‘Hergele’ Ahmet Hakan, yine üzerine vazife olmayan işlere kalkıştı. Hürriyet’te karaladığı köşesinde süreki Cübbeli Ahmet Hoca’yı hedef alan Ahmet Hakan, bugün yine Ahmet Hoca’yı ve Nurettin Yıldız’ı hedef aldı. Aklınca ehl-i sünnet hocaları küçümseyen ‘Hergele’ hadis karşıtlığıyla bilinen, gündem olmak için söylemedikleri söz kalmayan sözde din adamlarını savundu.
Reformistleri savundu
Hakan şunları yazdı:
Mustafa İslamoğlu’nun, Caner Taslaman’ın, Abdülaziz Bayındır’ın, Edip Yüksel’in, Mehmet Okuyan’ın, Mustafa Karataş’ın, İsrafil Balcı’nın...
İslam’ı anlama ve yorumlama hakkını zorla ve zorbalıkla ellerinden almaya çalışanlar var.
*
Bunlara kalsa...
İslam’ı anlama ve yorumlama hakkı...
Sadece ve sadece Cübbeli Ahmet, Nurettin Yıldız gibilere tanınmalı.
*
Laiklik işte tam da bu
İslamo-faşistlerin zorbalıklarının önüne geçilmesi için gerek şart.
Laiklik bunları mı savunuyor?
Ahmet Hakan, ehl-i sünnet karşıtlarının istedikleri gibi atıp tutması ve İslam’ı tahrif etmek isteyenlerin değirmenin su taşıyan reformistlerin faaliyetlerine devam edebilmesi için laikliği şart koştu... Hakan’ın savunduğu isimlerden;
Mustafa İslamoğlu; kader inkarcısı, Buhari ve Müslim’e iftira atan, Hz. Adem’in babası olduğunu savunmuş, takke ve sarığın dinde yeri olmadığını söylemişti. Takke ve sarığın bid’at olduğunu savunduğu halde sarıkla namaz kıldıran İslamoğlu, sahabenin cenazede helallik almadığını da iddia etmiş, lakin babasının cenaze namazı sonrası cemaatten helallik istemişti.
Caner Taslaman; biyolojik evrimin İslam tarafından reddedilmediğini ve maymundan gelmenin aslında bir sorun teşkil etmediğini savunmak için, hücrelerimizin sürekli tükettiğimiz besinlerle kendisini yenilediğini, dolayısıyla hepimizin patates, salatalık, kıyma vs. olduğumuzu söylemişti. Taslaman, “Biz fiilen şu an her dakika patates, lahana, mercimek, inek, tavuğun değişime uğramasıyız. Patatesin değişime uğramasısın, patatessin. Şu anda ineğin değişime uğraması olmaktan sorun hisseden var mı aranızda?” ifadelerini kullanmıştı.
Abdülaziz Bayındır; İmam Serahsi gibi Mebsud isimli dev bir eseri kaleme almış ve hanefi alimlere ışık tutmuş birisine karşıtlığıyla dikkat çekmişti. Bayındır, aynı zamanda Allah’ın, imtihan gereğince bizim yapıp yapmayacağımız fiillerimizi önceden bilemeyeceğini savunmuştu.
Edip Yüksel; Reşad Halife isimli müptezeli Amerika’da “Allah rasulu” ilan etmiş, ehl-i sünnete farklı bir din diyerek tüm hadisleri inkar etmişti. Yüce dinimiz İslam’ı tahrif noktasında en ileri giden şarlatanların başını çeken Edip Yüksel, bir videosunda Kabe’ye “küp”, Hacerül Esved'e “vajina taşı” diyerek zeka seviyesi ve dine bakış açısını da gözler önüne sermişti.
Mehmet Okuyan; yıllarca tefsirlere karşı çıkmış ve kendi yazdığı meali satmış, satışlar durunca tefsir okumanın önemini anlatarak, “Kısa surelerin tefsirini” yazmıştı. Bu hareketiyle İslami camiada büyük tepki çeken Okuyan, aynı zamanda Hz. Meryem hakkındaki beyin yakan sözleriyle gündem olmuştu. Hz. Meryem’in hem erkek hem de kadın hücrelerine sahip olup kendi kendisini döllediğini, böylece Hz. İsa’yı kocası doğurmuş olabileceğini savunan Okuyan, HaberTürk’te katıldığı bir programda bu söylemlerini -görüntüleri olmasına rağmen- yalanlamıştı.
Reformistleri savundu
Hakan şunları yazdı:
Mustafa İslamoğlu’nun, Caner Taslaman’ın, Abdülaziz Bayındır’ın, Edip Yüksel’in, Mehmet Okuyan’ın, Mustafa Karataş’ın, İsrafil Balcı’nın...
İslam’ı anlama ve yorumlama hakkını zorla ve zorbalıkla ellerinden almaya çalışanlar var.
*
Bunlara kalsa...
İslam’ı anlama ve yorumlama hakkı...
Sadece ve sadece Cübbeli Ahmet, Nurettin Yıldız gibilere tanınmalı.
*
Laiklik işte tam da bu
İslamo-faşistlerin zorbalıklarının önüne geçilmesi için gerek şart.
Laiklik bunları mı savunuyor?
Ahmet Hakan, ehl-i sünnet karşıtlarının istedikleri gibi atıp tutması ve İslam’ı tahrif etmek isteyenlerin değirmenin su taşıyan reformistlerin faaliyetlerine devam edebilmesi için laikliği şart koştu... Hakan’ın savunduğu isimlerden;
Mustafa İslamoğlu; kader inkarcısı, Buhari ve Müslim’e iftira atan, Hz. Adem’in babası olduğunu savunmuş, takke ve sarığın dinde yeri olmadığını söylemişti. Takke ve sarığın bid’at olduğunu savunduğu halde sarıkla namaz kıldıran İslamoğlu, sahabenin cenazede helallik almadığını da iddia etmiş, lakin babasının cenaze namazı sonrası cemaatten helallik istemişti.
Caner Taslaman; biyolojik evrimin İslam tarafından reddedilmediğini ve maymundan gelmenin aslında bir sorun teşkil etmediğini savunmak için, hücrelerimizin sürekli tükettiğimiz besinlerle kendisini yenilediğini, dolayısıyla hepimizin patates, salatalık, kıyma vs. olduğumuzu söylemişti. Taslaman, “Biz fiilen şu an her dakika patates, lahana, mercimek, inek, tavuğun değişime uğramasıyız. Patatesin değişime uğramasısın, patatessin. Şu anda ineğin değişime uğraması olmaktan sorun hisseden var mı aranızda?” ifadelerini kullanmıştı.
Abdülaziz Bayındır; İmam Serahsi gibi Mebsud isimli dev bir eseri kaleme almış ve hanefi alimlere ışık tutmuş birisine karşıtlığıyla dikkat çekmişti. Bayındır, aynı zamanda Allah’ın, imtihan gereğince bizim yapıp yapmayacağımız fiillerimizi önceden bilemeyeceğini savunmuştu.
Edip Yüksel; Reşad Halife isimli müptezeli Amerika’da “Allah rasulu” ilan etmiş, ehl-i sünnete farklı bir din diyerek tüm hadisleri inkar etmişti. Yüce dinimiz İslam’ı tahrif noktasında en ileri giden şarlatanların başını çeken Edip Yüksel, bir videosunda Kabe’ye “küp”, Hacerül Esved'e “vajina taşı” diyerek zeka seviyesi ve dine bakış açısını da gözler önüne sermişti.
Mehmet Okuyan; yıllarca tefsirlere karşı çıkmış ve kendi yazdığı meali satmış, satışlar durunca tefsir okumanın önemini anlatarak, “Kısa surelerin tefsirini” yazmıştı. Bu hareketiyle İslami camiada büyük tepki çeken Okuyan, aynı zamanda Hz. Meryem hakkındaki beyin yakan sözleriyle gündem olmuştu. Hz. Meryem’in hem erkek hem de kadın hücrelerine sahip olup kendi kendisini döllediğini, böylece Hz. İsa’yı kocası doğurmuş olabileceğini savunan Okuyan, HaberTürk’te katıldığı bir programda bu söylemlerini -görüntüleri olmasına rağmen- yalanlamıştı.
Category
🗞
Haberler