Sosyal Medya Hesaplarımız...
Facebook : https://www.facebook.com/AkitTVOfficial
Twitter : https://twitter.com/akittv
Instagram : https://www.instagram.com/akittv
Google+ : https://plus.google.com/+akittv
Web Site : http://www.akittv.com.tr
Facebook : https://www.facebook.com/AkitTVOfficial
Twitter : https://twitter.com/akittv
Instagram : https://www.instagram.com/akittv
Google+ : https://plus.google.com/+akittv
Web Site : http://www.akittv.com.tr
Category
🗞
HaberlerDöküm
00:00Cumhurbaşkanı Erdoğan tebrikleri kabul ediyor, biz de şu anda Cumhuriyet Bayramı
00:04dolayısıyla Serkan Okur'a döneceğiz.
00:06Serkan Okur'un yanında çok kıymetli bir isim var, Mustafa Armağan olacak ve cumhuriyeti
00:11konuşacaklar.
00:12101.
00:13Yaşında cumhuriyete giden süreçte neler yaşandığını konuşacaklar söz şimdi Serkan
00:18Okur'da.
00:19Teşekkürler Tolga.
00:20Öncelikle iyi yayınlar dileyerek başlayalım, biz de yayınımıza evet, senin de belirttiğin
00:28gibi cumhuriyetin ilanının üzerinden tam 101 yıl geçti.
00:32Bugün cumhuriyet 101.
00:33Yaşında tabii cumhuriyete giden süreçte acaba neler yaşandı?
00:37Tabi bu soru uzun yıllardan beri cevap arayan sorulardan 1 tanesi cumhuriyetin ilanına
00:43giden süreçten öncesinde ve sonrasında neler yaşandığını tarihçi yazar Sayın
00:47Mustafa Armağan'la konuşacağız.
00:48Efendim öncelikle bizi evinize kabul ettiğiniz için çok teşekkürler.
00:52Hoş geldiniz.
00:53Yayınımıza nasılsınız?
00:54İyi misiniz?
00:55Sağ olun siz de hoş geldiniz.
00:56Kütüphanemi de görmüş olduğunuz sevgili seyircilerimize de göstermiş olduk.
01:02Hocam cumhuriyetin ilanı bilindiği gibi 29 Ekim 1923 yılında ilan edildi.
01:10Bugün de 101.
01:11Yılını kutluyoruz.
01:12Cumhuriyetin ilanına giden süreçte acaba neler yaşandı?
01:16Hayırlı olsun öncelikle bizim cumhuriyetle bir derdimiz olamaz.
01:21Yani bizim anlayışımıza göre aslında cumhuriyet Osmanlı döneminde başlayan
01:29parlamenter rejimin bir devamı.
01:32Osmanlı'da parlamento vardı, bakanlar kurulu vardı, başbakan vardı ama başında
01:37bir padişah vardı ve padişah meşruti padişah olarak o hanedan olarak devam ediyordu.
01:46Yani babadan oğla ya da işte her neyse hanedanın en büyük evladı tahta geçiyordu.
01:52Şimdi cumhuriyet nedir?
01:54Cumhuriyet seçimle bütün bu sürecin, çüzeyi de dahil padişah da dahil yani devletin
02:03başı da dahil bütün sürecin seçimle tayin edilmesini isteyen bir rejim, bir yönetim
02:11sistemi.
02:12Dolayısıyla 29 Ekim 1923'te bir gün önce 28 Ekim'de padişah yoktu.
02:21Bir ay önce de yoktu, beş ay önce de yoktu.
02:24Bir sene önce 1 Kasım 1922'de saltanat kaldırılmıştı.
02:30Yani biz hemen bir gün önce saltanat vardı, saltanatı yıktık, cumhuriyet kuruldu diye
02:35bir şey yok.
02:3628 Ekim'de saltanat yoktu ve bir sene boyunca Türkiye devlet başkansız bir yönetim ve
02:46şahit oldu.
02:47Devlet başkanı olmadan Türkiye Büyük Millet Meclisi hükümeti olarak devam etti.
02:52Bizim devletimiz bir yıl bir fetret devri yaşadı.
02:561 Kasım 1922, 29 Ekim 1923 ve dolayısıyla 29 Ekim'de kutlanması gereken husus bu
03:06devlet başkanlığı sistemin artık halk oyuyla, bütün sistemin halk oyuyla belirlenmesi
03:14olarak değerlendirilmeli.
03:15Peki, buranın İslam'a da örfümüze, adetimize de aykırı bir tarafı yok çünkü halifelerimizin
03:24kimisi seçimle geldi, kimisi tayinle geldi, onlarda da değişik yöntemler uygulanıyor.
03:29Dolayısıyla burada bizim açımızdan, cumhuriyetle bir sorunumuz yok.
03:36Bu sorunumuz şu hususu söylemek gerekiyor, cumhuriyetin kuruluş yıllarında uygulanan
03:421950'ye kadar uygulanan bu cumhuriyet anlayışıyla yani o dönemde uygulanan tek parti anlayışıyla
03:51bir problemimiz var, bunu net olarak söyleyelim.
03:54Çünkü tek parti ne demek, bir parti var ve seçim yapıyorsun, şimdi bir partinin
04:00olduğu bir yerde bir seçim yapılmayacağı bir çocuk bile bugün idrak edebilir.
04:05Dolayısıyla tek parti idaresi cumhuriyete yakışmayan bir idareydi, bunu o zaman şu
04:13ya da bu sebeple uyguladılar ve burada çeşitli haksızlıklar yapıldı, işte şapka
04:20inkırabı yok bilmem, kılık kıyafet, ondan sonra çeşitli şekillerde insanların
04:29hayat tarzlarına, dünya görüşlerine, müdahale şeklinde karşımıza çıkan olaylara
04:34karşı bizim eleştirdiği hakkımızı kullanıyoruz, yoksa cumhuriyetin kendisiyle yönetim
04:41şekliyle bir problemimiz yok, bunu bu şekilde belirttikten sonra 28 Ekim'de
04:4729 Ekim arasında ne fark var, nasıl bir gelişim gösterdi, bunu söyleyelim, dediğim
04:54gibi Osmanlı dönemindeki 1921 Teşkilat Esasiye Kanunu gereği 1876 Anayasası'nın
05:06devamı olarak Meclis devlet başkanı olmadığı için devlet başkanı İstanbul'da
05:13bulunduğu için o tarihte ve İstanbul'dan gelip de orayı Anadolu'yu yönetemeyeceği
05:20için devlet başkansız bir sistem kuruldu, 1921 Teşkilat Esasiye Kanunu devlet başkanı
05:26yoktur, çünkü devlet başkanı İstanbul'dadır, onun yerine devlet başkanlığı diye bir
05:31şey koymamıştır, meclis hükümeti olacak, şimdi meclis ne yapıyor, tek tek bütün
05:37bakanları meclis tayin ediyor, bir, meclis başkanını da meclis tayin ediyor, meclis
05:42başkan yardımcılarını da meclis tayin ediyor, başbakanı da meclis tayin ediyor,
05:46yani başbakan adayları çıkıyor, ben aday olacağım, ben aday olacağım, onların
05:51içinden sorgulama yapılıyor, yani kendilerine soru soruluyor vesaire, ispatlayan kişiyi
05:58tutuyorlar, başbakan oylaması yaparak seçiyorlar, bakanları da tek tek seçiyorlar, hatta bakanları
06:06da tek tek düşürüyorlar, yani beğenmedikleri bir bakanın icraatı oluyor, gel hesap ver,
06:11geliyor, hadi oylayalım, seni istemiyoruz, git yeni bakan gelsin, şimdi meclisin adeta
06:18padişah gibi, yani bütün sistemi yönettiği bir anlayış, gazi meclis buydu ve orada
06:26ne meclis başkanı meclise takip edebiliyor, ne başbakan, ne bakanlar kurulu, hepsi meclise
06:32karşı sorumlu, meclis adeta dediğim gibi padişah gibi yönetiyordu. Problem şu da ortaya çıktı,
06:42gazi meclis fesh edildi, yani cumhuriyeti gazi meclis ihran etmedi, bunu söyleyelim, gazi meclis
06:52nisan ayında fesh edildi ve yerine yeni seçim yapıldı, yeni seçimde Mustafa Kemal Paşa tek başına
07:01bütün adayları belirledi ve kimin aday olacağına, kimin aday olmayacağına o karar verdi.
07:08Mesela Mehmet Akif ikinci meclise giremedi, anlatabiliyor muyum? Yani birinci mecliste
07:13bulunan istiklal maaşımızın şairi ikinci meclise dahil olamadı, seçilemedi, adaylık dahi koyamadı.
07:20Dolayısıyla ikinci meclis tamamen Mustafa Kemal'in kendi belirlediği adaylarla şekillendi ve
07:30buna rağmen o dönemde tam bir tasfiye yapamadığı için Kazım Karabekirler gibi birtakım muhalif
07:38olanlar da ister istemez meclise girmiş oldular. Dolayısıyla mecliste bir muhalefet kendi içinde
07:46Mustafa Kemal ve İsmet Paşa'nın etrafındakilerle onlara muhalif olan iki grup ortaya çıktı.
07:55İkinci grup diyoruz ki bizim ilk muhalefet partimiz olan Terakkiperver Parti bu ikinci grubun içinden çıkacak.
08:01İkinci grup partileşecek. Problem şuradan ortaya çıktı. Meclis başkan yardımcılığı için Mustafa Kemal bir aday gösteriyor,
08:10meclis başka bir aday gösteriyor ve Mustafa Kemal'in değil de meclisin istediği aday seçiliyor.
08:20İkincisi İçişleri Bakanlığı ile ilgili bir problem var. Mustafa Kemal oraya bir aday gösteriyor,
08:29meclis başka bir aday gösteriyor ve muhalif grubun adayı seçiliyor.
08:34Şimdi burada Mustafa Kemal de bunu onaylamıyor.
08:39Benim istediğim adayı seçmediniz, ben de bunu tasdik etmiyorum, onaylamıyorum.
08:44Yürürlüğe girmiyor, şimdi sistem tıkandı.
08:47Yani ne meclis istediğini yaptırabiliyor ne Mustafa Kemal meclise istediklerini kabul ettirebiliyor.
08:53Tıkandı ve tıkanınca o sırada başbakan Fethi Okya'da istifa etti.
08:58Yeni başbakanın kabul edilmesi lazım ama yeni başbakan da daha büyük bir problem çıkacak.
09:03Çünkü İsmet Paşa'yı istiyor Mustafa Kemal. Meclis buna karşı çıkacak büyük bir ihtimalle.
09:11Dolayısıyla sistemde bir tıkanma oldu.
09:14Sistemdeki tıkanmayı kendi içinde çözemeden iki tarafta çözemiyor.
09:19En sonunda Halk Partisi grubu toplandı ve dedi ki ne yapacağız bu meseleyi.
09:25Kemalettin Sami Paşa dedi ki bunu Mustafa Kemal meclis başkanı o çözsün.
09:31Onu hakem olarak biz tayin edelim, bize çözümü o getirsin.
09:36Çağırdılar grup toplantısına tamam dedi kabul etti.
09:39Dedi ki bana bir gece müsaade edin ben yarın bu meseleyi nasıl çözdüğümü size açıklayacağım ama bana yetki vereceksiniz.
09:46Tamam dediler yetki veriliyor.
09:47Ve ertesi gün 28 Ekim akşamı arkadaşlarıyla toplanıp da Çankaya Köşkü'nde bu işi çözme yönünde ortaya koyduğu formülü açıkladı.
10:01Dedi ki burada artık devlet başkanı olmadığı için cumhurbaşkanı olmadığı için sistemi işler hale getirecek olan bir adım atılamıyor.
10:12Dolayısıyla burada cumhurbaşkanlığı sistemi diyelim ya da cumhurbaşkanlığının tepede olduğu bir devlet başkanı olduğu bir formül bulunması lazım.
10:24Cumhuriyete geçmemiz lazım.
10:26Çünkü cumhuriyet cumhurbaşkanlığı.
10:29Dolayısıyla cumhuriyete geçirmesinin sebebi tamamen teknik, prosedürel bir gelişmedir.
10:36Ve dolayısıyla ne oldu?
10:38Cumhur anayasada değişiklik yapıldı ve denildi ki cumhurbaşkanlığı ihtas edildi.
10:47Cumhurbaşkanlığı geçildi bu oyrandı.
10:50Cumhurbaşkanlığı maddesi geçince cumhurbaşkanlığı seçilmesi gündeme geldi.
10:56Ve 15 dakika sonra da cumhurbaşkanı seçildi ve cumhuriyet kurulmuş oldu.
11:03Peki hocam bu noktada aslında az önce belirttiğiniz gibi mecliste iki grup öne çıkıyordu.
11:08Bir tarafta işte muhalifler bir tarafta da işte destekçiler.
11:12Bu noktada bu seçim yapıldığında meclisteki çoğunluk sağlanabildi mi peki?
11:17Çoğunluk zar zor sağlanabildi.
11:21Yani şimdi baktığımız zaman meclisin 300'e yakın üyesi var.
11:27Bazı ölümler falan olmuş galiba işte 290 küsur.
11:34Şimdi bunun yeter oy sayısı normalde cumhurbaşkanlığı seçiminde bizim 376 krizinden hatırladığımız.
11:44Yani dörtte üçünün oyuyla seçilmesi gerekir.
11:48Ama normalde diyelim 300 milletvekili varsa bunun 225 milletvekiliyle Mustafa Kemal'in en az 226 milletvekiliyle seçilmesi icap ediyordu.
12:00Ama seçildiği oy aldığı oy sayısı 148.
12:04Şimdi 148 oy almış olması ittifakla seçildi denilmiş olması yanıltıcı oluyor.
12:13Niye?
12:14Çünkü oraya katılan ancak 149 kişiydi.
12:18Peki 290 küsur geri kalan 130 küsur milletvekili neredeydi o gün?
12:24Bu kadar önemli bir toplantıya bu kadar önemli bir oturuma niye gelmediler?
12:28Hani kahve içelim gezelim tozalım diyecek halleri yok.
12:32Bu hayat iyi bir cevabı.
12:34Bu bir operasyon yapıldı yani o gün muhaliflerin gelmemesi için tedbir alındı ve aslında biraz baskın bir seçim oldu.
12:46Kazım Karabük'e, Trabzon'da, Rauf Orbay İzmir'de öbürü bilmem nerede bütün muhaliflerle haber verilmeden kendi içinde bir haberleşmeyle bu 149 kişi toplandı.
12:58Bir kişi meclis başkanlığı görevini aldı.
13:02Ve 148 oyla hem anayasa değişikliği yapıldı hem de cumhurbaşkanı seçildi.
13:11Şimdi bu ittifakla seçildi deniliyor ama bence yanıltıcı bir bilgi.
13:17Çünkü geri kalan 130 milletvekili yok.
13:20Neredeyse yarıya yakını mevcut değil.
13:24Eğer diğerleri gelmiş olsaydı muhtemelen 148'e 130 falan gibi muhalif bir oy görme ihtimalimiz yüksekti.
13:34Mecliste bunu işin böyle oldu bittiye getirilip çok hızlı bir şekilde halledilmesinin yanlış olduğunu savunan,
13:42bunun yangından mal kaçırır gibi cumhuriyeti ilan edilir mi? Oturalım bunun prensiplerini konuşalım.
13:48Beraberce değerlendirelim. Bu savaşı beraber yaptık.
13:52Cumhuriyeti kurarken de karşı değiliz diyor.
13:55Mesela Rauf Orbay bunlardan birisi.
13:57Eski Osmanlı Bahriye Nazırı.
14:00Ayrıca da Lozan günlerinde başbakan.
14:04Şimdi Mustafa Kemal'le beraber ilk 19 Mayıs'ta yola çıkan gemiyle geldi.
14:11O Bandırma'dan Anadolu'ya girerek geldi.
14:14Yola çıkan iki kader arkadaşı ki Rauf Orbay aynı zamanda albay rütbesini de istifa ederek albaylıktan öyle yola çıkmış birisidir.
14:24Yani koskoca Rauf Orbay, Rauf Bey kendisini feda etmiştir.
14:29Böyle bir insan ya da Kazım Karabekir ya da Refet Bere ya da Ali Fuat Cevezoy yahut Adnan Adıvar.
14:36Bunun gibi insanlar infiar gösteriyorlar çünkü bizi niye dışlıyor bu süreç?
14:42Şimdi beraber yaptık, beraber kazandık bu savaşı, beraber Cumhuriyeti kuracağız diyoruz.
14:48Ama burada biz niye dışlanıyoruz?
14:51Dolayısıyla bu itirazlar dolayısıyla o gün çağrılmadılar.
14:54Ve onlar da bir gün sonra galiba ancak haber alabilirler o günkü iletişim imkanlarıyla.
15:03Böyle mi olmalıydı Cumhuriyetin İranı?
15:07Yani herkesin ittifakla üzerinde uzlaşacağı bir cumhuriyet formülü bulup o şekilde gidilmeliydi kanaati var ki ben de o kanaati katılıyorum.
15:19Cumhuriyete karşı değil fakat bu cumhuriyete yani bu şekilde bir tek parti idaresi ışığında yapılan bir cumhuriyete tabii ki itirazlar olacaktı.
15:30Bundan daha tabii bir şey de olamaz.
15:33Biz 1945 yılında çok partil hayata geçildi ve 1950'ye kadar bu çok partil hayata geçişin sancıları çekildi.
15:43Halbuki öyle olmayıp da biz 1923'te çok partil hayata geçmiş olsaydık belki darbeler de olmayacaktı.
15:49Belki bir sürü hamlıklar bir sürü insanların kafasında.
15:52Antidemokratik düşünceler çok erken silinecekti.
15:55Ben seçtiğim kişinin meclise gittiğini görünce cumhuriyete daha fazla katılacaktım.
16:01Aha bak ben katılabiliyorum.
16:03Şimdi mesela kötülemek için demiyordum.
16:06Mesela Yahya Kemal Urfa milletvekili.
16:08Ya hayatında belki Urfa'ya gitmemiş birisi Urfa milletvekili oluyor.
16:11Niye? Atamayla.
16:13Şimdi Urfalı haklı olarak diyor ki tamam Yahya Kemal şair bilmem ne falan ama ben burada İstiklal Savaşı'nda kendi kendini kurtarmış bir şehirim.
16:23Kendimi kurtarmayı biliyorum da mecliste milletvekili göndermeyi bilmiyor muyum?
16:28Şimdi süreçten dışlamalar var.
16:30Dolayısıyla bu süreçten dışlamalar yavaş yavaş ortadan kalkıyor.
16:35Şimdi bu sene daha mesela muhafazakar camiadan insanların da bu meseleyi daha anlayışla karşıladıklarını ve süreci sahiplendiklerini, üstlendiklerini görüyorum.
16:52Burada mitomani yapmaya gerek yok ama ayakları yere basan yani cumhuruyla buluşmuş bir cumhuriyet.
16:59Çünkü dışlayıcı değil, içerici bir cumhuriyet kurmamız lazım.
17:02Yani eksklusiv değil, inklusiv olması lazım.
17:06Nitekim Sayın Devlet Bahçeli'nin son açıklamaları daha doğrusu ne yaptı?
17:13Türkiye'de dışlanmaya başlanmış olan bir kesimi tekrar sürecin ya da sahanın içine davet etti.
17:25Cumhuriyet hepimizi kapsadığı zaman, hepimizin isteklerini, hepimizin iradesini temsil ettiği zaman tadından yenmez.
17:33Ama dışlayıcı olduğunda belli bir kesime, belli bir Beyaz Türk kesimine hitap eder hale geldiğinde de tabii ki itirazlarımızı devam ettireceğiz.
17:42Peki hocam, söylediklerinizden aslında Cumhuriyet'in ilanının aslında bir noktada da oldu bittiye getirildiği sonucuna varmak herhalde çok kolay ama peki Lozan Barış Antlaşması ile Cumhuriyet'in ilanı arasında bir bağlantı, bir bağ var mıydı hocam?
17:56Gayet tabii zaten onu söylüyorlar, Cumhuriyet'in tapusu Lozan'dır. Yani Lozan Cumhuriyet'in tapusudur, bunu bir de överek anlatıyorlar Lozan'a sahip çıkma adına.
18:07Şimdi bu aslında çok övülecek bir şey, övünülecek bir şey değil çünkü Cumhuriyet'in tapusunun Lozan'da verilmiş olması şunu getiriyor, bizim tapumuzu İngilizler, Fransızlar, İtalyanlar verdi.
18:22Ne alakası var? Bu ülkenin tapusu İngiliz'in, Fransız'ın, İtalyan'ın icazetine mi bağlı? Biz bunu Malazgirt'ten beri döktüğümüz kanlarla tapuyu kazandık.
18:33Yani İstiklal Savaşı'nda şehit olan 9.000-10.000 şehidimiz, asker şehidimiz, 30.000 sivil şehidimiz var. Bunlar ne için öldüler, canlarını verdiler? Bu ülkede hür olarak yaşamak için.
18:51Dolayısıyla İngiliz'in, Fransız'ın tapusunu verdiği bir Cumhuriyet söylemi çok yanlış, çok rahatsız edici. Bunu tekrarlamasınlar. Bu ülkenin Lozan'la bağlantısı elbette var ama bunu bu şekilde ifade etmek onur kırıcı bir şey.
19:13Onu çok sık söylüyorlar da onun için ben tekrarlıyorum. Onur kırıcı bir söylem bu. Şimdi Lozan imzalandı 23 Temmuz 1923 tarihinde. Cumhuriyet 3 ay sonra, 29 Ekim'de.
19:31Şimdi aradan geçen Ağustos ve Eylül Ekim 3 ay içinde İstanbul'da ve Trakya'da İngiliz, Fransız askerleri vardı. Yani Lozan'dan sonra da bunlar kalmaya devam ettiler 2 Ekim'e kadar.
19:51Bunların buradan gidebilmesi için ne yapılması gerekiyordu? Savaşlamayız çünkü savaş bitmiş artık. Barış Antlaşması da yapılmış. Onlarla beraber bir müzakereye girildi ve İngilizlerin, ağırlıklı olarak onlar kalmıştı İstanbul'da, İstanbul'u ve Trakya'yı Fransızların boşaltması ve dolayısıyla bir yurt bütünlüğü sağlanması süreci oldu.
20:15Bu süreçte işte Lozan görüşmeleri sırasında bizim hukuki olarak ve idari olarak nasıl bir sisteme geçmemiz gerektiğine dair bir takım görüşmeler, müzakereler yapıldığını çeşitli hatıratlardan ve tutanaklardan okuyoruz.
20:35Dolayısıyla mesela hukuk devrimi esasen Lozan'da yatılmıştır ve medeni hukukun Hıristiyanları ve gayrimüslimleri Türkiye'deki azınlıkları da kapsayacak bir şekilde düzenlenmesi gerektiğini orada Rızanur bizzat kendisi söz vermiştir müzakerelerde.
20:57Lozan doğrudan doğruya yeni Türkiye'nin kurulması olduğu kadar Osmanlı mülkünün de dağıtılması olarak değerlendirilmeli, bir nevi Lozan'ı programda da söylüyoruz bunu Osmanlı topraklarının dağıtım antlaşması olarak değerlendirmek gerekiyor.
21:19Çünkü biz Lozan'ı sadece Anadolu'yu kurtarmak olarak düşünüyoruz. Halbuki Lozan ile birlikte bütün Orta Doğu, eski Osmanlı toprakları yeni sahiplerine devredilmiştir.
21:31Antlaşma yürürlüğe girmeden önce Irak'taki manda, Suriye'deki manda, Filistin'deki manda diğer idare eden hepsi havadaydı. Yani bir meşruiyeti yoktu ama Lozan yürürlüğe girdi 1924'ün Temmuz'unda.
21:48Ancak ondan sonra oradaki manda resmen başlamış oldu, Filistin'de de ayrı olmak üzere. Dolayısıyla Lozan'da sadece Anadolu'yu kurtarmakla kalmadığı şey, Anadolu dışındaki Osmanlı topraklarının da yeni sahiplerine resmen devretmiş oldu.
22:07Bu şartlarla Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasına müsaade edildi. Aksi halde zaten olmayacaktı, müsaade verilmeyecekti.
22:19Ayrıca da Lozan'da önemli bir hususta şu, Lozan'ın imzalanmasıyla İngiltere Kralı tarafından onaylanması arasında yaklaşık bir yıl bir fasıla var.
22:32Neden bir yıl beklediler? Hani mesela biz onlara dayatmış olsaydık, onlara masayı yumruklayıp imzalayın bakalım, hadi imzalamazsanız şöyle yaparız, böyle yaparız.
22:44Yani resmi söylem ya da kemalist söylem bunu bu şekilde biz dayattık diye şey yapıyor.
22:50Sen dayattıysan niye sen ilk defa imzalayan devlet oldun da İngiltere imzalayan son devlet oldu, Fransa onaylayan son devlet oldu?
23:00Şimdi bunun bir açıklanması gerekiyor. İngiltere parlamentosuna Lozan görüşmeleri Nisan 1924'te geldi.
23:09Yani aşağı yukarı 7-8 ay beklendi ama Nisan 1924'te ne olmuştu?
23:16Birincisi hilafet kaldırılmıştı Mart'ta, Nisan ayında da yeni anayasa ilan edilmişti.
23:22Biz bir din devleti değiliz, biz layık bir devletiz denilmişti. Bunu gören İngiliz parlamentosu görüştü.
23:30Önce avam kamerası sonra lordlar kamerası sonra Fransa imzaladı. Diğerleri de onu bekliyorlardı zaten.
23:37İngiltere imzalamadan diğerleri de imzalamayacaklardı.
23:40Dolayısıyla hilafet kaldırılmadan Lozan yürürlüğe sokulmadı.
23:46Bunu iyi kavranması lazım. Mart'ta hilafet kaldırılıyor, Nisan'da avam kamerasında görüşülmeye başlanıyor.
23:55O bir şeyin işareti. Mesela Şubat'ta görüşmeye başlamadılar, aradan bu kadar zaman geçildi.
24:01Tarihi olayları, seninle yaptığımız programda da bunu defalarca söylüyoruz.
24:09Mantıklı bağlantılar kurarak anlatmak lazım. Yani böyle kendi kendine yerden biten ot gibi bir takım olayları anlatmak,
24:19sebep-sonuç ilişkisi kurmadan anlatmak çok yanlış oluyor ve tarih şuuru oluşmuyor insanlarda.
24:25Dolayısıyla asıl mesele Osmanlı'nın parçalanmasıydı, bunu bilelim.
24:31Osmanlı'nın Sevr'le parçalanması mümkün olmayınca, ki Vahdettin de Sevr'i imzalamamıştı, onaylamamıştı.
24:40Bunun daha ıslah edilmiş, tadil edilmiş şekli olan Lozan'a geçti.
24:46Lozan'la Sevr arasında ortak maddeler bile var, hakkında kitaplar dahi yazıldı.
24:51Dolayısıyla asıl mesele Osmanlı'nın ortadan kaldırılmasıydı ve Osmanlı devleti tarihe karıştırıldı.
25:00Ama orada daha acı bir şey işte bizim tenkit ettiğimiz, Cumhuriyet döneminde tenkit ettiğimiz hususlardan bir tanesi,
25:08Osmanlı'nın bizim kitaplarımızda kötülenmeye başlaması.
25:12Şimdi bunu İngiliz yapsa, Yunan yapsa, İtalyan, Fransız yapsa anlarsın hani bir düşman olmuştur,
25:19Çanakkale'yi geçirmemiştir, Avrupa topraklarını işgal etmiştir, Viyana'ya kadar gitmiştir, korkuyorlardı, tamam.
25:26Ama sen Osmanlı'nın varisi olan, onun fethettiği topraklarla kurulmuş olan bir devletsin ve bu devlet çocuklarına bir önceki devleti kötüleyerek anlatıyor.
25:39Bu ancak sömürge ülkelerde olabilecek bir davranış.
25:42Yani sömürgeci gelir, mesela Fransızlar Cezayir'i işgal ettiklerinde Osmanlı dönemini kötülediler.
25:49Biz iyiyiz, Osmanlı kötü.
25:51Efendim Irak'ta diyelim ki İngiliz mandası sırasında Iraklılara kendilerinin ne kadar medeni olduğunu anlatmak için gelişmiş olduğunu
26:01Osmanlı döneminin büsbütün karalayarak anlattılar.
26:04Bu sömürgeci mantıkta doğru ama biz sömürge olmadık.
26:08Sömürge olmadığımız halde asıl kendi devletimizi, kendi çocuklarımıza bugün hala onun etkisi görünmüyor mu?
26:16Sosyal medyada ya da sokakta bakıyorsun Osmanlı'ya küfrediyor, Osmanlı'ya hakaret ediyor, İngiliz'e hakaret edeceğine.
26:23Yani İngiliz gelmiş, işgal etmiş, parçalamış imparatorluğunu.
26:26Ama ona kızmıyorsun, Bahtettin'e kızıyorsun, padişahlara kızıyorsun.
26:31Dolayısıyla bu kabul edilebilir bir durum değildi.
26:36Şimdi artık düzeliyor ve biz Cumhuriyet'in kuşatıcı, her felde kuşatıcı bir anlayışa yöneldiğini gördükçe mutlu oluyoruz.
26:46Ve bu yolda da devam edilmesinin hayırlı olacağına inanıyoruz.
26:50Peki, çok teşekkürler hocam aktarmış olduklarınız için. Sağ olun, var olun. Uzun bir bağlantı oldu.
26:55Evet Tolga Kürse, tarihçi yazar, Sayın Mustafa Armağan hocamla birlikte Cumhuriyet'e giden süreçte neler yaşandığını,
27:03Cumhuriyet'in nasıl bir oldu bittiyle ilan edildiğini ve Lozan'la Cumhuriyet arasında nasıl bir bağlantı olduğunu değerlendirmeye çalıştık diyelim.
27:11Ve sözü buradan stüdyoya tekrar sizlere bırakalım. Tolga Kürse.