• 5 saat önce
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş: "İşgalci siyonist katillerin yaptıkları merhametten ne kadar uzaklaştığını göstermektedir" Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr.
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş: "İşgalci siyonist katillerin yaptıkları merhametten ne kadar uzaklaştığını göstermektedir"
ANKARA - Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, "İşgalci siyonist katillerin, tüm dünyanın gözleri önünde fütursuzca işlediği cinayetler, uyguladıkları soykırım, insanlığın merhametten ne kadar uzaklaştığını, nasıl kurak bir iklimden ve karanlık bir çağdan geçtiğini açık bir şekilde göstermektedir" dedi.
44. İl Müftüleri İstişare Toplantısı Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş'ın başkanlığında Ankara'da başladı.

hbrlr1.com/ctcyfcllkckckl

Category

🗞
Haberler
Döküm
00:00Bilindiği üzere dünyamız uzun bir zamandır güçlü olanın zayıf
00:12olanı ezdiği kan donduran görüntülerin yürekleri
00:17parçaladığı bir süreçten geçmektedir. Insan onurunu
00:22hukukunu hatta hayat hakkını hiçe sayan bir anlayış
00:28tarafından toplumlar ve ülkeler karanlık bir girdaba
00:33sürüklenmektedir. Emperyalist emellerle zulüm ve şiddet
00:38körüklenerek yeryüzü masumlar için bir zindana
00:44dönüştürülmektedir. Küresel ırkçı emperyalizm sadece belli
00:51bir kesimin çıkarları üzerine inşa ettiği hükümranlığını
00:56devam ettirebilmek adına bütün insani değerleri adeta ayaklar
01:03altına almaktadır. Bu sebeple nice mazlum diyarlar
01:08adaletsizlik, merhametsizlik, ayrımcılık, açlık, yoksulluk
01:14gibi sorunların cen deresinde hayatta kalma mücadelesi
01:19vermektedir. Nice masum beldeler tarihte eşine ender
01:26rastlanan vahşetlere, katliamlara, soykırımlara sahne
01:31olmaktadır. Işte Filistin'i görüyoruz. Gazze'yi
01:35görüyoruz. Suriye'nin son durumunda zalimin, zalimlerin
01:42yapmış oldukları o zulümlerin adeta hangi aşamalara çıkmış
01:50olduğunu ne kadar eee zulmün boyutunun eee yükselmiş
01:57olduğunu görüyoruz. Işgalci siyonist katillerin tüm dünyanın
02:04gözleri önünde fütursuzca işlediği cinayetler
02:08uyguladıkları soykırım insanlığın merhametten ne kadar
02:13uzaklaştığını nasıl kurak bir iklimden ve karanlık bir çağdan
02:18geçtiğini açık bir şekilde göstermektedir. Bugün insanlığın
02:23en büyük sorunu varoluşun hikmetini kaybetmesidir. Hayatın
02:28anlamının unutulmasıdır. Bilginin, bilimin ve
02:33teknolojinin zihinleri işgal etme toplumları ifsad etme ve
02:40toprakları istila etme aracı haline getirilmiş olmasıdır.
02:45İnsanlığın en temeli ihtiyacı olan güven, adalet ve merhametten
02:51uzaklaşmış olmasıdır. Bu sebeple yaşadığımız çağ bilim,
02:57teknik ve zenginlik bakımından elde edilen devasa imkanlara
03:02rağmen insani, vicdani ve manevi açıdan derin krizlere
03:08sahne olmaktadır. Insanlık tam anlamıyla bir ahlak ve
03:13medeniyet krizi yaşamaktadır. Önemle ifade etmeliyim ki son
03:18birkaç asırdır yaşanan sorunlardan en fazla Müslümanlar
03:23etkilense de gelinen noktada bütün dünyayı kuşatan bu
03:28kaotik atmosfer bütün insanlığı bunaltmış durumdadır. Müreffeh
03:34olduğu söylenen toplumlar bile dünyanın mevcut gidişatından
03:39endişe duymaktadır. Yıllardır devam eden savaş, işgal, göç
03:44gibi sorunlar ve sosyal, kültürel, siyasi, iktisadi
03:48krizler dünyada yeni bir dönemin kapılarını
03:52zorlamaktadır. Yüzyılı aşkın bir süredir dünyaya egemen olan
03:58zihniyetin insanlık için güzel bir gelecek vaat etmediği
04:02ortadadır. Dolayısıyla bugün dünya büyük bir değişim
04:07sürecinin sancılarını yaşamaktadır. Böyle bir
04:11vasatta adalet, merhamet, barış ve itidal zemininde ortaya
04:16konacak bir hayat tasavvuru bütün dünyada karşılık
04:20bulacaktır. Bu sebeple çağın sorunlarına İslam
04:25düşüncesinden çözümler üreterek İslam'ın varlık ve
04:29hayat anlayışını insanlıkla buluşturacak çalışmalar
04:34yapılması önem arz etmektedir. İslam'ın inanca, bilgiye,
04:40bilince ve güzel ahlaka dayalı hayat tasavvuru bütün insanlık
04:46için kurtuluş reçetesi olacaktır. On dört asır önce
04:53insanlık İslam'ın hayat veren ilkelerine ne kadar muhtaç
04:59ediyse günümüzde ondan daha fazla muhtaçtır. Bu ihtiyaç
05:06kıyamete kadar devam edecektir. Çünkü hak batıl mücadelesi
05:12iyilerin kötülerle imtihanı kıyamete kadar sürecektir.
05:19Bunun için Müslümanların öncelikle ezilmişlik
05:25duygusundan sıyrılarak cesaret ve özgüven ile imkanlarını
05:31seferber etmesi gerekir. Anlamsız tartışmaları terk
05:36ederek vahdet bilinciyle güçlü politikalar üretmesi gerekir.
05:42Fitne ve tefrika tuzaklarını boşa çıkartarak tüm insanlığa
05:47bir inşirah kapısı açması gerekir Müslümanların. Aksi
05:52halde başta İslam beldeleri olmak üzere tüm mazlum
05:57coğrafyalar daha çok sıkıntı çekecek ve akıl almaz
06:02insanlık dışı muamelelere maruz kalmaya devam edecektir.
06:08İnsanlık emperyalizmin küresel ifsat politikaları altında
06:13ezilmeye mahkum olacaktır. Bu noktada Diyanet İşleri
06:18Başkanlığımıza önemli görevler düştüğünün bilincindeyiz.
06:23Seksen bir ilimizin manevi rehberleri, manevi mimarları
06:29peygamber varisleri olarak öncelikle bu vazife bizimdir.
06:33Müftülerimizindir. Il müftülerimizin ve dokuz yüz
06:38yirmi iki ilçe müftümüzün omuzlarındadır. Özellikle
06:43toplumun manevi rehberliğini üstlenen siz değerli
06:47müftülerimize, hocalarımıza, bütün teşkilat mensuplarımıza
06:51çok büyük görevler düşmektedir. Diyanet İşleri Başkanlığı
06:56mensupları olarak omuzlarımızdaki bu asil görevin
06:59sorumluluğuyla hareket etmek zorundayız. İslam'ın vahdet
07:04mefkûresini gerçekleştirmek için gece gündüz demeden var
07:09gücümüzde çalışmak zorundayız değerli hocalarım. Bütün
07:14gayretimizi kendi inanç ve medeniyet değerlerimiz
07:17ekseninde aydınlık bir gelecek inşası için teksif etmek
07:22zorundayız. Nesillerimizi ve tüm insanlığı İslam'ın hayat
07:27veren hakikatleriyle buluşturmak adına yaptığımız
07:30faaliyetleri hizmetleri ve çalışmaları daha sistemli, daha
07:36düzenli ve daha organize bir hale getirmek durumundayız.
07:41Inanıyorum ki azim ve kararlılıkla yapacağımız
07:45çalışmalar Allah'ın izni ve inayetiyle bizleri bu kutlu
07:49idale mutlaka ve mutlaka ulaştıracaktır. Değerli
07:55hocalarım hepinizin yakinen şahit olduğu gibi bir
07:59bilişim çağında yaşıyoruz. Bilginin dijitalleşmesiyle
08:04zaman, mekan gibi kısıtlayıcı kavramların etkisinin ortadan
08:09katlı bir döneme hep birlikte tanıklık ediyoruz. Bu dönemde
08:15hayata dair pek çok şeyin değiştiğini aileden eğitime,
08:20kültürden sanata, ticaretten sosyal hayata kadar her alanda
08:25yerleşik yapıların büyük bir hızla dönüştüğünü müşahede
08:30ediyoruz. Zamanın hızlı akışı içerisinde teknolojik
08:34gelişmelere paralel bir şekilde ortaya çıkan yeni tezahürler
08:38adeta yeni standartlar haline gelmektedir. Bu süreçte zamanı
08:44doğru okuyamayanlar güncel imkanları ve fırsatları
08:48kaçırabilmekte ve dolayısıyla zamanın gerisinde
08:52kalabilmektedir. Bu sebeple Diyanet İşleri Başkanlığı
08:56olarak bizler toplumla, zamanla, mekanla olan
09:00ilişkilerimizi çağın gerçekliklerini dikkate alan bir
09:03yaklaşımla yeniden şekillendirmek zorundayız. Zor
09:08ve karmaşık görünse de bunu mutlak sabitelerimizden
09:12vazgeçmeden başarmak durumundayız. Bugün özellikle
09:16irşad, rehberlik, eğitim, yayın gibi diyanet hizmetlerinin
09:21icrası noktasında çağın imkanlarının etkili bir şekilde
09:25kullanılması ihmal edilemez bir ihtiyaç haline gelmiştir.
09:30Toplumun ilgi, eğilim ve beklentilerine uygun yeni
09:35yöntemler geliştirilmesi elzem hale gelmiştir. Bu noktada
09:39öncelikle yapılması gereken bir taraftan toplumsal dönüşümün
09:44saiklerini iyi okuyup hem bugüne de geleceğe dair olası
09:50etkilerini doğru bir şekilde analiz etmek diğer taraftan da
09:55yeni şartlara uygun ve yeni ihtiyaçları gözeten bir
09:59yaklaşım

Önerilen