• 3 ay önce

Category

🗞
Haberler
Döküm
00:00Geçtiğimiz günlerde Türkiye'ye büyük acılar yaşatmış olan on
00:05iki Eylül faşist darbesinin yıl dönümüydü. Kırk dördüncü
00:09yılında on iki Eylül'ün bu darbenin Türkiye'ye verdiği
00:13zararları konuşmaya devam ediyoruz. Türkiye'nin üzerinden
00:17bir silindir gibi geçen ve netice itibariyle kurumları
00:22geriye bıraktığı bir takım siyasi izler sebebiyle halen
00:27çeşitli alanlarda hasarı süren bu darbenin zaman geçtikçe
00:31aslında Türkiye'nin milli egemenliğini çalmaya dönük
00:35Türkiye'de milli iradeyi gasp etmeye dönük olarak dış
00:39kaynaklı bir proje olduğu net bir şekilde görülmektedir.
00:43Tabii bütün darbeler aslında işte huzuru sağlamak için
00:47anayasal düzeni korumak için derler. Bu tip bahanelerle
00:51ortaya çıkarlar. Ama her zaman sorulan soru şudur. Darbelerden
00:55bir gün önce var olan huzursuzluk darbeden bir gün
00:59sonra aynı güçler iş başındayken ııı nasıl
01:03giderilememiştir? Dolayısıyla bu darbelerin aslında hangi bir
01:08şekilde huzuru sağlamak ya da anayasal düzeni korumakla
01:11ilgili değil ve belli bir siyasi projeyi hayata geçirmek
01:15belli bir siyasi maksada ulaşmak üzere planlandığı ve
01:19icra edildiği çok açıktır. Burada darbeyi yapanların dış
01:27çevreler tarafından bizim çocuklar ya da bizim oyuncaklar
01:31diye anılması her zaman için bunun sembolü olmuştur. Burada
01:37da maalesef bu on iki Eylül darbesi bütün bu ııı aynı altmış
01:43ihtilali gibi postmodern darbeler gibi büyük zararlar
01:46vermiştir ama on iki Eylül darbesinin tabii en büyük
01:49zararlarından bir tanesi bu anayasayla ortaya çıkan ve
01:54Türkiye'deki sivil siyasetin üstünlüğünü, demokrasinin
01:58üstünlüğünü, demokratik gelişmeyi gasp eden sonuçları
02:02dır. Tabii burada sık sık bunu söylüyoruz. Bu darbe
02:07anayasasından Türkiye'nin ııı kurtulması gerekir. Ve bunun
02:12kurtulması için de ııı net bir şekilde ciddi bir anayasa
02:17sivil anayasaya Türkiye'nin ihtiyacı vardır. Tabii ki otuz
02:21yıldan fazla sürede çok sayıda maddesi değişti. On dokuz kez
02:25değiştirildi. Tabiri caizse yamalı bir borcuya döndü.
02:28Sistemin çalışmasındaki dengeyi bozan kendi iç bütünlüğü
02:33olmayan ama en önemlisi darbenin izlerinin hem lafsına
02:38anayasanın lafsına hem de ruhuna sindiği sonuçlar maalesef
02:44Türkiye'nin önünde engel olmaya devam etmektedir. Birçok
02:48maddede değişiklik olmasına rağmen gelinen nokta bir kere
02:51daha gösteriyor ki kendi içinde bütünlüğü olan entegrel ve
02:56sivil bir gözle yapılmış milli iradeyi korumak, anayasal düzeni
03:00korumak, temel hak ve hürriyetleri geliştirmek,
03:03özgürlükleri korumak, Türkiye'yi önümüzdeki yüzyıla
03:07Türkiye yüzünde hazırlayacak sadelikte ve dinamizmle bir
03:12sivil anayasaya olan ihtiyaç ihtiyaçtan öte bir
03:15zorunluluktur. En önemlisi de bunun gelecek nesillere bir
03:20borcumuz olmasıdır. Demokrasi konusundaki samimiyetlerden bir
03:24tanesi de bu anayasa sürecine destek vermekle ilgilidir. Hem
03:31sağdan hem soldan hem çeşitli kesimlerden herkes bu anayasanın
03:35değişmesi gerektiğini net bir şekilde ifade ediyor. Ama
03:38maalesef iş bunu hayata geçirmeye gelince bir sürü
03:42engeller oluyor. Çeşitli zamanlarda bu süreçlerin içinde
03:46bulunduk. Ama sistemi kilitleyen bir takım tutumların aslında
03:52çeşitli yerlerde taktik manevralar gibi öne sürülerek
03:55stratejik düzeyde anayasa değişimini engellemek üzere
03:59isterselleştirildiğini gördük. Onun için gerçekten Türkiye'yi
04:03lafzıyla ruhuyla halen bu ııı darbe süreçlerini ııı taşıyan
04:10bu anayasada ııı kurtarmak gerektiği açıktır. Sivil
04:14anayasanın yapılması bugün siyaset yapan, bugün yönetici
04:18olan, bugün akademisyen olan, bugün herhangi bir görevde olan
04:21herkesin gelecek nesillere ııı bir borcudur.

Önerilen