• 4 ay önce
Hatay'dan Amasya Gümüşhacıköy'e soğan tarlalarında çalışmaya giden mevsimlik tarım işçileri, kaldıkları çadırlarda elektriksiz yaşamak zorunda kalıyor. İşçilerin yaşadığı sıkıntılar yetkililere bildirilmiş olsa da çözüm bulunamamıştır.
(ANKARA)- Her yıl memleketlerinden binlerce kilometre uzakta çalışmak zorunda kalan mevsimlik tarım işçileri yaşamlarını sürdürdükleri çadırlarda sorun yaşıyor. Hatay'dan Amasya Gümüşhacıköy'e soğan tarlalarında çalışmaya giden tarım işçileri elektriksiz yaşadıkların şikayet etti. İşçilerin ekip başı Haşim Basatemir, "Herkes gibi bizim de yaşamaya hakkımız var" derken, tarım işçisi bir kadın ise, çocuğuna aldığı sütün bir günde bozulduğunu söyledi. 
Hatay Dörtyol'dan Amasya Gümüşhacıköy'e soğan tarlalarında çalışmak için gelen mevsimlik tarım işçileri, kaldıkları çadırlarda elektriksiz yaşıyor.

hbrlr1.com/cbbwftafkckckl

Category

🗞
Haberler
Döküm
00:00Biz Hatay dört yıldan Amasya Gümüş Hacıköy'e
00:03tarım işçisi olarak soğan söküm kesimine geldik.
00:06Her sene geldiğimizde burada elektrik sıkıntısı yaşamıyorduk.
00:11Bu sene maalesef elektrik sıkıntısını yaşıyoruz.
00:15Altmış yetmiş kişi burada işçi var.
00:18Saat yedi sekizde paydos ediyoruz.
00:21Ve akşam eve gittiğimizde elektrik olmadığı için
00:25herhangi bir şey olmadığı için
00:27telefon ışıklarıyla yemek yapıyorlar. Yemek yiyoruz.
00:33Ha telefonları nasıl dolduruyorsunuz derseniz bir
00:36sağa sola gidiyoruz. Araçlarla dolduruyoruz. Camilerde
00:40dolduruyoruz. Kahvehanelerde dolduruyoruz. Ha devlet
00:44büyükleri bize bir el atsın. Biz Türkiye vatandaşıyız. Biz
00:48farklı bir yerden gelmedik. Yani herkes gibi bizim de bir
00:52yaşama hakkımız var. Ha biz buraya çalışmaya gelmişiz.
00:55Hırsızlık yapmaya gelmemişiz. Buna bir el atınsın. Bize bir
01:00yardımcı olsunlar. Biz burada ııı Amasya'nın Gümüş Hacıköy'den
01:05sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. Biz burada biz sudan bir şey
01:09demiyoruz. Suyumuz vardır ama elektrik yaklaşık on gündür, on
01:12iki gündür. Bizim çalmadığımız hafta gitmediğimiz devlet
01:16mercileri kalmamıştır. Bu işte bu elektrik nedir? Elektrik
01:22insanlar için zaruri bir ihtiyaçtır. Hastalarımız oluyor.
01:26Yemek yapamıyoruz. Ondan sonra çocuklarımızı hastaneye de
01:30götürdüğümüz zaman getirdiğimiz zaman yeteri kadar ilaç
01:32saklayamıyoruz. Iki gün sonra biz götürdüğümüzde aynı şekilde
01:36ve biz burada Tedaş'tan veyahut da belediyeden veyahut da
01:39kaymakamlığında biz bunlara defalarca biz gittik. Biz
01:43gittiğimiz için biz elektrik istiyoruz. Siz işçilerin halini
01:47biliyor. Şimdi akşam evine gittiği zaman ne su
01:49içebiliyor? Ne yemek yapabiliyor? Hiçbir şeyde ya
01:52bedava da elektriklerini istemiyoruz. Biz parasıyla
01:55parası hakları neyse biz haklarını vereceğiz. Hakları da
01:58verir. Vermemek için de direniyorlar. Biz parasıyla
02:01istiyoruz. Bedava bir şey istemiyoruz. Biz burada
02:03çalışıyoruz. Emeğimizle, alın terimizle biz burada
02:06çalışıyoruz. Biz buraya geldiğimizde biz buraya
02:08dilenci değiliz. Getirsin elektriğimizi bağlasın, hakkı
02:12neyse hakkını alsın.
02:20Ahmet
02:25Çocukları görüyorsunuz. Ne halde olduğunu.
03:19O zaman o istemeyi biliyorlar. Hiç zamanı elektrik vermeyi mi
03:23bilmiyorlar? Biz paramızla istiyoruz. Bedava
03:27istemiyoruz. Elektrik versinler. Çocuklara süt
03:30alıyoruz. Bir günde bozuluyor. Hiç mi hakkımız yok? Sıcaklığın
03:36altında çadırların altında çocuk sütü aldıkları için çocuk
03:41sütü bir gün daha alabiliyor. Biz burada bazı yetkili
03:45arkadaşlara söylüyoruz. Diyorlar ki bize kölgeye koyun
03:48diyor. Yani ne kadar kölge olabilir ki bir çadırın altında?
03:52Yani çadırda elektrik olmadı, buzdolabı olmadı, çamaşır
03:57makine olmadı. Yaşam nasıl olacak? Bunu bir bize izah
04:01edebilirler mi acaba? O zamanı geldiği zaman herkes gelip o
04:05istemesini biliyor. Böyle bir sıkıntı olduğu için biz
04:09paramızla istiyoruz. Bedava istemiyoruz. Bize sadaka
04:12vermesinler. Paramızla rezil oluyorum. Kendi yani artık
04:16bilmiyorum. Burada neler oluyorsa ben bilmiyorum. Bu
04:20tarım işçisine hiç bakan, hiç duyan, hiç gören olmuyor. Tarım
04:24işçisi başka bir ülkede mi geldi? Onu çözemedim. Evet şu
04:28anda çadırlardayız. Yaklaşık bir on beş gündür elektriğimiz
04:31yok. Insanlar şu anda karanlıkta ay eşyanın altında
04:35oturmuş çaylarını içiyor. Gördüğünüz gibi on beş gün bu
04:42şekildeyiz. Buradaki ııı Yedaş müdürü ııı bize elektrik
04:47vermiyor. Gördüğünüz gibi çadırlar hepsi karanlıkta.
04:50Onlar taraf karanlık. Bir şekil her taraf görüyorsunuz. Bu
04:55tarafa geliyorlar. Elektriği şöyle göster de ııı şuradan
05:02ııı bizim ııı TEDAŞ müdürü buradan elektriği bize
05:07veremiyor. Elektrik o yirmi metre uzaklığında. Boşuna gece
05:12yanıyor ama bize de vermiyorlar. Tüm çadırlar şu
05:16an karanlıkta. Görüyorsunuz. Ay ışığın altında arkadaşlar çay
05:22içiyor. Gördüğünüz gibi şu şekilde bulaşık yıkanıyor. Şu
05:27telefonu çektiğimde gördüğünüz gibi şu şekilde yaptığımda
05:31karanlıkta çamaşır ııı bulaşıklarını yıkamaya çalışıyor.
05:35Biz şu an bu hayatı yaşıyoruz. Sesimizi sonuna kadar birileri
05:41çıkıp sesimizi duyana kadar biz sesimizi yükselteceğiz. Nereye
05:45kadar gidebilirsek. Böyle gel. Gel böyle abi.
05:53Burada yaklaşık on beş tane çadırın olduğunu da söyle. Küçük
05:57çocukların olduğunu da söyle. Gel. Görüyorsunuz. Kırmasın
06:02Biz burada altmış yetmiş kişi büyük insanlar var burada. Artık
06:08çocuklar var. Biz burada ııı çadırın altında buzdolabı
06:15olmadığı için ııı gidip ufak çocuklar hava değişiminden olsa
06:19gerek ııı ihsal olmuşlar. Gidip ilaç yazıyoruz. Iki gün sonra
06:25o ilaçlar çadırın altında bozuluyor. Biz tekrar doktora
06:31gittiğimizde doktor iki gün önce ben bu ilacı yazdım.
06:35Aynısını tekrar yazamam. Böyle bir cevap alıyoruz. Bize
06:40yardımcı olun. Ayrıca üst taraflarımızda da bir yüz elli
06:44iki yüz kişi onlar da aynen bu şekil elektriksizle bize bir
06:49ışık olun. Sesimizi duyana kadar
08:01ııı
08:13ınşağrı kanalı
08:18hıhıhı
08:21bay bay
08:31var mı?
09:01Haydi görüşürüz.

Önerilen