• 2 ay önce
Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, İstanbul’daki kadın cinayetlerine ilişkin, “İki yılda bir yapılan infaz yasası değişiklikleri adalet, yargı ve infaz sistemini perişan hâle getirmiş durumda. Suçluyu yakalayınca kaydeden ve tekrar salıveren bir mekanizmaya dönüştürülmüş durumda” dedi.
(ANKARA) - Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, İstanbul'daki kadın cinayetlerine ilişkin, "İki yılda bir yapılan infaz yasası değişiklikleri adalet, yargı ve infaz sistemini perişan hale getirmiş durumda. Suçluyu yakalayınca kaydeden ve tekrar salıveren bir mekanizmaya dönüştürülmüş durumda.Milletimizin vicdanında derin yaralar açan Narin Güran cinayeti sonrasında bu gibi cinayet vakalarının önüne geçilebilmesi için idam cezasının da caydırıcı bir ceza olarak mutlaka TBMM'nin gündemine alınması gerektiğini ifade ediyoruz" dedi.

hbrlr1.com/cbtdycftkckckl

Category

🗞
Haberler
Döküm
00:00Selamünaleyküm. Hepinizi hürmetle, muhabbetle
00:03selamlıyorum. Hoş geldiniz, sefalar getirdiniz.
00:10Her şeyden önce çok değerli il başkanlarımız hepinize ayrı
00:17ayrı teşekkürler ediyorum katılımınızdan dolayı. Tabii ki
00:20değerli genel başkan yardımcılarımıza genel merkez
00:25heyetimize de ayrıca teşekkürler ediyorum. Bizleri
00:29kapıda karşılayan bugün yine kendileri de toplantılarını
00:32yapacaklar. Eşlik kollarımıza hepsine ayrı ayrı teşekkürler
00:37ediyorum. Basın mensupları ilginizden dolayı,
00:40teşrifinizden dolayı teşekkürler ediyorum.
00:42Toplantımız hayırlı olsun, günümüz hayırlı olsun inşallah.
00:50Tabii Türkiye'de gündem oldukça yoğun hem Türkiye'nin kendi
00:57içerisindeki başta ekonomi olmak üzere problemleri hem de
01:02etrafımızı saran ateş çemberi terörist İsrail'in Lübnan'a
01:09saldırması ve adım adım Türkiye'ye doğru yürümesi gibi
01:14konular son derece büyük önem arz ediyor. Bu konulara değinmek
01:19istiyoruz. Ve yine bir takım Türkiye'deki son dönemdeki
01:24gelişmelerle ilgili de değerlendirmeler yaparak
01:27inşallah il başkanları toplantımızı başlatacağız. Tabii
01:32bizim her zaman söylediğimiz Türkiye'de ekonomik sıkıntılar
01:37milleti gerçekten de bunaltmış durumdadır. Bunu hem
01:42milletimiz dile getiriyor hem de tabii ki ekonomik veriler
01:47bunu açık bir şekilde matematik veriler bunu açık bir şekilde
01:51ortaya koyuyor. Biz de milletimizle her zaman
01:56içiçeyiz. Daha işte yirmi sekiz Eylül'de geçen gün bir
02:00Anadolu buluşmaları programını Türkiye genelinde yaptık.
02:03Buralarda da gerçekten ekonomik sıkıntılar dolayısıyla büyük
02:07bir feryatla karşı karşıya olduğumuzu görüyoruz. Biz bu
02:12sıkıntılar karşısında Türkiye'nin çıkış yolunun bir
02:15erken seçim olacağını ifade etmiştik. Türkiye'nin iki bin
02:19yirmi sekize kadar beklemeye tahammülü kalmamış. Bunu
02:24milletimizin feryadından görüyoruz. Milletimiz
02:27bunalmış. Bir çözüm istiyor. Bu çözümün de mevcut iktidarlığı
02:32olmayacağına inanıyor. Ve bir değişim olması gerektiğini
02:36açık bir şekilde ifade ediyor. Bununla ilgili biz şu verileri
02:42ortaya koymak istiyoruz. Bir defa neden erken seçim
02:46gerekiyor dedik. Tabii ki milletimizin bu feryadından
02:50dolayı öncelikle ancak mantıken ve veriler doğrultusunda
02:56baktığımızda da bir erken seçimin olması gerektiği
03:00ortaya çıkıyor. Neden? Çünkü bir defa bu iktidar daha yeni on
03:05dört Mayıs'ta yirmi sekiz Mayıs'ta işe başlamış bir
03:08iktidar değil. Yirmi iki senelik bir geçmişi var. Bu
03:12yirmi iki senelik geçmişinde neler yapmış? Türkiye nereden
03:16nereye gelmiş ekonomik anlamda? E bundan sonra nereye
03:20götürebileceklerinin de en önemli göstergesi bu yirmi iki
03:23senede yapılanlardır. Işte bakın kamunun borcu neredeyse
03:28ikimizsine gelmiş. Yüz otuz milyar dolardan iki yüz elli
03:31milyar dolarlar seviyesine gelmiş. Bülüt dış borcu
03:35Türkiye'nin yüz on üç milyar dolardan beş yüz on iki milyar
03:39dolara gelmiş. Vatandaşın bankalara borcu altı nokta altı
03:44milyar liradan beş nokta üç trilyon liraya gelmiş yirmi iki
03:48senet. Dünyanın başka bir ülkesinde belki de böyle bir
03:54artışın yani toplumun halkın bankaya olan borçlanmasında bu
03:58oranda bir artışı görmek mümkün olmaz. Altı nokta altı milyar
04:02liradan beş nokta üç trilyon liraya. Üç nokta otuz yedi
04:06trilyonu kredi borçları bir nokta elli yedi trilyonu da
04:11kredi kartı borçları. Korkunç bir tablo. Çiftçinin borcu iki
04:17buçuk milyar liradan yedi yüz elli milyar liranın üzerine
04:21çıkmış yani üç yüz misli AK Parti iktidarı döneminde artmış.
04:25Iki bin üç iki bin yirmi dört arasında devlet beş yüz doksan
04:31sekiz milyar dolar faiz ödemiş. Beş yüz doksan sekiz milyar
04:35dolar. Iki yüz yetmiş üç adet devlet varlığı alınmış satıla
04:41satıla elde avuçta yirmi dokuz tane kalmış. Dolar kuru bir
04:45nokta iki liradan otuz dört liraya çıkmış ve dış ticaret
04:49açığı Türkiye'nin on beş nokta yedi milyar dolardan yıllık yüz
04:53altı milyar dolar seviyesine kadar gelmiş. Şimdi bütün bu
04:58veriler yirmi iki senede ekonomik anlamda nereden
05:02nereye geldiğimizi gösteriyor. Evet kişi başına düşen milli
05:06gelir bir ara arttı. Sonra tekrar da şimdi geri geri gerisin
05:10geriye düştü. Kaldı ki bu kişi başına düşen gelir artsa bile
05:14adil bir paylaşım olmadığı için yoksul emekçi halkın maalesef
05:20gelirinin arttığını söylememiz mümkün değil. Bugün geldiğimiz
05:25noktada Türkiye'de halkın yüzde kırk beşi açlık sınırının
05:28altında gelire sahip yüzde seksen beşi de yoksulluk
05:32sınırının altında gelire sahip. Şimdi en son bu yirmi
05:35iki seneden sonra on dört Mayıs yirmi sekiz Mayıs
05:39seçimlerinin arkasından bu sefer Sayın Mehmet Şimşek geldi
05:42ve dediler ki yeni bir ekonomi yönetimiyle biz Türkiye'yi
05:49düzelteceğiz ve enflasyonla mücadele edeceğiz, alım gücünü
05:54arttıracağız, milletin ekonomik anlamda derdine derman olacağız
05:57dediler. Ancak Sayın Mehmet Şimşek geldiğinden bu yana
06:00sizin de bildiğiniz gibi akaryakıt fiyatları yirmi
06:05liradan kırk iki liraya çıktı. Döviz kuru on sekiz liradan
06:09otuz dört liraya çıktı. Faizler yüzde sekiz buçuktan yüzde
06:13elli beşe çıktı. Enflasyon yüzde otuz sekizden yüzde yetmiş
06:19beşe çıkmıştı. Şimdi bir miktar düştüğünü iddia ediyorlar.
06:22Ancak halen bağımsız araştırma kuruluşları enflasyonun
06:26Türkiye'de yıllık yüzde seksen sekiz seviyesinde olduğunu
06:29ifade ediyor. Iki asgari ücretin toplamı yoksulluk
06:34sınırının yarısı kadar olduğu bir ülkede maalesef yaşıyoruz.
06:40Iki asgari ücret otuz dört bin lira yapıyor. Yoksulluk sınırı
06:45bugün yetmiş bin liraya dayanmış. Bir eve iki asgari
06:48ücret girse bile yoksulluk sınırının yarısı kadar bir
06:51gelire sahip oluyorlar. Açlık sınırı yirmi bin liraya
06:55aşmış. Tek bir asgari ücrette açlık sınırının üç bin lira
06:59altında bir seviyede. Işsizlik aynen devam ediyor. Işsizliğe
07:05de Sayın Mehmet Şimşek döneminde bir çare bulunamadı.
07:08Gelir seviyesinin, refah seviyesinin artmasıyla ilgili
07:12bir çare bulunamadı. Enflasyon aldıkları noktadan daha da
07:16ileriye gitti. Faizler patladı, akaryakıt fiyatları patladı.
07:22Yaşama maliyeti arttı. Ve aynı zamanda milletin yükü arttı.
07:28Vergiler yüzde yüz yirmi arttırıldı. Yeni icat edilen
07:32vergilerle yüzde iki yüzlük bir vergi yükünde artış oldu Sayın
07:37Mehmet Şimşek döneminde. Dolayısıyla yirmi iki senede
07:42yapılanlar ortada. Şu anda son getirdikleri ekonomi
07:47yönetiminin yaptıkları ortada. Peki bir de kendi orta vadeli
07:53programlarında ortaya koydukları veriler ortada.
07:56Yani üç sene daha iktidarda kalırsak ne yapacağız diye
08:01ortaya koydukları orta vadeli programda üç tane temel cümle
08:05var. Sonuç var. Bunlardan bir tanesi borçlanmaya aynen devam
08:10edeceğiz diyor. Ikincisi faizleri katlayarak,
08:15arttırarak ödemeye devam edeceğim diyor. Üçüncüsü de
08:19vergileri yine aynı şekilde arttırarak almaya devam
08:24edeceğim, milletin yükünü arttırmaya devam edeceğim.
08:27Borçlanma aynen devam, faizler artarak devam, vergiler de
08:31artarak devam edecek diyor. Bakınız borçlanma iki nokta on
08:37beş trilyon bir bütçe açığı var iki bin yirmi dörtte. Iki bin
08:41yirmi yediye kadar orta vadeli programa göre iki trilyon
08:44seviyesinde devam ediyor. Her sene bu iki trilyonluk açığı
08:48kapatmak için yine bu senede olduğu gibi borçlanmaya devam
08:52edeceğim diyor. Faizler daha felaket. Biraz önce söyledik.
08:57Iki bin üç iki bin yirmi dört arasında beş yüz doksan sekiz
09:00milyar dolar faiz ödemişler. Yıllık ortalaması yirmi sekiz
09:05milyar dolar yapar. Şimdi orta vadeli programa göre önümüzdeki
09:09üç senede yüz elli bir milyar dolar faiz ödeyeceğim diyor.
09:13Yani bu ne demek? Bugüne kadar yıllık ortalama yirmi sekiz
09:18milyar dolar faiz ödüyordum. Şimdi önümüzdeki senelerde
09:22yıllık ortalama elli milyar dolar faiz ödeyeceğim. Faiz
09:26ödemesini de neredeyse iki misline arttırarak devam
09:29ettireceğim diyor. Vergilerin milli geliri oranı yüzde on
09:34beş seviyesinde önümüzdeki üç senede vergilerin milli geliri
09:38oranı yüzde on sekiz seviyesine çıkacak. Programda yazmışlar.
09:43Her sene enflasyon oranının hemen hemen iki misli kadar
09:47vergilerde artış öngörüyordu. E şimdi dolayısıyla bütün
09:52bunları ortaya koyduğumuz zaman milletimiz de biz de doğal
09:56olarak artık bir yönetim değişikliğini ve bir erken
09:59seçimi istiyoruz.

Önerilen