TBMM Genel Kurulu bütçe görüşmelerinde konuşan Gelecek Partisi Antalya Milletvekili Serap Yazıcı Özbudun, üniversite mezunu olmayan ara eleman eksikliğine dikkat çekerek, "Hem gençlerimiz üretken olacaklar hem de belki bugün bir üniversite mezununun elde ettiğinden daha yüksek bir gelire sahip olma imkanı bulacaklar. Üniversitelerde gençlerimize hayal satacağınıza onlara üretken olabilecekleri, yeteneklerinin el verdiği alanları gösterebilelim ve onları hayata dahil edecek bir plan program yapalım" ifadelerini kullandı.
(TBMM) - TBMM Genel Kurulu bütçe görüşmelerinde konuşan Gelecek Partisi Antalya Milletvekili Serap Yazıcı Özbudun, üniversite mezunu olmayan ara eleman eksikliğine dikkat çekerek, "Hem gençlerimiz üretken olacaklar hem de belki bugün bir üniversite mezununun elde ettiğinden daha yüksek bir gelire sahip olma imkanı bulacaklar.
hbrlr1.com/ctcwtiwdkckckl
(TBMM) - TBMM Genel Kurulu bütçe görüşmelerinde konuşan Gelecek Partisi Antalya Milletvekili Serap Yazıcı Özbudun, üniversite mezunu olmayan ara eleman eksikliğine dikkat çekerek, "Hem gençlerimiz üretken olacaklar hem de belki bugün bir üniversite mezununun elde ettiğinden daha yüksek bir gelire sahip olma imkanı bulacaklar.
hbrlr1.com/ctcwtiwdkckckl
Category
🗞
HaberlerDöküm
00:00Teşekkür ederim Sayın Başkanım. Genel kurulumuzu ve bütün
00:06Türkiye'yi saygıyla ve sevgiyle selamlıyorum. Ben konuşmamda
00:11milli eğitim politikaları üzerine bazı sorunlara işaret
00:15etmeye çalışacağım. Dokuz Aralık'ta bütçe görüşmelerinin
00:20genel kurulumuzda başladığı ilk gün Sayın Cevdet Yılmaz
00:24konuşmasını
00:31Türkiye'de yetmiş altı olan üniversite sayısının bugün
00:36itibariyle iki yüz dokuz olduğunu ifade etti. Eğer bu
00:41rakamsal veriler aynı zamanda nitelik artışına da işaret
00:46etmiş olsaydı elbette hepimiz çok memnun olurduk. Ama
00:51bizlerin yakinen bildiği bir gerçek var. Bu üniversiteler
00:56ne yazık ki yeterli akademik kadroya sahip değiller. Yeterli
01:00laboratuvar ve kütüphane imkanlarına sahip değiller.
01:04Hatta hatta bu üniversiteler bir üniversitenin gerektirdiği
01:09mimari yapıya sahip olmadıkları için apartman üniversitesi
01:14adıyla anılıyorlar. Dolayısıyla bir ülkede üniversite
01:19sayısını böyle kontrolsüzce, plansızca yükseltmek ne yazık
01:24ki marifet değil. Şimdi ben sayın Yılmaz'ın bu konuşmasını
01:29izlerken ister istemez şu düşünceyi geçirdim içimden.
01:33Keşke üniversite sayısını böyle kontrolsüzce artıracağınıza
01:38mesela gelecek vaat eden şehir üniversitesini koyratça
01:43kapatmasaydınız. Mesela uluslararası saygınlığa sahip
01:48Boğaziçi Üniversitesi'ni tarumar etmeseydiniz.
01:52Dolayısıyla rakamlar her şeyi ifade etmiyor. Yine sayın
01:57Yılmaz konuşmasında bizlere yurt kapasitesini artırdıklarına
02:02dair bir takım veriler sundu. Bu rakamsal veriler doğru
02:06olabilir ama Türkiye'nin bambaşka bir gerçeği var.
02:10Türkiye'de öylesine güçlü ve derin bir ekonomik kriz var ki
02:15artık üniversiteyi kazanan öğrenciler barınma
02:19ihtiyaçlarının, gıda ihtiyaçlarının, kırtasiye
02:23ihtiyaçlarının gerektirdiği ekonomik güce sahip
02:26olmadıkları için üniversitelere kayıt yaptırmıyorlar. Hatta ben
02:31birçok meslektaşımdan bunu duyuyorum. Gazetelerde sizler de
02:35okuyorsunuz. Iki, üç ve dördüncü sınıftaki öğrenciler
02:39üniversitedeki kayıtlarını donduruyorlar. Demek ki meseleyi
02:44geniş bir eksende ele almak mecburiyetindeyiz. Öte yandan
02:49Türkiye'nin gençlik profiline baktığımızda şu sorunları
02:54görüyoruz. Gençlerimizin bir kısmı üniversite diplomalarını
02:58aldıktan sonra o diplomaların gerektirdiği işleri
03:02bulamadıkları için evlerinde oturuyorlar. Hala anne ve
03:07babalarından harçlık alıyorlar. Bu sebeple Türkiye'de yeni bir
03:11kavram doğdu. Ev gençleri şeklinde. Bunların bir kısmı
03:15ise Türkiye'de gelecek görmedikleri için hayallerini
03:20sınır ötesine taşıyorlar ve Türkiye'yi terk ediyorlar.
03:24Dolayısıyla bizim ciddi emeklerle, ciddi masraflarla
03:29yetiştirdiğimiz pırıl pırıl gençlerimiz Türkiye'ye katkıda
03:33bulunmak yerine bambaşka ülkelere gidip oraya
03:37katkılarını sunuyorlar. Dolayısıyla rakamlar bize her
03:42şeyin çok iyi olduğunu göstermiyor. Şimdi ben bu
03:46vesileyle bir başka soruna daha işaret etmek istiyorum.
03:50Biliyorsunuz Türkiye iki bin on bir yılında çok değerli bir
03:56kurumunu ortadan kaldırdı. Devlet Planlama Teşkilatı.
04:00Böylece gelecek beş yıllarımızı, on yıllarımızı
04:05bilimsel bir perspektifle değerlendirme imkanını kaybettik.
04:10Sık sık uçuş yapanlar bilirler. Havacılıkta bir deyim var.
04:15Blind landing, blind flying şeklinde. Haliyle Türkiye
04:20üniversite alanı dahil bütün konularını adeta bu kavram
04:25çerçevesinde planlıyor. İngilizce bilmeyenler için
04:28söyleyelim. Ama uçuş ama iniş şeklinde ifade edebiliriz bu
04:33kelimeleri. Şimdi bunların için söyledim. Bakınız Türkiye'de
04:37toplam doksan iki hukuk fakültesi var. Ve bu
04:41fakültelerde şu anda yetmiş altı bin öğrenci okuyor. Peki
04:45bizim bu kadar çok sayıda hukukçuya ihtiyacımız var mı?
04:49Hayır yok. Bizim neye ihtiyacımız var? Hukuka
04:52ihtiyacımız var. Hukukun üstünlüğüne inanan güçlü
04:56kadrolara ihtiyacımız var. Aynı problemi sağlık alanında da
05:01gözlemliyoruz. Şu anda Türkiye'de plansız ve
05:04programsız bir biçimde çok sayıda tıp fakültesi, diş
05:09hekimliği fakültesi, eczacılık fakültesi açılmış durumda ve ne
05:13yazık ki bu fakültelerde yeterli akademik kadrolar yok,
05:17laboratuvar imkanları yok. Dolayısıyla değerli
05:21milletvekilleri, şu yıllarda dünyaya gelen çocuklar
05:25yetişkinlik yaşına, orta yaş çağına geldiklerinde sağlık
05:29problemlerini çözmek üzere hastanelere müracaat
05:33ettiklerinde ne yazık ki gerçekçi olalım. Sorunlarını
05:37çözecek iyi yetişmiş hekimler bulamayacaklar. Iyi yetişmiş
05:41diş hekimleri ve eczacılar bulamayacaklar. Tabii aynı
05:47problem bütün meslek alanlarında varlığını
05:50hissettiriyor. Aynı şekilde öğretmenler de eee plansız ve
05:56açılmış olan eğitim fakültelerinin mağduru
06:00durumunda. Birincisi eğitim fakültelerinde yeterli akademik
06:04kadrolar yok. Ikincisi buradan mezun olan gençler maalesef
06:08hala atama bekliyorlar. Ve üçüncüsü bunların bu
06:13sorunlarını çözmediğimiz gibi geçtiğimiz haftalarda
06:16öğretmenlerin bütün feryatlarına rağmen
06:20öğretmenlik meslek kanunu diye bir kanun burada kabul edildi.
06:24Böylece artık özellikle eee devlette çalışan öğretmenler
06:30geleceğe güvenle bakamayacaklar. Çünkü onların
06:34önüne çeşitli engeller konulmuş durumda. Peki bizim eğitim
06:38politikalarımızı hangi eksende gözden geçirmemiz lazım? Ben
06:43seçim çevrem olan Antalyalı iş insanlarıyla sık sık
06:48diyaloglar kuruyorum. Ve onların ve tabii bütün
06:51Türkiye'deki iş insanlarının çok önemli bir derdi var. Bize
06:55üniversite mezunu genç lazım değil diyorlar. Bize ara eleman
07:00lazım. Biz ara eleman bulamıyoruz. Meslek liseleri
07:04açılmalı, meslek yüksekokulları açılmalı, ara eleman ihtiyacı
07:09dikkate alınmalı. Böylece asını ararsanız hem gençlerimiz
07:14üretken olacaklar hem de belki bugün bir üniversite mezununun
07:18elde ettiğinden daha yüksek bir gelire sahip olma imkanını
07:24bulacaklar. Bakın bugün su tesisatçısı bulunmuyor.
07:27Tornacı bulunmuyor. Kaynak ustası bulunmuyor. Haliyle
07:32üniversitelere, üniversitelerde gençlerimize hayal satacağımıza
07:37onlara üretken olabilecekleri yeteneklerinin el verdiği
07:42alanları gösterebilelim ve onları hayata dahil edecek bir
07:47plan ve programlama yapabilelim. Tabii sözlerimi
07:50bitirmeden önce bir noktaya ışık tutmak istiyorum. Eee sık sık
07:54sayın Cevdet Yılmaz'ın konuşmasına referansla
07:58açıklamalar yapıyorum. Bu sözlerim yanlış anlaşılmasın.
08:01Benim sayın Cevdet Yılmaz'ın şahsına hiçbir muhalefetim yok.
08:07Aksine kendisine çok saygı duyuyorum ve kendisinin çok iyi
08:12eğitim görmüş. Öttü'den mezun olmuş, Denver'da yüksek lisan
08:17yapmış ve demin bahsettiğim devlet planlama teşkilatında
08:21yetişmiş çok değerli bir bürokrat olduğunu söylemek
08:25isterim. Ama gelin görün ki bizim sorunumuz şu. Biz
08:29yetişmiş kadrolarımızı da verimli bir biçimde gerçekçi
08:33bir biçimde ülkenin yönetimine dahil edemiyoruz. Ve
08:37gençlerimizi de ülkenin ihtiyaçları doğrultusunda
08:41yetiştiremiyoruz. Dolayısıyla değerli milletvekilleri
08:45Türkiye'nin eğitim hayatında çok ciddi sorunları var. Tabii
08:49ki bize ayrılan bu kısa sürede bunların hepsine değinmek
08:53mümkün değil. Anadolu'daki bir özleyişle sözlerimi bitireyim.
08:57Deveye demişler ki boynun neden eğri? O da demiş ki nerem
09:02doğru ki? Haliyle ne yazık ki Türkiye'nin bütün eğitim
09:06hayatı ve tüm alanları böyle bir tablo sergiliyor. Umarım
09:11el birliğiyle bunları çözecek bir zemini yaratabiliriz.
09:15Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
09:21Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, eğitim
09:24bireylerin potansiyelini gerçekleştirmesi ve toplumsal
09:27kalkınmanın sağlanması için vazgeçilmezdir. Ancak
09:32Türkiye'nin eğitim sistemi yıllardır yapısal sorunlarla
09:35boğuşmakta ve ne yazık ki bu sorunlar çözülmek bir yana
09:38maalesef giderek derinleşmektedir. Türkiye'de
09:42eğitimde fırsat eşitliği yıllardır çözülemeyen bir sorun
09:46ve acı bir gerçek olarak karşımızda durmaktadır.
09:49Sosyoekonomik durumu düşük ailelerin çocukları eğitim
09:53süreçlerinde büyük dezavantajlar yaşamaktadır.
09:56Eğitimde o kadar vahim durumdayız ki her köşe başında
09:59bir özel