurulamaz diyor. Ve bir kez daha yüksek
01:15sesle bugün buradan haykırıyoruz. Kurtuluş yok
01:19tek başına. Ya hep beraber ya hiçbirimiz. Mücadele kelimesi
01:26bizim için bir hayat biçimi. Sadece bir ayda on dört
01:31gazeteci tutuklanmıştı. Geçenlerde on beş oldu. On yedi
01:38meslektaşımız cezaevindeydi. Önceki gün sevgili Suat
01:43Oktaş'la birlikte on sekiz meslektaşımız oldu. Bizler
01:49baskılara ve sıkıntılara alışkınız. Ancak medyanın ve
01:54iktidarın çatışma noktası gelip artık tamamen Türk ııı
02:00medyasının üzerinde sistematik olarak bir cezalandırmaya
02:05dönüştü. Ve bu noktada aslında cezalandırılan sadece bizler
02:09Türkiye'nin fikir ve ifade özgürlüğü. Dünya gerçekten ve
02:15Türkiye artık gerçeklerin ne olduğu hakkında fikir edilmenin
02:20gittikçe güçleştiği, hakikatin kaybolduğu, iktidarın
02:26kurgulayıp önümüze serpiştirdiği bir hakikat sorunu yaşayan ülke
02:32haline geldi. Aslında ben meslektaşlarıma ve biraz sonra
02:35bağlanacağımız sevgili Özlem Gürses'e hakikat savaşçısı
02:39olarak bakıyorum. Tüm erkilerin söyledikleriyle
02:42yaptıkları arasındaki uçurumu gösterebilmek. Bunu gösterdiği
02:47için de tüm cezalara bedelini ise ödeyen meslektaşlarıma ben
02:54de sevgili başkanım gibi önce selam olsun diyorum ve sevgili
02:58Özlem Gürses'e önce dönmek istiyorum. Birçok meslektaşım
03:02ııı hak edecek hiçbir şey yapmadı. Bu yaşadıklarını ben
03:05de yapmadım. Adalet Bakanlığı'ndan arkadaşlar
03:08geldiler. Bugün üç defa, üçüncü defa geliyorlar. Dört kere
03:11kelepçemi değiştirdiler kırk dört gün içinde. Yok sinyal
03:13gitmiyormuş, yok makine bozulmuş, yok kayış kopmuş,
03:16yok işte kenarından ses geliyormuş filan şeklinde
03:19oturuyoruz, börek yiyoruz, çay içiyoruz, işlerini yapıyorlar.
03:21Iıı yani ben hiçbir şekilde ııı anlayamıyorum doğrusu. Iıı ve
03:25anlayamadığım bir şeyi anlatmakta da ne kadar başarılı
03:28olabilirim? Mesela ııı Sayın Genel Başkan Erdoğan Günaydın
03:32geçtiğimiz günlerde canlı yayınıma katılmak için eve
03:34geldi. Bildiğin evin salonunda kucağına kediler atlarken
03:38falan yayın yaptık ve sanki yani hayatın normal yapışı
03:41buymuş gibi davranıyoruz. Değil aslında çok anormal günlerden
03:44geçiyoruz, çok acayip günlerden geçiyoruz ama o kadar yorulduk
03:47ki hakikati aramaktan ııı hepimiz mecalim tıs kalmadı
03:51aslına bakarsanız. Hiçbir yatarı olmayan bir suçtan elime
03:54kelepçe takılarak hastaneye sevkimi yapıldı ve o ııı
03:58görüntü çekilip bütün Türkiye'ye bir operasyon kanalı
04:01üzerinden servis edildi. Benim üzüntüm buna mesela. Ama biz bu
04:05kötülükle nasıl mücadele edeceğiz ya? Yani ııı yani
04:08yargıyı boş ver, baskıyı boş ver, sansürü boş ver. Ama bu
04:12karanlıkla bu kötü insan olmak haliyle biz nasıl mücadele
04:16edeceğiz? Bu ahlaksızlıkla nasıl mücadele edeceğiz? Ben benim
04:19tıkandığım yer burası. Evet. Açıkçası burada kendimi zaman
04:23zaman çaresiz hissediyorum. Yoksa ben al işte yayınımı
04:26yapıyorum. Eee Gökhan Başkan geçen gün benim evdeydi.
04:29Oturduk üç saat ve eee buradan söylemiş olayım reytinglerde
04:32birinci çıkmış o programda. Gene izleniyoruz. Gene lafımız
04:36dinleniyor. Gene insanlar hakikati bulmak için eee bize
04:39itibar ediyorlar. Gene bizi itibarsızlaştırmaya çalışan o
04:43gazeteci görünümlü eee eee işte basın eee sözcüsü, aparatı
04:48arkadaşlarımızın hiçbirine hiçbir itibar edilmiyor. Gene
04:51bizim yaptığımız haberler izlenilmiyor. Ama her şey o
04:54kadar anormal ki yani Kafka'nın işte o dönüşüm hikayesinde
04:58olduğu gibi yani. Aslında hepimiz belki de bir böceğe
05:00dönüştük ama hala insanız zannediyoruz. Yani ııı ve tabii
05:04bu böyle dünden bugüne gelmedi. Yirmi iki, yirmi üç
05:06senede olduğu için kırk dört gündür niye kelepçe var
05:09biliyor musun ayağımda? Onu da söyleyeyim. Iddianame
05:11yazılmadı çünkü. Ve bu ülkede gazeteciler, bu ülkede işini
05:15ııı onurlu bir şekilde namusuyla yapmaya çalışan hem
05:18meslektaşlarımız hem de farklı meslek mesleklerden insanlar,
05:21yazarlar, hukukçular, Türkiye'nin aydınları,
05:23hekimler, ilahiyat profesörleri hepsi yani aynı kaderi
05:28paylaşmak durumunda kaldılar ve o zamanda normalmiş gibi
05:30geldi. Ya da en azından sıradanlaştı. Kötülüğün
05:34sıradanlaştığı günlerdeyiz. Beni asıl dediğim gibi
05:37endişelendiren ve korkutan bu. Bunun da mücadelenin bir yolunu
05:40bulmamız lazım. Yani dibin dibini gördük daha neyin dibini
05:43göreceğiz ben de onu anlatamıyorum. Bu iktidar yirmi
05:46iki, yirmi üç senedir sürekli kendi enkazını devralıyor. Kendi
05:49enkazını devralıyor. Yani hukuk bitmiş ııı işte efendim
05:54ekonomi bitmiş, muhasır medeniyet diye yüz yıl önce
05:57yola çıktığımız bir Türkiye'de bile ne muhasırı kaldı, ne
06:01medeniyeti kaldı. Iıı bunu yeniden inşa edeceğimize umudum
06:05yine de var. Onu da söyleyeyim yani. Yine de var. Çünkü ben
06:09her sabah bu kelepçeyle uyanıp sabah altıda akışını yapıp
06:12yayınıma devam ediyorum. Kendime de şaşıyorum. Ne
06:14yapıyorum ben diye bazen de düşünüyorum yani. Yani çok
06:16tuhaf da bir durum bu. Iıı şimdi bir ben bir kelime ve bir
06:19bağlaçtan dolayı ııı yargılandığım için izahı da
06:23olmayan bir dosya. Dolayı belki de o yüzden iddialar mey yazamıyorlar
06:26diye düşünüyorum. Işte bu iktidarın verdiği en derin yara
06:29bu. Insanları kendi ülkelerinde o ülkeyle bağlarını koparttı.
06:34Evet ben zannediyordum ki herhalde elimdeki o kelepçeyi
06:37gören insanlar o kadar korkarlar ki bir daha bana
06:39selam dahi vermezler. Yok öyle olmadı tam tersi oldu. Tam tersi
06:44oldu. Işte umutlarımız yeşerecekse buradan
06:47yeşerecek diye düşünüyorum. Bu çok değerli. Bir günün hikayesi
06:50de biraz böyle. Yani bir umut hikayesi. Memleketten umut ııı
06:54eksik olmaz. Ben hep şöyle bakarım. Anadolu'da yaşıyoruz.
06:59Anadolu coğrafyası burası. Kimler geldi, kimler geçti? Ne
07:03krallar, ne şahlar gördü? Hiçbiri geriye kalmadı. E bu da
07:07geçer. Bu dönemi de biraz öyle görmek lazım. Gelip geçecek ve
07:12yeniden eee bu gelip bu süreç içinde mücadele edenlerin, bedel
07:15ödeyenlerin ııı iyiden, güzelden, doğrudan yana bir
07:19dünyayı ııı özlemini her zaman içinde hissedenlerin öyküsü
07:24kalacak geriye ve onlar anlatılacak. Gazetecilik çok
07:27kutsal bir meslek değil. Yani herhangi bir zanaat işçisiyiz
07:31biz esas itibariyle. Ustamızdan öğreniriz. Işimizi iyi yapmaya
07:36çalışırız. Bugün memlekette işini iyi yapan, işini doğru
07:41yapan, işini hakkıyla yapan her insan aynı zorluğu yaşıyor
07:45maalesef. Bir rejim tahlili yapıyoruz hep birlikte. Diyoruz
07:49ki öyle bir rejimde yaşıyoruz ki yirmi iki yıldır. Adalet yok.
07:54Yoksulluk diz boyu, artık yoksulluk neredeyse temel ııı
07:59toplumun yazgısı haline gelmiş. Bir de rejim var. Rıza
08:04üretemiyor. Toplumdan hiçbir destek görmüyor. Sürekli aşağı
08:08çıkıyor. Sandık seçim normal koşullarda gidilirse kaybedeceğini
08:13biliyor. Ve doğal olarak otoriterleşiyor. Çünkü tek
08:16çıkış yolu oradan görüyor. Bu koltuğa iktidarda kalmaya
08:20mecburum. Böyle düşünüyor ııı rejim. Şimdi rejim böyleyse
08:26aslında bize yaptıklarına şaşırmamak lazım. Böyle bir
08:31rejim dünyada nerede yaşanıyorsa yaşansın gazetecilerin, bilim
08:36insanlarının, özgürlükten demokrasiden yana olan
08:39insanların başına hep bunlar geldi. AKP iktidarı aslında bu
08:44bin dokuz yüz seksenden bu yana ilmik ilmik işlenen sağcı,
08:49gerici, İslamcı rejimi tamamlamış bir iktidar. Ve
08:53doğal olarak bizim gibi insanlara böyle davranmaktan
08:57böyle ııı muamele etmekten başka şansı yok. Bu işin bir
09:02tarafı. Bunu göreceğiz. Ama buna alışmayacağız.
09:06Kabullenmeyeceğiz. Ama bugün yirmi iki yıl sonra kültürel
09:10anlamda hegemonya kuramadık diyorlar. O yüzden bir
09:14menajeri ııı gözaltına alıp tutukluyorlar. Kültürel
09:18hegemonya kuramadıkları için yani kendi yaptıkları dizilerin
09:22reytingi az diye. Kendi yaptıkları dizi iyi para
09:26kazandırmıyor diye bir menajeri gözaltına alıyorlar,
09:30tutukluyorlar. Oradan geziye doğru ilerliyorlar. Yani bu
09:34coğrafya nabız atan bir coğrafya. Bu coğrafya direnişi
09:39bilen bir coğrafya. Bu coğrafya kültürel olarak, sosyolojik
09:43olarak yüzünü aydınlığa dönmüş bir coğrafya. Öyle kolay kolay
09:49teslim alınabilecek kolay kolay hizaya sokulabilecek bir
09:53coğrafya yani ben toplumda rıza üretemezsem, toplum
09:57desteğini alamazsam iktidarda